Dünya Açlık Raporu’na göre, her saat 300 çocuk ve bebek açlıktan ölüyor. Bir günde 7200, bir yılda ise 2.5 milyon çocuğun açlıktan öldüğü de raporda yer alıyor.
Bu, kapitalizmin acı bilançosudur.
İnsanlığın gelebileceği en ileri nokta olarak gösterilen kapitalist sistem her bakımdan yanlışlığını ortaya koyan örneklerle doludur.
İnsan hakları, adalet, eşitlik, demokrasi gibi terimlerle içi doldurulmaya çalışılan kapitalist sistem tamamen iflas etmiştir.
Ekonomik olarak iflas etmiştir. Çünkü ABD’de mortgage krizi ile başlayan dönem halen kendini onaramamıştır. Ekonomik darboğaz işsizlik, açlık ve halkın geleceğine olan güvenini kaybetmesi olarak kendini gösteriyor.
İnsan hakları açısından iflas etmiştir çünkü ekonominin temeli insanların ihtiyaçlarının karşılanması olmalıdır. Oysa 21. yüzyılda saat başı 300 bebeğin açlıktan ölmesi ve bunun karşılığında bir avuç azınlığın dünya gelirlerinin neredeyse tamamını elinde bulundurması, kapitalizmin insanlıktan, adil gelir dağılımından ne kadar uzak kaldığını gösteriyor.
Demokrasi adına da kapitalizm sınıfta kalmıştır. Demokrasiden kapitalist Batının ne anladığı işgal ettiği ülkelerden ve canlarını aldığı Müslümanlardan bellidir.
Bölge kaynaklarına erişim için yapılan vahşet dünyanın sessiz kalması ile halen devam ediyor. Libya’da Kaddafi’nin ardından işkence ve yargısız infaz devam ediyor. Libya, linç ederek öldürdüğü Kaddafi’yi mumla arıyor. Demokrasi değil de açlık ve sefaletin geldiğini yeni yeni anlıyorlar.
Açlıktan ölenler ve sebepsiz yere öldürülenler aslında kapitalist sistemin insana verdiği değerin de ispatıdır.
İnsan, bu sistemde amaçlara ve kaynaklara ulaşım vasıtasından başka bir şey değildir.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın Milli Devlet - Sosyal Devlet anlayışında ise, insan ekonominin ve diğer sistemlerin temelidir. Devlet, insana hizmetle yükümlüdür.
Batının beyannamelerde kalan insan haklarının sebebi de budur.
İnsan eğer hizmete layık görülmezde, amaca ulaşmanın vasıtası olursa, ona hak adı altında her türlü eziyetin yapılması yasallaşmış demektir.
Oysa, gaye insana hizmet olursa, yapılan düzenlemeler onun rahatı ve ihtiyaçlarının temini içindir ki Milli Devlet - Sosyal Devlet tezinde durum budur.
İnsana bakışı “sadece belli menfaat gruplarının tatmini” noktasında kalan kapitalist sistemde bu zihniyet temel kural olup, değişmeyeceğine göre daha çok açlıktan ölen bebek haberleri duyarız…
Bu, kapitalizmin acı bilançosudur.
İnsanlığın gelebileceği en ileri nokta olarak gösterilen kapitalist sistem her bakımdan yanlışlığını ortaya koyan örneklerle doludur.
İnsan hakları, adalet, eşitlik, demokrasi gibi terimlerle içi doldurulmaya çalışılan kapitalist sistem tamamen iflas etmiştir.
Ekonomik olarak iflas etmiştir. Çünkü ABD’de mortgage krizi ile başlayan dönem halen kendini onaramamıştır. Ekonomik darboğaz işsizlik, açlık ve halkın geleceğine olan güvenini kaybetmesi olarak kendini gösteriyor.
İnsan hakları açısından iflas etmiştir çünkü ekonominin temeli insanların ihtiyaçlarının karşılanması olmalıdır. Oysa 21. yüzyılda saat başı 300 bebeğin açlıktan ölmesi ve bunun karşılığında bir avuç azınlığın dünya gelirlerinin neredeyse tamamını elinde bulundurması, kapitalizmin insanlıktan, adil gelir dağılımından ne kadar uzak kaldığını gösteriyor.
Demokrasi adına da kapitalizm sınıfta kalmıştır. Demokrasiden kapitalist Batının ne anladığı işgal ettiği ülkelerden ve canlarını aldığı Müslümanlardan bellidir.
Bölge kaynaklarına erişim için yapılan vahşet dünyanın sessiz kalması ile halen devam ediyor. Libya’da Kaddafi’nin ardından işkence ve yargısız infaz devam ediyor. Libya, linç ederek öldürdüğü Kaddafi’yi mumla arıyor. Demokrasi değil de açlık ve sefaletin geldiğini yeni yeni anlıyorlar.
Açlıktan ölenler ve sebepsiz yere öldürülenler aslında kapitalist sistemin insana verdiği değerin de ispatıdır.
İnsan, bu sistemde amaçlara ve kaynaklara ulaşım vasıtasından başka bir şey değildir.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın Milli Devlet - Sosyal Devlet anlayışında ise, insan ekonominin ve diğer sistemlerin temelidir. Devlet, insana hizmetle yükümlüdür.
Batının beyannamelerde kalan insan haklarının sebebi de budur.
İnsan eğer hizmete layık görülmezde, amaca ulaşmanın vasıtası olursa, ona hak adı altında her türlü eziyetin yapılması yasallaşmış demektir.
Oysa, gaye insana hizmet olursa, yapılan düzenlemeler onun rahatı ve ihtiyaçlarının temini içindir ki Milli Devlet - Sosyal Devlet tezinde durum budur.
İnsana bakışı “sadece belli menfaat gruplarının tatmini” noktasında kalan kapitalist sistemde bu zihniyet temel kural olup, değişmeyeceğine göre daha çok açlıktan ölen bebek haberleri duyarız…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018