Rahmetli Baki Bektaş Hocamız bir sohbetlerinde: "Mana alemi öyle çözülemeyecek kadar karmaşık bir alem değildir. Madde aleminde nasıl kurallar varsa; mana aleminde de kurallar vardır. Akleder yolunu yordamını bulursanız, ilmek ilmek çözer muradınıza erersiniz." buyurmuşlardı...İnsanoğlu kendi vücut ülkesine baktığı zaman; madde ve manadan müteşekkil iki yönünün olduğunu hemen anlar. Genelde ihtiyacını karşılamaya gelince de, maddi cephesinin tatminini esas alır. Madde yönünü ön plana alan insan, kendi rahatı için en güzel ve rahat barınaklar, araçlar, giyim kuşam; en lezzetli yiyecek ve içecekler; teknolojik olarak her türlü imkanı sağlamıştır. Bu çabalar insanı hiçbir zaman arzulanan mutluluğa eriştirememiştir. Çünkü iki kısımdan müteşekkil olan insanın mana (ruh) cephesi ihmal edilmiştir. Maddede ve manada ihtiyaçlarını karşılayan insan ise bahtiyarlığı ve mutluluğu yakalamış insandır. Peki her insan bu bahtiyarlığa erişebilir mi? Elbette ki evet.! Yolunu bilmek kaydı şartıyla tabi ki. Ruhunu ihmal etmeyen insanlara ve gittiği yollara baktığımız zaman göreceksiniz ki bu, hayal olmaktan çıkmıştır.Tin suresinde "Biz insanı en güzel biçimde yarattık" (4.. ayet) buyruluyor. İnsanın yapısındaki üstünlük işte bu ruhsal özelliklerden ortaya çıkmaktadır. İnsan meleklerin ulaştıkları yerlerin çok daha yükseğine erişebilecek yetenekte yaratılmıştır. Nitekim miraç olayı bunun delilidir. Orada Cebrail aleyhisselam bir noktaya gelince durmuş, (bir insan olan Hz. Muhammed (sav)) daha yüce makama yükselmiştir. Öte yandan insanoğlu, doğru yoldan çıkınca hiçbir yaratığın inemeyeceği çukurlara yuvarlanmaya da yatkındır: "Sonra onu aşağıların en aşağısı kıldık.." (5. ayet)...Bu ayetlerle insanın, Yaratanının isteklerine göre tanzim edilecek bir hayat neticesinde güzelliklere kavuşacağı anlatılmak istenmiştir. Bu konuda bize gerçek hayat rehberi olan Kur'an ve Sünnet vadisinde bir seyre çıkalım dilerseniz: Tevbe ipine yapışmakİşlediği günahlarla lekelenmiş olan kalp, fonksiyonunu icra edemez bir hal alır. Önce bu kalbin günah kirlerinden arınması lazımdır: "Bir kimse kalbi ve kalıbı ile istiğfara devam ederse Cenabı Hakk o kimsenin gamlarını feraha ;sıkıntılarını genişliğe tebdil ederek hiç ummadığı bir taraftan onu rızıklandırır" (ibn Mace, Zühd,30). Peygamber Efendimiz bir başka hadisi şeriflerinde de : "Cenabı Hakk'a tevbe ediniz. Muhakkak ki ben günde yüz defa Cenabı Allah'a tevbe ederim" (Ebu Davud,vitr,26; İbn Hanbel, Müsned 2/450) buyurmuşlardır.Selatü Selam okumakSonra kalplerimizi Allah'ın Sevgilisi Hz. Muhammed'e (sav) salatü selam getirmekle süslemeliyiz. Böylece Yüce Allah'ın emrini de yerine getirmiş oluruz. El Ahzab Sûresi 56. ayeti kerimede Allahü Teâlâ buyurmaktadır ki; "Gerçekten Allah ve melekleri Peygambere salât ederler, O' nu överler. Ey iman edenler! Siz de O'nu övün ve O'na salât ve selam edin, O' na gönülden teslim olun"...Kalbimizi gıdalandırmaya yarın devam edeceğiz.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012