İnsan haklarının düzeltilmesiyle de ilgili olarak Birleşmiş Milletler çerçevesinde imzalanan Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi, global manada ekonomik ve sosyal hakların temininde önemli bir belgedir.
Sözleşmenin 6. Maddesi, çalışma hakkından bahsetmektedir. 7. Maddede çalışanlara adil ücret ödeneceği belirtildikten sonra kadınlarla erkekler arasında eşit işe eşit ücret ilkesinin uygulanacağı kaydedilmektedir.
Sözleşmeler 'cekinceli' imzalanmıştır11. Maddede herkesin yeterli bir yaşam standardına kavuşma hakkı güvence altına alınmaktadır. Buna göre gıda, giyim, barınma haklarının korunması gereği vurgulanmakta; ayrıca, sözleşmede sendika kurma hakkına da yer verilmektedir. 1966 yılında imzaya açılan bu sözleşmeye Türkiye, 2000 yılında imza koydu. Ancak, ülkelerin, imza atarken çekince hakkının olduğu bu sözleşme, çekinceleri ile pek çok konunun uygulanmasında sadece kağıt üzerinde kalmıştır.
Kadınlara ayrımcılık uygulanmaktadırÖrneğin, AB üyesi İngiltere, kadınlarla erkeklere eşit ücret ödenmesiyle ilgili yükümlülükleri erteleme hakkını belirtmiştir. Yine, çalışma hakkı ile ilgili olarak fertlerin doğum yerlerine göre ülkenin bazı bölgelerinde kısıtlamalara tâbi olabileceklerini belirtmiştir. İngiliz vatandaşlarının tümünün İngiltere'nin tamamında eşit çalışma hakkına sahip olmadıkları, çekince olarak sözleşmede yer almıştır. Kendine bağlı, ekonomik olanakları sınırlı denizaşırı topraklarında da Sosyal Güvenlik ile ilgili hükümlerin uygulanmayacağını söylemiştir.
İşçi hakları dikkate alınmamaktadırİngiltere örneği de göstermektedir ki, en gelişmiş ülkeler dahi işçi hakları veya çalışma şartlarının düzeltilmesi gibi temel insan haklarını vatandaşlarına sunma imkanına sahip değildir. Yazılan hakların uygulama alanı bulmaması ise onların sadece kağıt üzerinde geçerli olduğunu göstermektedir. İşçi haklarının veya her türlü insan haklarının devletlerce verilememesinde asıl neden, günümüz kapitalist sisteminin, insanı, yani ülke vatandaşlarını dikkate almadan oluşturulmasıdır. Nitekim Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından 1996 yılında yayınlanan İnsan Gelişimi Raporuna göre, "... Geçmiş 30 yıl içinde insanlığın bir yandan örneği görülmemiş bir gelişme sürecine girdiği, ancak bir yandan da sözle ifade edilemeyecek bir sefaletin içinde bulunduğu..." tespit edilmektedir.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER:Prof. Dr. Hidayet Sarı / İstanbul ÜniversitesiKüreselleşmenin panzehiri Milli DevletKüreselleşme mantığında, dünyada kaynaklar sınırlı, insan ihtiyaçları sınırsızdır. Bu sınırlı kaynaklara silahı, parası ve gücü olan sahip olmalıdır. Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Devlet anlayışında ise, dünyada kaynaklar sınırsız, insan ihtiyaçları sınırlıdır. Kaynakların adil dağılmasıyla herkese yeter. Küreselleşme, tüm insanlara değil silahı, parası ve gücü olanlara değer verir. Milli Devlet ise, dünyada kaynaklar sınırsız olduğunu kabul eder, İnsanı kalkınmanın merkezine oturtur. Her türlü yaratılanı sev, Yaratandan ötürü der Küreselleşme, üretim ve sermayenin küreselleşmesini savunur. Milli Devlet ise üretim ve sermayeye herkesin ulaşabilmesini savunur. Küreselleşme, sermaye hareketleri ve para oyunlarıyla ülkelerin ekonomisini kontrol altına almak ister. Milli Devlet ise, spekülatif para oyunlarını kabul etmez. Borsa, faiz, döviz kumarını ülke ekonomisinden çıkarır. Küreselleşme, piyasada sadece kendi paralarının geçerli olmasını ister. Milli Devlet ise, kendi emek ve üretimi karşılığında kendi parasının devreye girmesini sağlar. Yabancı ülkelerin boyalı kağıtlarını (parasını) emek ve üretimin karşılığı olarak kullanmaz.
Sözleşmenin 6. Maddesi, çalışma hakkından bahsetmektedir. 7. Maddede çalışanlara adil ücret ödeneceği belirtildikten sonra kadınlarla erkekler arasında eşit işe eşit ücret ilkesinin uygulanacağı kaydedilmektedir.
Sözleşmeler 'cekinceli' imzalanmıştır11. Maddede herkesin yeterli bir yaşam standardına kavuşma hakkı güvence altına alınmaktadır. Buna göre gıda, giyim, barınma haklarının korunması gereği vurgulanmakta; ayrıca, sözleşmede sendika kurma hakkına da yer verilmektedir. 1966 yılında imzaya açılan bu sözleşmeye Türkiye, 2000 yılında imza koydu. Ancak, ülkelerin, imza atarken çekince hakkının olduğu bu sözleşme, çekinceleri ile pek çok konunun uygulanmasında sadece kağıt üzerinde kalmıştır.
Kadınlara ayrımcılık uygulanmaktadırÖrneğin, AB üyesi İngiltere, kadınlarla erkeklere eşit ücret ödenmesiyle ilgili yükümlülükleri erteleme hakkını belirtmiştir. Yine, çalışma hakkı ile ilgili olarak fertlerin doğum yerlerine göre ülkenin bazı bölgelerinde kısıtlamalara tâbi olabileceklerini belirtmiştir. İngiliz vatandaşlarının tümünün İngiltere'nin tamamında eşit çalışma hakkına sahip olmadıkları, çekince olarak sözleşmede yer almıştır. Kendine bağlı, ekonomik olanakları sınırlı denizaşırı topraklarında da Sosyal Güvenlik ile ilgili hükümlerin uygulanmayacağını söylemiştir.
İşçi hakları dikkate alınmamaktadırİngiltere örneği de göstermektedir ki, en gelişmiş ülkeler dahi işçi hakları veya çalışma şartlarının düzeltilmesi gibi temel insan haklarını vatandaşlarına sunma imkanına sahip değildir. Yazılan hakların uygulama alanı bulmaması ise onların sadece kağıt üzerinde geçerli olduğunu göstermektedir. İşçi haklarının veya her türlü insan haklarının devletlerce verilememesinde asıl neden, günümüz kapitalist sisteminin, insanı, yani ülke vatandaşlarını dikkate almadan oluşturulmasıdır. Nitekim Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından 1996 yılında yayınlanan İnsan Gelişimi Raporuna göre, "... Geçmiş 30 yıl içinde insanlığın bir yandan örneği görülmemiş bir gelişme sürecine girdiği, ancak bir yandan da sözle ifade edilemeyecek bir sefaletin içinde bulunduğu..." tespit edilmektedir.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER:Prof. Dr. Hidayet Sarı / İstanbul ÜniversitesiKüreselleşmenin panzehiri Milli DevletKüreselleşme mantığında, dünyada kaynaklar sınırlı, insan ihtiyaçları sınırsızdır. Bu sınırlı kaynaklara silahı, parası ve gücü olan sahip olmalıdır. Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Devlet anlayışında ise, dünyada kaynaklar sınırsız, insan ihtiyaçları sınırlıdır. Kaynakların adil dağılmasıyla herkese yeter. Küreselleşme, tüm insanlara değil silahı, parası ve gücü olanlara değer verir. Milli Devlet ise, dünyada kaynaklar sınırsız olduğunu kabul eder, İnsanı kalkınmanın merkezine oturtur. Her türlü yaratılanı sev, Yaratandan ötürü der Küreselleşme, üretim ve sermayenin küreselleşmesini savunur. Milli Devlet ise üretim ve sermayeye herkesin ulaşabilmesini savunur. Küreselleşme, sermaye hareketleri ve para oyunlarıyla ülkelerin ekonomisini kontrol altına almak ister. Milli Devlet ise, spekülatif para oyunlarını kabul etmez. Borsa, faiz, döviz kumarını ülke ekonomisinden çıkarır. Küreselleşme, piyasada sadece kendi paralarının geçerli olmasını ister. Milli Devlet ise, kendi emek ve üretimi karşılığında kendi parasının devreye girmesini sağlar. Yabancı ülkelerin boyalı kağıtlarını (parasını) emek ve üretimin karşılığı olarak kullanmaz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.