"Kendinin gurbetine kaçmak istersin, kendinin sılasına varamadığın için..." Bir garip insanın, bir garip özlemi, kendinin gurbetine kaçtığında kendinden kurtulacağını zanneder. Oysa... Kurtulunmaz.Kendi dağının yollarında yorgun bir yolcu misali yürümedikten sonra, hem o dağın karını boranını görmedikten sonra, baharın çağlayan ırmakları ile coşmadıktan sonra, leylaklarından, güllerinden, çiğdeminden koklamadıktan sonra kendine alışamazsın. Kendinden kaçmak istersin. Kendine alışmak nasıl davranacağını, nasıl düşüneceğini, kalbini nelerle dolduracağını, nelerle asla doldurmayacağını, doldurmaman gerektiğini kestirebilmektir.Eskilerden bir mutasavvıf der ki;"En azından iyi ile kötüyü ayırıncaya kadar bu yolda yani tasavvufta ilerlemeye gayret et. (İyiyi kötüden ayırmak sanıldığından zordur aslında... Hakk'ı hak görebilmek için dua ederiz ya.)Yolda giderken sağındakine solundakine nazar et, kendini aynı yolda yürüdüğün bütün arkadaşlarından aşağı gör ancak böylelikle yükselebilirsin. Kusur görme, kötü zanda bulunma, gıybet etme, istişare et, senin göremediklerini görebilenlere edeple sor, edeple yanlarında otur, biliyorum deme, hata işlesen bile yoldan dönme."Prof. Dr. Haydar Baş Bey derki;"Derviş dağa tırmanan bir dağcı gibidir, tırmanırken, bazen daha yükseğe çıkabilmek için aşağılara da inebilir. Fakat bu çıkışı için gerekli bir iniştir."İşte bir bakış, işte bir duyuş, kendi gurbetimizden kurtulabilmek için kendine sığınılabilecek bir ifade. Bu ifade bize Zümrüd-ü Anka kuşunu hatırlatmadı değil. Anka kuşu üçyüz yıl yaşayan ve sonra yanarak ölen bir kuşmuş. Ancak külleri savrulduğunda yeni bir Anka meydana çıkarmış. İşte insanın hayatındaki inişler de çıkışların daha iyi hissedişlerin bir başlangıcı olabilir. Bunu çoğumuz öğrenmişizdir aslında.Sevgili okuyucular, kamil insan olmaya çalışırken, gönlümüzü her türden güzelliklere açtığımızda öyle değişik duraklardan, manzaralardan geçiyoruz ki, şükretmekten, hamdetmekten başka birşey aklımıza gelmiyor. Şükredebildiğimiz için bile şükrediyoruz. Kendi sılamıza varmak bu mu acaba?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Kevser Doyurum / diğer yazıları
- İrfan sofrası / 24.10.2023
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022