Kâbus geri döndü...

"Bir ülkede insanlar sizden nefret ediyorsa, o ülkede yaşamak çok zordur..." Hrant Dink'in The Associated Press'e verdiği son demecinden bir cümle bu... "Bir ülkede insanlar sizden nefret ediyorsa, o ülkede yaşamak çok zordur..." Ve yabancı ajanslar, dünkü cinayeti, bu cümlenin altını çizerek duyurdular, tüm dünyaya... Söylemişti.Öldürüldü. Böyle tarif ettiler. Halbuki, Uğur Mumcu'dan nefret etmiyordu bu ülkenin insanları... Çetin Emeç'ten de...Ahmet Taner Kışlalı'dan da...Ama onlar da öldürüldü. Benzer şekilde. Bu ülkede ne zaman "yönetim kaosu" olsa, yeniden vizyona giren bir film bu. Yani, tetikçi yakalansa bile, aslında "kim" olduğunu asla bilemeyeceğimiz bir cinayet daha...O nedenle "kim" sorusundan çok "neden" sorusuna cevap aramalı Türkiye... Mesela... Bundan böyle AB'yi unutun. Fransa'nın aradığı kanıttır bu. Soykırım kanunları peş peşe ve her zamankinden hızlı çıkacak.Tanımak "kriter" olacak. Çünkü tehcirde kaç kişinin can verdiğini bilmiyoruz ama, Hrant'ın cesedi ortada. "ABD'nin itirazına rağmen" sınır ötesi harekât yapmaya hazırlanıyorduk ya... Unutun. Ermeni vatandaşımız İstanbul'un göbeğinde cansız yatarken, "ırka dayalı" bir argümanla "Türkmen'i savunacağım" diye sınır ötesine geçmek, imkânsız bu saatten sonra.Böyle bu işler... "ABD'ye kafa tutmaya" niyetin varsa, "sürpriz"lere de hazırlıklı olacaksın. Kıbrıs gitti... "Soydaşlarımızın güvenliğini koruyoruz" adı altında orada oturtmazlar artık adamı... Çünkü, "sen önce kendi memleketindeki azınlıkların güvenliğini sağla" derler adama... Yılmaz Özdil