İsrail'den sonra ikinci müttefiki PYD/YPG
ABD, Ortadoğu'da İsrail'in ardında iki numaralı müttefik olarak PYD/YPG'yi seçti. ABD'deki 8 Kasım'da yapılacak başkanlık seçimlerinin en güçlü adayı Hillary Clinton da bu seçimi şok sözleriyle teyit etti.
11.10.2016 00:00:00
RECEP BAHAR/HABER-ANALİZ
Ortadoğu coğrafyasında ABD'nin öteden beri stratejik müttefikleri vardır. Türkiye tarihin hiçbir döneminde bu müttefikler arasına giremedi. İlk sırada açık farkla İsrail gelir. İsrail'in ardından Mısır Silahlı Kuvvetleri son döneme kadar ikinci sırada yer alan stratejik müttefikti. Washington'ın Mısır'da Genelkurmay Başkanı iken askeri darbeyle yönetimi ele geçiren Sisi'ye geçit vermesi bu politikanın bir sonucuydu...
ABD açısından Mısır'ın stratejik ortaklığı eski Devlet Başkanı Enver Sedat'ın İsrail ile 1978'de Camp David Anlaşması'nı imzalamasına kadar gidiyor! Bunun anlamı şu: Mısır, İsrail için tehdit oluşturmadığı sürece Amerikan yardımı almaya devam edecektir!
Üçüncü sırada ise Suudi Kraliyet ailesi gelmekteydi. Ancak geçen hafta ABD Kongresi'nin 11 Eylül hadisesi nedeniyle Suudi Arabistan'ı sorumlu tutan yasayı geçirmesi ve akabinde bir Amerikan vatandaşının Suudi Arabistan'a dava açması Suudi Kraliyet rejiminin ipinin çekilmek üzere olduğunu ortaya koyuyor.
Müttefik sıralaması değişiyor
Terör örgütü PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD/YPG'nin IŞİD ile eşzamanlı olarak ortaya çıkarılmasıyla birlikte ABD'nin Ortadoğu'daki stratejik ortaklarının sıralaması değişti. İlk sırada yine İsrail yer alıyor. Zaten ABD'nin Ortadoğu'daki varlık nedenlerinden biri de İsrail... 8 Kasım'daki 58. başkanlık seçimlerinde Hillary Clinton da, Trump da işbaşına gelse İsrail'in muhkem konumunda bir değişiklik olmayacak. İkinci sıraya ise PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD/YPG yerleşti. Üçüncü sırada IŞİD yer alıyor. Dördüncü sırada ise Barzani, bir başka ifadeyle Peşmerge yönetimi... Mısır ordusu ise 5. sırada...
Yeni aile fotoğrafında Suudi Kraliyet rejimine yer olup olmadığını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Bu çerçevede İran'ın Suudi Arabistan'ın önüne geçme ihtimali de bulunuyor. Suudi Arabistan'ın özellikle son bir yıldır Rusya'ya yanaşmasının sebeplerinden biri de bu.
ABD-PKK ortak operasyonu
ABD ile PYD bir yılı aşkın bir süredir Suriye'nin kuzeyinde ortak operasyon düzenliyor. Operasyonun tek hedefi ise Irak'ın kuzeyinden Akdeniz'e ulaşacak 'petrol ve doğalgaz koridoru'nun açılması...
ABD, Türkiye'ye defalarca söz vermesine rağmen PYD unsurlarının Münbiç'ten çıkmasını sağlamadı, bilakis buradaki YPG unsurlarının tahkim edilmesine önayak oldu. Mümbiç'teki YPG'li militan sayısının son bir ayda yaklaşık 10 kat artarak 1300'e çıktığı belirtiliyor.
Son dönemde Suriye'nin kuzeyinde IŞİD ile YPG unsurları arasında tek bir çatışma çıkmaması, önceki çatışmalarda da IŞİD'in peşmergenin yanı sıra PYD/YPG'ye karşı hep kaybetmesi de dikkat ekiyor.
ABD-IŞİD-YPG'nin Türkiye'ye karşı fiili bir cephe oluşturduğu da sıklıkla konuşulmaya başlandı. Özgür Suriye Ordusu'ndan (ÖSO) koparılan grupların da bu eksene dahil edildiği de gelen bilgiler arasında.
Clinton da PYD'ci!
ABD'deki başkanlık yarışında Demokratların adayı, eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın da Trump ile geçtiğimiz Pazar akşamı yaptığı televizyon düellosunda Suriye ve Irak'ta IŞİD'e karşı savaşan Arapları ve Kürtleri ABD'nin daha fazla silahlandırması gerektiği söylemesi bu açıdan dikkat çekiyor. Neticede ABD'nin 1980 yılından bu yana sürdürülen politikalarında bir değişiklik olmayacak.
Öte yandan ABD, Irak'taki merkezi yönetimle birlikte Hillary Clinton'a seçim kazandırmak amacıyla önümüzdeki günlerde planladığı sözde Musul operasyonunda (sözde diyoruz zira IŞİD de ABD'nin bir müttefiki!) Peşmerge unsurlarına yer vermeyecek.
Operasyona IŞİD'den arındırılan Irak'ın Sincar kasabasında konuşlandırılan PKK militanlarının katılacağı belirtiliyor. Musul'dan çıkarılacak IŞİD militanları ise Türkiye'nin başına bela edilecek.
Elimiz kolumuz bağlı mı?
AK Parti Hükümeti kurmayları ABD'den 'stratejik ortak' demeyedursun, Washington Türkiye'nin başına çorap örmeye devam ediyor. Peki, bu bağlamda neler yapılabilir:
1. İlk olarak ABD için sıklıkla sarfedilen 'stratejik, model ortak' ifadeleri terk edilmeli.
2. ABD ile bırakın ortak askeri harekâtı, su içmeye bile gidilmemeli.
3. ABD'nin, 15 Temmuz darbe girişiminde de kullanılan İncirlik Üssü'nden yararlanmasının önüne geçilmeli.
4. Irak'taki merkezi yönetimle gerekirse Rusya'dan istifade edilerek temas kurulmalı. Güzel söz yılanı bile deliğinden çıkarır. Irak Başbakanı İbadi'ye IŞİD'in bir piyon olduğu, asıl hedefin ABD'nin Ortadoğu'ya yerleşme niyeti olduğu net olarak izah edilmeli.
5. Suriye politikasında 'kaypak oldukları Fırat Kalkanı Operasyonu'yla da ortaya çıkan muhalifleri destekleme anlayışına son verilerek, Esad yönetimi ile temas kurulmalı. Nitekim tüm yaşananlara rağmen, Esad son yaptığı açıklamada Ankara'ya zeytin dalı uzattı.
6. Rusya ile oluşturulan olumlu hava Irak ve Suriye politikalarına taşınmalı, Rusya'nın PYD/YPG karşıtı bir duruş sergilemesi temin edilmeli.
Ortadoğu coğrafyasında ABD'nin öteden beri stratejik müttefikleri vardır. Türkiye tarihin hiçbir döneminde bu müttefikler arasına giremedi. İlk sırada açık farkla İsrail gelir. İsrail'in ardından Mısır Silahlı Kuvvetleri son döneme kadar ikinci sırada yer alan stratejik müttefikti. Washington'ın Mısır'da Genelkurmay Başkanı iken askeri darbeyle yönetimi ele geçiren Sisi'ye geçit vermesi bu politikanın bir sonucuydu...
ABD açısından Mısır'ın stratejik ortaklığı eski Devlet Başkanı Enver Sedat'ın İsrail ile 1978'de Camp David Anlaşması'nı imzalamasına kadar gidiyor! Bunun anlamı şu: Mısır, İsrail için tehdit oluşturmadığı sürece Amerikan yardımı almaya devam edecektir!
Üçüncü sırada ise Suudi Kraliyet ailesi gelmekteydi. Ancak geçen hafta ABD Kongresi'nin 11 Eylül hadisesi nedeniyle Suudi Arabistan'ı sorumlu tutan yasayı geçirmesi ve akabinde bir Amerikan vatandaşının Suudi Arabistan'a dava açması Suudi Kraliyet rejiminin ipinin çekilmek üzere olduğunu ortaya koyuyor.
Müttefik sıralaması değişiyor
Terör örgütü PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD/YPG'nin IŞİD ile eşzamanlı olarak ortaya çıkarılmasıyla birlikte ABD'nin Ortadoğu'daki stratejik ortaklarının sıralaması değişti. İlk sırada yine İsrail yer alıyor. Zaten ABD'nin Ortadoğu'daki varlık nedenlerinden biri de İsrail... 8 Kasım'daki 58. başkanlık seçimlerinde Hillary Clinton da, Trump da işbaşına gelse İsrail'in muhkem konumunda bir değişiklik olmayacak. İkinci sıraya ise PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD/YPG yerleşti. Üçüncü sırada IŞİD yer alıyor. Dördüncü sırada ise Barzani, bir başka ifadeyle Peşmerge yönetimi... Mısır ordusu ise 5. sırada...
Yeni aile fotoğrafında Suudi Kraliyet rejimine yer olup olmadığını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Bu çerçevede İran'ın Suudi Arabistan'ın önüne geçme ihtimali de bulunuyor. Suudi Arabistan'ın özellikle son bir yıldır Rusya'ya yanaşmasının sebeplerinden biri de bu.
ABD-PKK ortak operasyonu
ABD ile PYD bir yılı aşkın bir süredir Suriye'nin kuzeyinde ortak operasyon düzenliyor. Operasyonun tek hedefi ise Irak'ın kuzeyinden Akdeniz'e ulaşacak 'petrol ve doğalgaz koridoru'nun açılması...
ABD, Türkiye'ye defalarca söz vermesine rağmen PYD unsurlarının Münbiç'ten çıkmasını sağlamadı, bilakis buradaki YPG unsurlarının tahkim edilmesine önayak oldu. Mümbiç'teki YPG'li militan sayısının son bir ayda yaklaşık 10 kat artarak 1300'e çıktığı belirtiliyor.
Son dönemde Suriye'nin kuzeyinde IŞİD ile YPG unsurları arasında tek bir çatışma çıkmaması, önceki çatışmalarda da IŞİD'in peşmergenin yanı sıra PYD/YPG'ye karşı hep kaybetmesi de dikkat ekiyor.
ABD-IŞİD-YPG'nin Türkiye'ye karşı fiili bir cephe oluşturduğu da sıklıkla konuşulmaya başlandı. Özgür Suriye Ordusu'ndan (ÖSO) koparılan grupların da bu eksene dahil edildiği de gelen bilgiler arasında.
Clinton da PYD'ci!
ABD'deki başkanlık yarışında Demokratların adayı, eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın da Trump ile geçtiğimiz Pazar akşamı yaptığı televizyon düellosunda Suriye ve Irak'ta IŞİD'e karşı savaşan Arapları ve Kürtleri ABD'nin daha fazla silahlandırması gerektiği söylemesi bu açıdan dikkat çekiyor. Neticede ABD'nin 1980 yılından bu yana sürdürülen politikalarında bir değişiklik olmayacak.
Öte yandan ABD, Irak'taki merkezi yönetimle birlikte Hillary Clinton'a seçim kazandırmak amacıyla önümüzdeki günlerde planladığı sözde Musul operasyonunda (sözde diyoruz zira IŞİD de ABD'nin bir müttefiki!) Peşmerge unsurlarına yer vermeyecek.
Operasyona IŞİD'den arındırılan Irak'ın Sincar kasabasında konuşlandırılan PKK militanlarının katılacağı belirtiliyor. Musul'dan çıkarılacak IŞİD militanları ise Türkiye'nin başına bela edilecek.
Elimiz kolumuz bağlı mı?
AK Parti Hükümeti kurmayları ABD'den 'stratejik ortak' demeyedursun, Washington Türkiye'nin başına çorap örmeye devam ediyor. Peki, bu bağlamda neler yapılabilir:
1. İlk olarak ABD için sıklıkla sarfedilen 'stratejik, model ortak' ifadeleri terk edilmeli.
2. ABD ile bırakın ortak askeri harekâtı, su içmeye bile gidilmemeli.
3. ABD'nin, 15 Temmuz darbe girişiminde de kullanılan İncirlik Üssü'nden yararlanmasının önüne geçilmeli.
4. Irak'taki merkezi yönetimle gerekirse Rusya'dan istifade edilerek temas kurulmalı. Güzel söz yılanı bile deliğinden çıkarır. Irak Başbakanı İbadi'ye IŞİD'in bir piyon olduğu, asıl hedefin ABD'nin Ortadoğu'ya yerleşme niyeti olduğu net olarak izah edilmeli.
5. Suriye politikasında 'kaypak oldukları Fırat Kalkanı Operasyonu'yla da ortaya çıkan muhalifleri destekleme anlayışına son verilerek, Esad yönetimi ile temas kurulmalı. Nitekim tüm yaşananlara rağmen, Esad son yaptığı açıklamada Ankara'ya zeytin dalı uzattı.
6. Rusya ile oluşturulan olumlu hava Irak ve Suriye politikalarına taşınmalı, Rusya'nın PYD/YPG karşıtı bir duruş sergilemesi temin edilmeli.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.