İster canlı, ister cansız varlıklar olsun insan dışındaki varlıkların tamamı belli kurallar çerçevesinde mükemmel bir düzen içerisinde ömürlerini sürdürürler.
Tabiatta, insanın müdahil olmadığı olaylarda mükemmel bir nizam olduğu doğrudur. Ancak bu kuralı, söz konusu insan olduğunda aynen alıp uygulamak son derece yanlıştır. Çünkü insan bütün bu varlıklar içerisinde irade ve tercih sahibi olan tek varlıktır. Bir elektron kendi tercihini kullanarak yönünü değiştirip çekirdeğe çarparak bir nükleer patlamaya neden olmaz ama her insan, her zaman tercihini hem kendi yararına, hem de toplumun yararına kullanabilir mi? Bütün insanlar için buna evet demek elbette mümkün değildir. İstisnalar da kaideyi bozmaz. Özellikle toplumun çıkarları ile kişisel çıkarların çeliştiği ortamlarda bireylerin tercihlerini toplumdan yana kullandıkları nadiren karşılaşılan bir durumdur.
İnsanla ilgili konularda hukuk mutlaka gereklidirAkşam herkesin evine erken gitmek için acele etmesinin akşamki trafik sıkışıklığının en büyük sebebi olduğu bilinen bir gerçektir. Veya bir kargaşa anında herkesin bir noktaya hücum etmesiyle ortaya çıkacak olan sıkışıklık kaçınılmazdır. Kâinatta nasıl bir doğal denge varsa, insanı ilgilendiren konularda, insan davranışları müspet manada yönlendirilmediğinde birey ile toplum çıkarları arasında da bir o kadar uyumsuzluk söz konusudur. Dikkat edilirse toplumsal hayatta en basit olaylarda bile bireyin hayatını düzenleyen gerek hukuki, gerekse ahlaki birçok kural vardır. Bir apartmanda bile canımız istiyor diye radyonun sesini sonuna kadar açamayız.İnsan kendisine bile zarar vermektedirİnsanların bazen verdikleri kararlarla kendilerine bile zarar verdiği bilinen bir gerçektir. İşte uyuşturucu ve kumar bağımlısı insanların hayatı ortadadır. Kendisine bile zarar verebilen insanın toplumsal olaylarda her zaman toplumun yararına adım atacağını söylemek herhalde işin doğasına aykırıdır. Liberal anlayışlar, insan ile eşyayı birbirine karıştırarak, eşyanın tabiatındaki dengenin insan için de geçerli olduğunu zannetmişlerdir. Ancak yaratılışı itibarı ile insan kendi içerisinde sürekli bir mücadele ve değişim içerisindedir. Bu mücadelede eğitilmesi gereken insan aksine tamamen başıboş bırakıldığında, kendi çıkarından başka hiçbir ölçü tanımayacağı için çok rahatlıkla banka hortumlayabilir, devleti soyabilir, kendi adamını da kayırabilir, hatta insanlar açlıktan ölse bile elindeki gıda ürünlerini daha pahalıya satmak için bunları stok edebilir.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER:Prof.Dr. Georgia Chobanov / Bulgaristan Sofya ÜniversitesiMEM yepyeni bir ufuk açtıBizim ülkemizde en etkili olan grup, hem eski sosyalist dönemden bağlantıları olan, hem de mafya özelliği kazanmış olan "nomenkuratura" dediğimiz, yani seçkinler gurubudur. Onlar devlet imkanlarını sadece halkın iyiliği için veya Bulgaristan'ı bu zorlu dönemden geçirmek için değil, kendi şahsi çıkarları için kullanmışlardır. Bu konuda Avrupa Birliği'nden destek beklerken, diğer uluslar arası kurumlardan destek beklerken; şunu görüp şaşırıyoruz, kapitalizmin kendi içinde çıkmazları da sosyalizmden aşağı kalmıyor. Biz destek bekliyoruz; yeni kurumlarımızı şirketlerimizi oluşturmak istiyoruz. Ama bu şirketlerin başında hep mafyayı ve artık suçlu hale gelmiş olan bir suç patronu haline gelmiş olan devlet görevlilerini görüyoruz. Avrupa kurumları Bulgaristan'a enteresan biçimde yine bu mafya patronları yoluyla ulaşıyor. Ve öylesine sorunlarla karşı karşıyayız ki, çok da fazla konuşmaktan çekiniyorum. Prof. Dr. Haydar Baş, önümüze koyduğu modelle, hem çökmeye yüz tutmuş kapitalizmin bizim için kurduğu cenderesinden, hem de sisteme çöreklenmiş eski tüfek sosyalistlerin tasallutundan bizleri koruyacak çözümler sunuyor.
Tabiatta, insanın müdahil olmadığı olaylarda mükemmel bir nizam olduğu doğrudur. Ancak bu kuralı, söz konusu insan olduğunda aynen alıp uygulamak son derece yanlıştır. Çünkü insan bütün bu varlıklar içerisinde irade ve tercih sahibi olan tek varlıktır. Bir elektron kendi tercihini kullanarak yönünü değiştirip çekirdeğe çarparak bir nükleer patlamaya neden olmaz ama her insan, her zaman tercihini hem kendi yararına, hem de toplumun yararına kullanabilir mi? Bütün insanlar için buna evet demek elbette mümkün değildir. İstisnalar da kaideyi bozmaz. Özellikle toplumun çıkarları ile kişisel çıkarların çeliştiği ortamlarda bireylerin tercihlerini toplumdan yana kullandıkları nadiren karşılaşılan bir durumdur.
İnsanla ilgili konularda hukuk mutlaka gereklidirAkşam herkesin evine erken gitmek için acele etmesinin akşamki trafik sıkışıklığının en büyük sebebi olduğu bilinen bir gerçektir. Veya bir kargaşa anında herkesin bir noktaya hücum etmesiyle ortaya çıkacak olan sıkışıklık kaçınılmazdır. Kâinatta nasıl bir doğal denge varsa, insanı ilgilendiren konularda, insan davranışları müspet manada yönlendirilmediğinde birey ile toplum çıkarları arasında da bir o kadar uyumsuzluk söz konusudur. Dikkat edilirse toplumsal hayatta en basit olaylarda bile bireyin hayatını düzenleyen gerek hukuki, gerekse ahlaki birçok kural vardır. Bir apartmanda bile canımız istiyor diye radyonun sesini sonuna kadar açamayız.İnsan kendisine bile zarar vermektedirİnsanların bazen verdikleri kararlarla kendilerine bile zarar verdiği bilinen bir gerçektir. İşte uyuşturucu ve kumar bağımlısı insanların hayatı ortadadır. Kendisine bile zarar verebilen insanın toplumsal olaylarda her zaman toplumun yararına adım atacağını söylemek herhalde işin doğasına aykırıdır. Liberal anlayışlar, insan ile eşyayı birbirine karıştırarak, eşyanın tabiatındaki dengenin insan için de geçerli olduğunu zannetmişlerdir. Ancak yaratılışı itibarı ile insan kendi içerisinde sürekli bir mücadele ve değişim içerisindedir. Bu mücadelede eğitilmesi gereken insan aksine tamamen başıboş bırakıldığında, kendi çıkarından başka hiçbir ölçü tanımayacağı için çok rahatlıkla banka hortumlayabilir, devleti soyabilir, kendi adamını da kayırabilir, hatta insanlar açlıktan ölse bile elindeki gıda ürünlerini daha pahalıya satmak için bunları stok edebilir.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER:Prof.Dr. Georgia Chobanov / Bulgaristan Sofya ÜniversitesiMEM yepyeni bir ufuk açtıBizim ülkemizde en etkili olan grup, hem eski sosyalist dönemden bağlantıları olan, hem de mafya özelliği kazanmış olan "nomenkuratura" dediğimiz, yani seçkinler gurubudur. Onlar devlet imkanlarını sadece halkın iyiliği için veya Bulgaristan'ı bu zorlu dönemden geçirmek için değil, kendi şahsi çıkarları için kullanmışlardır. Bu konuda Avrupa Birliği'nden destek beklerken, diğer uluslar arası kurumlardan destek beklerken; şunu görüp şaşırıyoruz, kapitalizmin kendi içinde çıkmazları da sosyalizmden aşağı kalmıyor. Biz destek bekliyoruz; yeni kurumlarımızı şirketlerimizi oluşturmak istiyoruz. Ama bu şirketlerin başında hep mafyayı ve artık suçlu hale gelmiş olan bir suç patronu haline gelmiş olan devlet görevlilerini görüyoruz. Avrupa kurumları Bulgaristan'a enteresan biçimde yine bu mafya patronları yoluyla ulaşıyor. Ve öylesine sorunlarla karşı karşıyayız ki, çok da fazla konuşmaktan çekiniyorum. Prof. Dr. Haydar Baş, önümüze koyduğu modelle, hem çökmeye yüz tutmuş kapitalizmin bizim için kurduğu cenderesinden, hem de sisteme çöreklenmiş eski tüfek sosyalistlerin tasallutundan bizleri koruyacak çözümler sunuyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.