Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın, "Veda Hutbesinde İnsan Hakları" eserinde, İslam'da kadının hakları hakkında şu bilgilere yer veriliyor:
"Tabiin kadınları da ilmî konularda gâyet bilgiliydiler. Süfyan-i Sevri'nin annesi oğluna her zaman şöyle nasihat ederdi: "Ey oğlum, sen ilimi elde et. Ben yün eğirerek iplik satarak geçimimi sağlarım. Sakın ilim yolundan ayrılma. Ey oğlum! On cümle yazdığında bir bak kendine. Yürüyüşünde, oturuşunda, kalkışında bir değişme var mı? Eğer ilim seni olumlu yönde değiştirmemişse, sana ne faydası, ne de zararı dokunmayan abes bir şey yapmaktasın." (İbnü-Cevzi, Safatu Safve c.3, s. 124).
Basra'da Tabiinden Hafsa ibn-i Şirin isminde bir kadın vardı ki ibadete düşkünlüğünün, zühd ve takvasının yanında, fıkıh ve hadis bilgisiyle de şöhret bulmuştu. Rivâyetlere göre 12 yaşında Kur'an-ı Kerim'i hıfzetmişti. Kardeşi, o devrin büyük alimlerinden olan İbn-i Şirin, çözemediği çoğu meseleyi ona havale ederdi. Bilhassa Kur'an kıraatı hususunda bir meseleyle karşılaştığında şöyle derdi: "Gidin Hafsa'ya sorun. Bakın bakalım nasıl oluyor?" (İbnü-Cevzi, Safatu Safve c.4, s. 21).
Zira Hafsa Hatun'un Kur'an kıraatı pek çoğundan yüksek bir düzeyde idi. Aynı zamanda zekası ve nükteleriyle de meşhur olmuş bir hanımdı. Çağdaşları bu büyük kadını birçok ünlü âlimden üstün tutmaktadır. Hişam b. Hassan, "Ben Hasan El-Basri'yi, İbn-i Şirin'i görmüş biriyim. Ama Hafsa Hatun'dan daha akıllı birini tanımıyorum" der. (İbnil-Cevzi, Safatu Safve c.4, s. 23).
Rabiatü'l Adeviyye Hazretleri de, tasavvuf ilminde çığır açmış büyük mutasavvıf kadınlardan biri idi. Hicri II. asırda tasavvuf onunla birlikte yeni bir yoruma kavuştu, Basra'dan Bağdat'a yayıldı. Rabiatül Adeviyye, tasavvufta Hasan Basri'nin başını çektiği Havfullah (Allah korkusu) kavramının yanında Muhabbetullah (Allah aşkı) ekolünü getirmiştir. Daha sonraki asırlarda İmam Gazali kendisinden etkilenerek tasavvuf sistemini kurmuştur. (Doç. Dr. Hayrani Altındağ, Tasavvuf Tarihi, s. 91).
Rabia, Basra'nın biraz dışında bir evde otururdu. Kendisine gelen insanları eğitir, onlara öğüt verirdi. Süfyan-ı Sevri, Hasan Basri, Malik b. Dinar gibi zamanın en zeki ve en âlim zatları kendisinden öğüt dinlerlerdi. (Zirikli El-Alam c.3., s. 10; Ayrıca İmam Şarani Et Tabakatül Kübra, c.l, s.65).
Bu örnekler pek çoktur. İslâmî ilimlerin öğrenilmesi, gelişmesi, yayılması ve sistemleşmesi yolunda kadınların önemli bir rolü olmuştur. İslâm tarihinin ilk beş asrı içinde yalnız hadis rivâyeti ve öğretimiyle meşgul olan kadınların sayısı üç yüz ellinin üstündedir. (Nurettin Böleli Kadınların Hadis İlmindeki yeri)." (devam edecek…)
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020