Kerbela faciasından kim sorumlu?
Ubeydullah bin Ziyad, işlediği korkunç cinayetin vebalini çekerek, evinden, işinden can emniyeti sebebiyle vazgeçmek zorunda kalmıştı
19.08.2022 23:30:00





Ubeydullah bin Ziyad, işlediği korkunç cinayetin vebalini çekerek, evinden, işinden can emniyeti sebebiyle vazgeçmek zorunda kalmıştı.
Kerbela faciasından kim sorumlu idi? Ubeydullah'a göre bile emri veren Yezid tek suçlu idi. Ama bu onu temize çıkarmaya yetmez. Çünkü İbn-i Ziyad, 72 kişilik masum bir kafilenin üzerine otuz bin kişilik bir ordu göndermiştir. Suçun ortağıdır.
Ömer b. Sa'd da sorumludur. Bu orduları kumanda etmiştir. Başta yapmak istemediği hâlde çok istediği valilik makamı elinden çıkacak korkusu ile bu vebali üstlenmiştir. O da suçun ortağıdır.
İnsanlar basit bir dünyalık menfaati için bazen ebedî hayatlarını görmezlikten gelerek büyük bir vebalin ve günahın içine düşebiliyor.
Hz. Hüseyin (a.s.)'a karşı savaşmak istememesine rağmen, valiliği isteme hırsı, onu bu büyük cinayeti işlemeye sürüklemiştir.
Bu katliamda Kûfe halkı da suçludur. İmam Hüseyin (a.s.) saldırının her ânında Cenab-ı Hakka yalvararak, "Hem çağırdılar, hem saldırıyorlar" diyerek yaptıklarının hesabını sormasını istemiştir. Suçun bir ortağı da Kûfe halkıdır.
Bu öyle büyük bir vebaldir ki, bu işe dahil olan herkes, hatta İmam (a.s.)'ın ifadesi ile, "Feryadımızı duymamanız, karaltımızı görmemeniz için bu bölgeden uzaklaşın. Çünkü kim feryadımızı duyar veya karaltımızı görür de bize olumlu cevap vermezse veya feryadımıza yetişip yardım etmezse, Allah-u Teala'nın kendisini yüz üstü cehenneme atmasını hak etmiştir."
Kısaca, herkes bu facianın suçuna, vebaline, günahına ortaktır.
Yezid, İmam Hüseyin (a.s.)'ın şehadetinden üzüntü duymuş mudur?
Bazı Sünnî eserlerde Yezid'in, Rasulüllah'ın ciğerparesi İmam Hüseyin (a.s.)'ın şehadeti için üzüntü duyduğundan ve İbn-i Ziyad'ı kınadığından bahsedilmektedir.
Mesela M. Asım Köksal'ın "Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası" isimli eserinde; s. 228'de Yezid'in üzüntü ve pişmanlık duyması, s. 229'da Yezid'in Hz. Hüseyin için yas tutmasını karısına emretmesi, s. 234'de Hz. Hüseyin (a.s.) için üç gün mâtem tutulmasını emretmesi, s. 235'de Yezid'in Ali ve Ömer b. Hüseyin olmadan yemek yememesi gibi konular yer almaktadır...
Ancak tarihe mâl olmuş bir cinayeti işleyenlerin ve bu cinayete azmettirenlerin böyle bir pişmanlık duymasına imkan yoktur.
Yezid'in yaptığı taammüden işlenen bir soykırımdır ki, bunda pişmanlık söz konusu olamaz. Dolayısıyla, Asım Hoca'nın eserinde yer alan bu bölümlerin gerçeği yansıtmadığını düşünmekteyiz.
Bazı Sünnî eserlerde de Yezid'in gerçek karakterine ve yaptıklarına uygun izahlara da rastlanılmaktadır.
Sünnî bir yazar olan Mesudî'nin "Müruc'uz-Zeheb" isimli eserinde şu bilgi vardır:
"… Kerbela Olayı'ndan sora Ubeydullah, Yezid ile birlikte onun sarayında bir içiki âleminde bulunmuştur. Bu esnada Yezid, sakisine, kendisine verdiği içkinin aynısından sırdaşı ve yakın arkadaşı olan Ubeydullah'a da vermesini emretmiştir. Sonra da muğanniyelere, şarkılar söylemesini emretmiştir."
Yezid'e getirilen mübarek başlar
Şam'a Yezid'in yanına getirilen başlar şöyledir:
Hz. Hüseyin b. Ali (a.s.)
Ali b. Hüseyin (a.s.)
Abdullah b. Hüseyin (a.s.)
Abbas b. Ali (a.s.)
Câfer b. Ali (a.s.)
Osman b. Ali (a.s.)
Muhammed b. Ali (a.s.)
Ebu Bekir b. Ali (a.s.)
Abdullah b. Ali (a.s.)
Ebubekir bin Hasan (a.s.)
Kâsım bin Hasan (a.s.)
Abdullah bin Hasan (a.s.)
Abdullah bin Akil (a.s.)
Câfer bin Akil (a.s.)
Abdurrahman bin Akil (a.s.)
Muhammed b. Ebu Said b. Akil (a.s.)
Muhammed b. Abdullah b. Câfer (a.s.)
Avn b. Abdullah bin Câfer (a.s.)
Bu mübarek başlar, Şam'da asılarak teşhir edilmiştir.
Hz. Hüseyin'in mübarek başı yezid'in önünde
Hz. Hüseyin (a.s.)'ın başı bir tas içinde olduğu hâlde, Yezid'in önüne getirilip konuldu. Güzel bir koku yayıldı. Yezid, uşağına emretti. Tasın üzeri açıldı. Hüseyin (a.s.)'ın başını görünce Yezid'in yüzü kızardı. "Ben Ebu Abdullah'ın bu yaşa eriştiğini sanmıyordum!" dedi.
Yezid elindeki değneği Hz. Hüseyin'in dişlerine ve ağzına vurunca Peygamberimizin (s.a.v.) ashabından orada bulunan Ebu Berzetü'l Eslemî, "Sen Hüseyin'in dişleri ve ağzına mı değnek vuruyorsun? Onun dişinden ve ağzından değneğini çek ki, ben arada sırada Resululah (s.a.v.)'in onları öptüğünü görmüşümdür!
Ey Yezid! Sen kıyamet günü Allah'ın huzuruna İbn-i Ziyad kayırıcın olduğu hâlde gelecek ve çıkacaksın! Hüseyin ise kıyamet günü Allah'ın huzuruna şefaatçisi Muhammed (s.a.v.) olduğu hâlde gelecek ve çıkacaktır" diyerek Yezid'in yanından ayrıldı…
Yezid'in bu iddiasından da anlaşıldığı üzere, davasının hak olmadığı, tamamen kabilecilik iddiası ile zamanın halifesinin karşısına çıktığı gerçeği vardır.
Ali bin Hüseyin (a.s.) yezid ile tartışıyor
İmam Hüseyin (a.s.)'ın ailesinden geriye kalanlar kadınlar ve on iki çocuk Yezid'in önüne getirildiler. Yezid bir ara Ali bin Hüseyin'e (a.s.) "Ey Ali! Baban benimle akrabalık ilişkisini kesmişti. Hakkımı bilmek, tanımak istememişti. Hakimiyet ve saltanatımı elimden çekip almaya kalkışmıştı. Bak Allah da ona ne yaptı!" dedi.
Ali b. Hüseyin (a.s.), "Gerek yerde, gerek nefislerinizde herhangi bir musibet vukûa gelmemiştir ki, bu, bizim onu yaratmamızdan önce mutlaka Kitap'ta yazılmış olmasın.
Şüphesiz ki bu Allah'a göre kolaydır. Allah bunu elinizden çıkana tasalanmayasınız, O'nun size verdiği ile de sevinip şımarmayasınız diye yazmıştır. Allah çok böbürlenen her kibirliyi sevmez" mealli ayetleri okudu."
Yezid ise, ona, "De ki: Sizi çarpan her musibet, kendi ellerinizin işleyip kazandığı günahar yüzündendir. Bununla beraber Allah bir çoğunu affeder de musibete uğratmaz" mealli ayeti okudu.
Hikmetler
Yezid, azmettirdiği cinayete kılıf ararcasına, İmam Hüseyin (a.s.)'ın başına gelenleri ona (a.s.) mâl etmektedir.
Allah'ın, onu halifeye biat etmediği için öldürdüğünü söyleyebilmektedir. Yani, İmam (a.s.) –hâşâ- Yezid kadar kafası çalışmadığı için gerçekleri görememiş, onun babasının kendi babası olan İmam Ali (a.s.)'dan daha üstün olduğunu anlayamamıştır. Bu nedenle gereksiz yere isyan etmiş, halifeye biat etmemiştir. Yezid de gerekeni yapmıştır.
İmam Hüseyin (a.s.)'ın dedesi, âlemlerin hürmetine yaratıldığı Muhammed Mustafa (s.a.v.)'dir. Babası, velâyetin şâhı, temizliği ve masumluğu ayetlerle sabit İmam Ali (a.s.)'dır. O'nun annesi, cennet kadınlarının efendisi, Hz. Fatıma (a.s.)'dır. Ve onun temizliğine ve doğruluğuna da Cenab-ı Hak şahittir.
Yezid nasıl olur da böyle pâk bir soy ile kendi hakkında karşılaştırma yaparak hüküm verebilir.
Bu, koltuk ve makam sevdasına, Kur'an ayetlerini inkardan başka bir şey değildir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Hüseyin eserinden)
Kerbela faciasından kim sorumlu idi? Ubeydullah'a göre bile emri veren Yezid tek suçlu idi. Ama bu onu temize çıkarmaya yetmez. Çünkü İbn-i Ziyad, 72 kişilik masum bir kafilenin üzerine otuz bin kişilik bir ordu göndermiştir. Suçun ortağıdır.
Ömer b. Sa'd da sorumludur. Bu orduları kumanda etmiştir. Başta yapmak istemediği hâlde çok istediği valilik makamı elinden çıkacak korkusu ile bu vebali üstlenmiştir. O da suçun ortağıdır.
İnsanlar basit bir dünyalık menfaati için bazen ebedî hayatlarını görmezlikten gelerek büyük bir vebalin ve günahın içine düşebiliyor.
Hz. Hüseyin (a.s.)'a karşı savaşmak istememesine rağmen, valiliği isteme hırsı, onu bu büyük cinayeti işlemeye sürüklemiştir.
Bu katliamda Kûfe halkı da suçludur. İmam Hüseyin (a.s.) saldırının her ânında Cenab-ı Hakka yalvararak, "Hem çağırdılar, hem saldırıyorlar" diyerek yaptıklarının hesabını sormasını istemiştir. Suçun bir ortağı da Kûfe halkıdır.
Bu öyle büyük bir vebaldir ki, bu işe dahil olan herkes, hatta İmam (a.s.)'ın ifadesi ile, "Feryadımızı duymamanız, karaltımızı görmemeniz için bu bölgeden uzaklaşın. Çünkü kim feryadımızı duyar veya karaltımızı görür de bize olumlu cevap vermezse veya feryadımıza yetişip yardım etmezse, Allah-u Teala'nın kendisini yüz üstü cehenneme atmasını hak etmiştir."
Kısaca, herkes bu facianın suçuna, vebaline, günahına ortaktır.
Yezid, İmam Hüseyin (a.s.)'ın şehadetinden üzüntü duymuş mudur?
Bazı Sünnî eserlerde Yezid'in, Rasulüllah'ın ciğerparesi İmam Hüseyin (a.s.)'ın şehadeti için üzüntü duyduğundan ve İbn-i Ziyad'ı kınadığından bahsedilmektedir.
Mesela M. Asım Köksal'ın "Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası" isimli eserinde; s. 228'de Yezid'in üzüntü ve pişmanlık duyması, s. 229'da Yezid'in Hz. Hüseyin için yas tutmasını karısına emretmesi, s. 234'de Hz. Hüseyin (a.s.) için üç gün mâtem tutulmasını emretmesi, s. 235'de Yezid'in Ali ve Ömer b. Hüseyin olmadan yemek yememesi gibi konular yer almaktadır...
Ancak tarihe mâl olmuş bir cinayeti işleyenlerin ve bu cinayete azmettirenlerin böyle bir pişmanlık duymasına imkan yoktur.
Yezid'in yaptığı taammüden işlenen bir soykırımdır ki, bunda pişmanlık söz konusu olamaz. Dolayısıyla, Asım Hoca'nın eserinde yer alan bu bölümlerin gerçeği yansıtmadığını düşünmekteyiz.
Bazı Sünnî eserlerde de Yezid'in gerçek karakterine ve yaptıklarına uygun izahlara da rastlanılmaktadır.
Sünnî bir yazar olan Mesudî'nin "Müruc'uz-Zeheb" isimli eserinde şu bilgi vardır:
"… Kerbela Olayı'ndan sora Ubeydullah, Yezid ile birlikte onun sarayında bir içiki âleminde bulunmuştur. Bu esnada Yezid, sakisine, kendisine verdiği içkinin aynısından sırdaşı ve yakın arkadaşı olan Ubeydullah'a da vermesini emretmiştir. Sonra da muğanniyelere, şarkılar söylemesini emretmiştir."
Yezid'e getirilen mübarek başlar
Şam'a Yezid'in yanına getirilen başlar şöyledir:
Hz. Hüseyin b. Ali (a.s.)
Ali b. Hüseyin (a.s.)
Abdullah b. Hüseyin (a.s.)
Abbas b. Ali (a.s.)
Câfer b. Ali (a.s.)
Osman b. Ali (a.s.)
Muhammed b. Ali (a.s.)
Ebu Bekir b. Ali (a.s.)
Abdullah b. Ali (a.s.)
Ebubekir bin Hasan (a.s.)
Kâsım bin Hasan (a.s.)
Abdullah bin Hasan (a.s.)
Abdullah bin Akil (a.s.)
Câfer bin Akil (a.s.)
Abdurrahman bin Akil (a.s.)
Muhammed b. Ebu Said b. Akil (a.s.)
Muhammed b. Abdullah b. Câfer (a.s.)
Avn b. Abdullah bin Câfer (a.s.)
Bu mübarek başlar, Şam'da asılarak teşhir edilmiştir.
Hz. Hüseyin'in mübarek başı yezid'in önünde
Hz. Hüseyin (a.s.)'ın başı bir tas içinde olduğu hâlde, Yezid'in önüne getirilip konuldu. Güzel bir koku yayıldı. Yezid, uşağına emretti. Tasın üzeri açıldı. Hüseyin (a.s.)'ın başını görünce Yezid'in yüzü kızardı. "Ben Ebu Abdullah'ın bu yaşa eriştiğini sanmıyordum!" dedi.
Yezid elindeki değneği Hz. Hüseyin'in dişlerine ve ağzına vurunca Peygamberimizin (s.a.v.) ashabından orada bulunan Ebu Berzetü'l Eslemî, "Sen Hüseyin'in dişleri ve ağzına mı değnek vuruyorsun? Onun dişinden ve ağzından değneğini çek ki, ben arada sırada Resululah (s.a.v.)'in onları öptüğünü görmüşümdür!
Ey Yezid! Sen kıyamet günü Allah'ın huzuruna İbn-i Ziyad kayırıcın olduğu hâlde gelecek ve çıkacaksın! Hüseyin ise kıyamet günü Allah'ın huzuruna şefaatçisi Muhammed (s.a.v.) olduğu hâlde gelecek ve çıkacaktır" diyerek Yezid'in yanından ayrıldı…
Yezid'in bu iddiasından da anlaşıldığı üzere, davasının hak olmadığı, tamamen kabilecilik iddiası ile zamanın halifesinin karşısına çıktığı gerçeği vardır.
Ali bin Hüseyin (a.s.) yezid ile tartışıyor
İmam Hüseyin (a.s.)'ın ailesinden geriye kalanlar kadınlar ve on iki çocuk Yezid'in önüne getirildiler. Yezid bir ara Ali bin Hüseyin'e (a.s.) "Ey Ali! Baban benimle akrabalık ilişkisini kesmişti. Hakkımı bilmek, tanımak istememişti. Hakimiyet ve saltanatımı elimden çekip almaya kalkışmıştı. Bak Allah da ona ne yaptı!" dedi.
Ali b. Hüseyin (a.s.), "Gerek yerde, gerek nefislerinizde herhangi bir musibet vukûa gelmemiştir ki, bu, bizim onu yaratmamızdan önce mutlaka Kitap'ta yazılmış olmasın.
Şüphesiz ki bu Allah'a göre kolaydır. Allah bunu elinizden çıkana tasalanmayasınız, O'nun size verdiği ile de sevinip şımarmayasınız diye yazmıştır. Allah çok böbürlenen her kibirliyi sevmez" mealli ayetleri okudu."
Yezid ise, ona, "De ki: Sizi çarpan her musibet, kendi ellerinizin işleyip kazandığı günahar yüzündendir. Bununla beraber Allah bir çoğunu affeder de musibete uğratmaz" mealli ayeti okudu.
Hikmetler
Yezid, azmettirdiği cinayete kılıf ararcasına, İmam Hüseyin (a.s.)'ın başına gelenleri ona (a.s.) mâl etmektedir.
Allah'ın, onu halifeye biat etmediği için öldürdüğünü söyleyebilmektedir. Yani, İmam (a.s.) –hâşâ- Yezid kadar kafası çalışmadığı için gerçekleri görememiş, onun babasının kendi babası olan İmam Ali (a.s.)'dan daha üstün olduğunu anlayamamıştır. Bu nedenle gereksiz yere isyan etmiş, halifeye biat etmemiştir. Yezid de gerekeni yapmıştır.
İmam Hüseyin (a.s.)'ın dedesi, âlemlerin hürmetine yaratıldığı Muhammed Mustafa (s.a.v.)'dir. Babası, velâyetin şâhı, temizliği ve masumluğu ayetlerle sabit İmam Ali (a.s.)'dır. O'nun annesi, cennet kadınlarının efendisi, Hz. Fatıma (a.s.)'dır. Ve onun temizliğine ve doğruluğuna da Cenab-ı Hak şahittir.
Yezid nasıl olur da böyle pâk bir soy ile kendi hakkında karşılaştırma yaparak hüküm verebilir.
Bu, koltuk ve makam sevdasına, Kur'an ayetlerini inkardan başka bir şey değildir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Hüseyin eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.