Suriye'ye 6 Eylül'de düzenlediği hava saldırısında, Türkiye topraklarını ve hava sahasını ihlalden dolayı, Türk yetkililerin ısrarlı sorularına cevap vermeyen İsrail sonunda cevap verdi. İsrail Başbakanı Ehud Olmert, önceki günkü haftalık olağan bakanlar kurulu toplantısında, geçtiğimiz hafta Londra'da Başbakan Erdoğan ile görüşmesi sırasında, 'meydana gelebilmiş herhangi bir zarar sebebiyle' özür dilediğini söyledi. Olmert kabine üyelerine şunları söylemiş: "(İsrail uçakları) gerçekten Türk hava sahasını ihlal etmişlerse, Türkiye'nin saygı duyduğumuz egemenliğine ve toprak bütünlüğüne zarar vermeye ya da kuşku oluşturmaya yönelik bir art niyetimiz yoktur." ***Küçük görmenin, aşağılamanın ve devleti ezmenin de çeşitli kategorileri ve altüst sınırı vardır. Olmert'in yaptığı bu son açıklama İsrail'in, Türkiye'nin bağımsız, egemen bir devlet vasfını küçümseyen, daha doğrusu aşağılayan tarzına işarettir. Eğer Olmert bu açıklamayı hiç yapmamış olsa, yani İsrail, Türkiye'nin tüm girişimlerine rağmen, hava sahası ihlali veya kullanımıyla ilgili bizi muhatap almamış, sorularımızı cevapsız bırakmış olsa, bu hareket devletimizi aşağılamada ağır ama orta kategorilerde yer alan bir eylem olacaktı. Ama Londra'da Başbakanımıza yaptığı o açıklama ile Türkiye'yi aşağılama tarzını en alt ve en ağır kategoriye çekmiş oldu. Bu yönüyle baktığımız zaman Olmert'in, hem Başbakan Erdoğan'a haftalar sonra "özür mahiyetinde" bir açıklama yapması ve hem de bu açıklamasını dünyaya ilan etmesi bilinçli bir harekettir.Peki acaba sayın Başbakanımız Ehud Olmert'e ne cevap verdi, veya cevap verebildi mi? Öyle ya, Olmert açıklamasa, böyle bir diyalogdan haberimiz olmayacaktı. Başbakan Erdoğan, kendi medyasının çok rahatlıkla abartacağı ve Başbakanın dışpolitik etki ve karizmasına maledeceği böyle bir olayı neden duyurmadı dersiniz? Yoksa sayın başbakan da bizim gibi, Olmert'in Türkiye'yi en ağır düzeyde aşağıladığını mı düşündü. Ve bu diyaloğu açıklamanın kendisini ve hükümetini zor durumda bırakacağı ince hesabını mı yaptı? Ayrıca Olmert neden bu diyaloğu açıkladı ve neden aradan iki aya yakın bir zaman geçtikten sonra böyle bir açıklama ihtiyacı hissetti?Sizi bilmem ama benim aklıma ilk gelen; son günlerin sıcak gündemi PKK'ya operasyon ve Kuzey Irak denklemiyle kesinlikle bağlantılı bir eylem olduğu. İsrail'in kafasında yine kirli hesaplar ve Türkiye'ye dair tehlikeli tuzaklar var anlaşılan?Sonuç itibariyle İsrail'in önümüzdeki günlerde Türkiye ve Kuzey Irak denkleminin arasına girebilir ve Türkiye'yi, şu an en çok desteğine ihtiyaç duyduğumuz Arap devletleri nazarında zor durumda bırakabilir. Bu bağlamda, Ehud Olmert ile Başbakan Erdoğan arasında Londra'da geçen konuşmaların tamamına hakim olmamız ve ikili arasında yapılan temaslarda hangi konuların öne çıktığına vâkıf olmamız gerekmekte. Bekleyelim, belki de önümüzdeki günlerde bu ayrıntılar da ortaya çıkar?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012