Bizim sokaklarda kullandığımız bir tabir vardır; Kendi ayağına sıkmak, diye. Çok yüzeysel olarak ne anlarız bu tabirden? Kendi ayağına sıkan yürüyemez, sürünür. Duruma göre kan kaybından da sakat kalabileceği gibi, ölebilir de…İşte bu millet tabiri caizse ki, demokrasi adına caizdir, hadi 2002’de acemiydi ama 2007 ve 2011’deki seçimlerde AKP demekle kendi ayağına sıkmıştır. Tarım bitti. Hayvancılık hobi olarak yapılıyor. Yeraltı kaynaklarını savaşla ele geçiremeyen gayr-i Müslimler, adına para dedikleri kağıtlarla ele geçirdiler. Ekonomi büyüyormuş. 2002’de aldığın maaşla, şimdi aldığın maaşın alım gücünü sen hesapla. Büyüdün mü, küçüldün mü?Cami içinde hocalar senden benden para istiyor, cami dışında dernek yetkilileri. Neden? Filan yerde cami, Kur’an Kursu yapılacakmış. Ama senin muhafazakarlığın ötesinde kaftan biçtiğin iktidar, gayr-i Müslimlerin kilise, okul vs. ihtiyaçları için devletin hazinesini açmış. Bunu da görüyorsun. İsviçre’deki hesaplar hiç konuşulmadı. 15 ayda 1 trilyonluk gelir artışı sağlanmasının sırrı açıklanmadı. İsviçre’deki hesaplarla ilgili sızdırma yaptığı iddialarının muhatabı konuşmadı. Sende merak etmedin, sorgulamadın.Deniz Feneri ve köstebek filmi gözünün önünde oynandı. Ne oluyor bre, bile demedin…Allah’a oğul isnat eden komşu devletlerin her türlü siyasi oyun ve hakaretlerine rağmen onlarla dost olduk. Ama “La ilahe illallah Muhammed Resulullah” diyen devletlerle düşman olduk. Ne yapıyorsunuz, diye sormadın.1993’lerdeydi yanılmıyorsam! CHP, PKK sözcülerini Meclis’e taşıdı. CHP’nin biletini anında kestin. Bu iktidar gitti dağda, bayırda masa kurup, bırak sözcüyü bizzat teröristle görüştü, muhatap aldı, tavizler verdi. Sen ise çok yaşa deyip, hikmet aradın…Şimdilerde ise “Suriye’deki kardeşlerimi zalime ezdirmeyeceğim” lafını alkışlıyorsun. “O zalimle neden kankaydın o zaman” demek yerine alkışladın. Hülasa Yüce Türk Milleti, AKP ve Erdoğan demekle ayağına sıktı diyorum ben. Çünkü bu millet, Ehl-i Beyt yoluyla Müslüman olmuş. Öyle Erdoğan’ın dediği gibi 900 yıllık filan değil 5 bin yıllık bir geçmişi olan bir millettir. Ehl-i Beyt eliyle İslam olan bu millet haliyle zalimin yanında olamaz. Çünkü Ehl-i Beyt hep zulme ve zalime karşı olmuştur. Çok eskilere gitmeden, Anadolu’dan kimleri silahla, silah bulamadığımızda kazmayla, tırpanla, sopayla kovmuştuk? Kimlere karşı Kurtuluş Savaşını vermiştik? İngiliz, İtalyan, Fransız, Ermeni, Yunan… Yani Hristiyanlara, arka planda da Yahudilere karşı. Şimdi ise aynı zihniyeti, AKP daha hava alanında kırmızı veya pembe halılarla karşılıyor ve Anadolu’da yeniden bir kadastro çalışması yapmaları için her türlü imkanı veriyor. 10 yılda 135 bin taşınmaz satan AKP, toprak satışında da Cumhuriyet tarihindeki tüm satışları katlamış durumda. Sen ne yapıyorsun? İlle de sen, şarkısı eşliğinde tribün liderlerinin gazıyla alkışa devam. İşte buna bizim sokaklarda “kendi bacağına (ayağına) sıkmak” diyorlar. Kardeşim unutma; Satan var oldukça, Vatan sağ olmaz…Vatan, Türk Milleti, iç ve dışımızın ateş çemberine alınması, oynanan siyasi oyunlar, halkın tepkisizliği vs. konuları düşündüğümde, Sevgili Hocam Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu’nun geçen yıl yazdığı bir yazıdaki anlattığı hikaye hep aklıma geliyor. Aynen aktarayım;“Kutup ayılarının kürkleri oldukça değerliymiş. Ancak, ayıyı avlamak da çok zormuş. Çünkü ayının yağlı derisi, güçlü silahlar ve iri mermilerle ancak delinebiliyormuş. Bu mermiler de kürke zarar verdiği için, ayının ancak alnından, iki kaşının arasından vurulması gerektiriyormuş. Bunun için yakın bir mesafeden ateş etmek şartmış. Tabii, kutup ayısının üç metre karın altındaki fok balığının ve on kilometrelik mesafedeki yaralı bir hayvanın kanının kokusunu alabildiği gerçeği, kutup ayısının bu yolla avlanmasının imkansız hale getiriyormuş. Ancak avcılar, kutup ayısını avlayacak bir yöntem bulmuşlar:Ağzı iyice keskinleştirilen bir balta kara gömülüyor ve üzerine bir miktar fok kanı sürülüyormuş. Kokuyu alan ayı, baltaya ulaşınca, üzerindeki kanı yalamaya başlıyormuş. Tabii bu arada, jilet gibi keskin balta, ayının dilinde çizikler oluşturmaya, dil kanamaya başlıyormuş. Ayı yaladıkça, dili kesiliyor, dili kesildikçe daha fazla kanama oluyor, artan kan ayının iştahını açıyor ve keyifle yalamaya devam ediyormuş. Kendi kanını büyük bir iştahla yalamaya devam eden kutup ayısı, bir süre sonra kan kaybından halsizleşiyor, gücünü kaybediyor ve yere yığılıyormuş. İşte bu anda avcılar yetişiyor ve iki kaşının arasından kurşunu basıyorlarmış…”
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Saadettin Saran, Rümeysa, Nedim Şener ve diğerleri / 24.12.2025
- Raporlar DEM’i bozdu / 22.12.2025
- Saha, söylenenleri doğrulamıyor / 21.12.2025
- Erdoğan ve Bahçeli bu noktaya nasıl geldi? / 20.12.2025
- ‘Haydar Baş haklıymış’ dediğin zaman çok geç olacak / 19.12.2025
- 2026 bütçesinin Türkçe meali: ‘Halktan alıp zengine veriyoruz’ / 18.12.2025
- Bölücülerin sözlerine Devlet Bahçeli imzayı da attı / 16.12.2025
- Erdoğan: ‘Asgari ücretle ilgili bir sürpriz yapabiliriz’ / 15.12.2025
- Milletin gerçeklerini görmeniz için daha ne olması lazım? / 14.12.2025
- ‘Türkiye hukuk devletidir’ iddiası ispata muhtaç / 13.12.2025
- Raporlar DEM’i bozdu / 22.12.2025
- Saha, söylenenleri doğrulamıyor / 21.12.2025
- Erdoğan ve Bahçeli bu noktaya nasıl geldi? / 20.12.2025
- ‘Haydar Baş haklıymış’ dediğin zaman çok geç olacak / 19.12.2025
- 2026 bütçesinin Türkçe meali: ‘Halktan alıp zengine veriyoruz’ / 18.12.2025
- Bölücülerin sözlerine Devlet Bahçeli imzayı da attı / 16.12.2025
- Erdoğan: ‘Asgari ücretle ilgili bir sürpriz yapabiliriz’ / 15.12.2025
- Milletin gerçeklerini görmeniz için daha ne olması lazım? / 14.12.2025
- ‘Türkiye hukuk devletidir’ iddiası ispata muhtaç / 13.12.2025




















































































