'İnmede ilk 4,5 saat çok önemli'
İnmede ilk 4,5 saatin çok önemli olduğunu vurgulayan Nöroloji Uzmanı Dr. Hatice Köse Özlece, nedenine göre tedavi yönetimleri tamamen farklı olmakla beraber inme hastalığı oluşmadan önlemenin hayatı önem taşıdığına dikkat çekti
10.05.2018 00:00:00
Hayatta kalabilmek için tam anlamıyla zamana karşı yarış gerektiren inme, kalp hastalıkları ve kanserden sonra dünyada üçüncü sırada yer alan ölüm nedeni ve ayrıca dünyada ilk sırada yer alan sakatlık nedenleri arasında da yer alıyor.
Nöroloji Uzmanı Dr. Hatice Köse Özlece, inmenin anlaşılması, farkındalığın artması, inmede önlenebilen risk faktörlerinin bilinerek tedbir alınması yani hastalığın oluşmadan önlenmesinin birincil hedef olduğunu söyledi. Özelce; "Beyin, metabolik ihtiyacı yüksek bir organ.
İnsan beyni metabolik ihtiyacını karşılayacak olan enerjiyi diğer organlardan farklı olarak sadece glikozdan elde ediyor. Glikoz ve gerekli oksijen ise beyin kan akımı ile düzenleniyor. Dolayısıyla beyne giden kan miktarındaki azalma, beyin hücrelerinde hızla ölüme yol açıyor" ifadelerini kullandı.
Damar tıkanıklığı en önemli faktör
Tüm inmelerin yaklaşık yüzde 80'isini damar tıkanıklığı nedeni ile meydana gelen tıkayıcı (iskemik) inme, yaklaşık yüzde 20'sinide beyin damarlarının yırtılması ile oluşan kanayıcı (hemorajik) inmelerin oluşturduğunu kaydeden Özlece; "İskemik (tıkayıcı) inme gelişiminde en sık iki mekanizma suçlanıyor.
Bunlardan birincisi ateroskleroz (damar sertliği). Tıpkı kalp krizlerinde oluşan damar tıkanıklığı gibi damarlar özellikle kolesterol plakları ile zaman içinde daralıyor ve tıkanıyor. Bunun sonucunda ilk saniyelerde kişide hangi beyin bölgesi etkilendi ise oraya yönelik bulgular ortaya çıkıyor. Örneğin, konuşma merkezine giden kan miktarı azaldı ise hasta peltek konuşmaya başlayabiliyor.
Kol ve bacak kaslarının yönetildiği beyin bölgeleri etkilenirse bu alanlarda kas gücü kaybı yani felç tablosu gelişebiliyor. Bazen de birkaç bulgu birlikte görülebiliyor" diye konuştu.
En kritik saatler
Dr. Hatice Özlece, özellikle, inmelerin yüzde 80'ini oluşturan tıkayıcı inmelerde bulgular oluştuktan sonraki ilk 4,5 saatlik dilimin kritik dönem olduğunu hatırlatarak; "Bu saatler içinde başvuran uygun hastalara damariçi trombolitik (pıhtı eritici tedavi) uygulanabiliyor.
Damariçi trombolitik tedavinin başarısı oldukça yüksektir ve hastalar sakat kalmadan günlük hayatlarına devam edebiliyor. Damar içi trombolitik tedaviye uygun olmayan hastalarda ilk 6 saatlik dilimde damar içi pıhtı alma (iv trombektomi) işlemi yapılabiliyor. İlk 6 saatte başvurmayan hastalarda ise yalnızca hayati tehlikeyi atlatmaya yönelik tedaviler ve gelişebilecek bir sonraki inmeden koruyucu tedaviler uygulanabiliyor" dedi.
İHA
Nöroloji Uzmanı Dr. Hatice Köse Özlece, inmenin anlaşılması, farkındalığın artması, inmede önlenebilen risk faktörlerinin bilinerek tedbir alınması yani hastalığın oluşmadan önlenmesinin birincil hedef olduğunu söyledi. Özelce; "Beyin, metabolik ihtiyacı yüksek bir organ.
İnsan beyni metabolik ihtiyacını karşılayacak olan enerjiyi diğer organlardan farklı olarak sadece glikozdan elde ediyor. Glikoz ve gerekli oksijen ise beyin kan akımı ile düzenleniyor. Dolayısıyla beyne giden kan miktarındaki azalma, beyin hücrelerinde hızla ölüme yol açıyor" ifadelerini kullandı.
Damar tıkanıklığı en önemli faktör
Tüm inmelerin yaklaşık yüzde 80'isini damar tıkanıklığı nedeni ile meydana gelen tıkayıcı (iskemik) inme, yaklaşık yüzde 20'sinide beyin damarlarının yırtılması ile oluşan kanayıcı (hemorajik) inmelerin oluşturduğunu kaydeden Özlece; "İskemik (tıkayıcı) inme gelişiminde en sık iki mekanizma suçlanıyor.
Bunlardan birincisi ateroskleroz (damar sertliği). Tıpkı kalp krizlerinde oluşan damar tıkanıklığı gibi damarlar özellikle kolesterol plakları ile zaman içinde daralıyor ve tıkanıyor. Bunun sonucunda ilk saniyelerde kişide hangi beyin bölgesi etkilendi ise oraya yönelik bulgular ortaya çıkıyor. Örneğin, konuşma merkezine giden kan miktarı azaldı ise hasta peltek konuşmaya başlayabiliyor.
Kol ve bacak kaslarının yönetildiği beyin bölgeleri etkilenirse bu alanlarda kas gücü kaybı yani felç tablosu gelişebiliyor. Bazen de birkaç bulgu birlikte görülebiliyor" diye konuştu.
En kritik saatler
Dr. Hatice Özlece, özellikle, inmelerin yüzde 80'ini oluşturan tıkayıcı inmelerde bulgular oluştuktan sonraki ilk 4,5 saatlik dilimin kritik dönem olduğunu hatırlatarak; "Bu saatler içinde başvuran uygun hastalara damariçi trombolitik (pıhtı eritici tedavi) uygulanabiliyor.
Damariçi trombolitik tedavinin başarısı oldukça yüksektir ve hastalar sakat kalmadan günlük hayatlarına devam edebiliyor. Damar içi trombolitik tedaviye uygun olmayan hastalarda ilk 6 saatlik dilimde damar içi pıhtı alma (iv trombektomi) işlemi yapılabiliyor. İlk 6 saatte başvurmayan hastalarda ise yalnızca hayati tehlikeyi atlatmaya yönelik tedaviler ve gelişebilecek bir sonraki inmeden koruyucu tedaviler uygulanabiliyor" dedi.
İHA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.