Her zaman olduğu gibi şimdi de bizlere en çok lazım olan ilim, irfan ve edeptir. Allah'ın kulu olduğumuzun bilincine varabildiysek üzerimize düşen ilmimizi ve irfanımızı arttırmaktır. Bu imanlı olmanın bir gereğidir.
Eğer iman etmişsek bu demektir ki: bir gün elbet hesaba çekileceğimize yaptığımız zerre kadar hayrın ve zerre kadar şerrin de hesabını vereceğimize can-ı gönülden inanıyoruz. Bunları önce kendi nefsimize hatırlatırız. Prof. Dr. Haydar Baş Beyin "İman ve İnsan" isimli eserinin bazı kısımlarını belki defalarca okuma fırsatımız oldu. Böylece güzel huyların yararını ve çirkin huyların bizlere ve çevremize vereceği zararları müşahade ettik. Böylece ahlakımızı güzelleştirmenin bizlere ve çevremizdeki insanlara nasıl güzellikler getireceğini yaşayarak gördük. Bu halleri, bu sonuçları kimse küçümseyemez ve görmezden gelemez. Ne hazin bir tecelli ki: en yakın saydığımız insanlar bile bu güzel eserlerin kıymetini bilerek, güzelliklerini fark edip anlama ve idrak etme yoluna gidemedi. Hal bu ki: bu güzel eserleri okuyanlar nefislerinin çirkinliklerini gördüler, bir aynada izler gibi kendi hallerini izlediler ve "hakikat" denen güzelliği ucundan, kıyısından da olsa fark ettiler.
Yine ne hazin bir tecellidir ki; bazılarımız karşısındakini kendisi gibi sandı ve ondaki yüce gönüllülüğü, güzelliği, letafeti, ve firaseti göremedi, görmek istemedi, çünkü hicaplarımızı aşabilmek hiç kolay değildir. Hicaplarımızı aşabilmek için pişmanlık gerekir, göz yaşı gerekir, tevbe gerekir. Bu üçünü gerçekleştirecek ferasetimiz oluşmadıysa bu halimize de ancak ağlamak gerekir.
"Evet insanı kötülüklere iten, bunları cazip gösteren hayvani benlik vardır. İnsanın mücahede ile bu benliği etkisiz hale getirip ruhunu temiz fıtrat üzere hür bırakması ve böylece Allah'a rücu etmesi asli görevidir. Bu görev kulluğun özünü teşkil etmektedir. Bu, ömür boyu süren çetin bir imtihandır. Ancak insanı faziletli ve yüce yapan, onu mertebece melekler seviyesine hatta daha yücelere çıkaran, nefisle olan bu mücadele ve mücahedesidir." (İman ve İnsan, 27. ve 28. sahifeler). "Arayışta isabet edip Hakk'ın caddesinde yürüyenler için zulmet perdeleri aralanır, görüş keskin olur.' Bugün senin için perdeler aralandı. Biz açtık, gözlerin de keskin görür.' İlahi hitabına mazhar olunur. Keskin görenler için problemlerin çözümü kolaylaşır." (s. 31.)
Şimdi bizlere söyleyecek söz kalmadı, Hakk'ın caddesine koşmalı.
Eğer iman etmişsek bu demektir ki: bir gün elbet hesaba çekileceğimize yaptığımız zerre kadar hayrın ve zerre kadar şerrin de hesabını vereceğimize can-ı gönülden inanıyoruz. Bunları önce kendi nefsimize hatırlatırız. Prof. Dr. Haydar Baş Beyin "İman ve İnsan" isimli eserinin bazı kısımlarını belki defalarca okuma fırsatımız oldu. Böylece güzel huyların yararını ve çirkin huyların bizlere ve çevremize vereceği zararları müşahade ettik. Böylece ahlakımızı güzelleştirmenin bizlere ve çevremizdeki insanlara nasıl güzellikler getireceğini yaşayarak gördük. Bu halleri, bu sonuçları kimse küçümseyemez ve görmezden gelemez. Ne hazin bir tecelli ki: en yakın saydığımız insanlar bile bu güzel eserlerin kıymetini bilerek, güzelliklerini fark edip anlama ve idrak etme yoluna gidemedi. Hal bu ki: bu güzel eserleri okuyanlar nefislerinin çirkinliklerini gördüler, bir aynada izler gibi kendi hallerini izlediler ve "hakikat" denen güzelliği ucundan, kıyısından da olsa fark ettiler.
Yine ne hazin bir tecellidir ki; bazılarımız karşısındakini kendisi gibi sandı ve ondaki yüce gönüllülüğü, güzelliği, letafeti, ve firaseti göremedi, görmek istemedi, çünkü hicaplarımızı aşabilmek hiç kolay değildir. Hicaplarımızı aşabilmek için pişmanlık gerekir, göz yaşı gerekir, tevbe gerekir. Bu üçünü gerçekleştirecek ferasetimiz oluşmadıysa bu halimize de ancak ağlamak gerekir.
"Evet insanı kötülüklere iten, bunları cazip gösteren hayvani benlik vardır. İnsanın mücahede ile bu benliği etkisiz hale getirip ruhunu temiz fıtrat üzere hür bırakması ve böylece Allah'a rücu etmesi asli görevidir. Bu görev kulluğun özünü teşkil etmektedir. Bu, ömür boyu süren çetin bir imtihandır. Ancak insanı faziletli ve yüce yapan, onu mertebece melekler seviyesine hatta daha yücelere çıkaran, nefisle olan bu mücadele ve mücahedesidir." (İman ve İnsan, 27. ve 28. sahifeler). "Arayışta isabet edip Hakk'ın caddesinde yürüyenler için zulmet perdeleri aralanır, görüş keskin olur.' Bugün senin için perdeler aralandı. Biz açtık, gözlerin de keskin görür.' İlahi hitabına mazhar olunur. Keskin görenler için problemlerin çözümü kolaylaşır." (s. 31.)
Şimdi bizlere söyleyecek söz kalmadı, Hakk'ın caddesine koşmalı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Kevser Doyurum / diğer yazıları
- İrfan sofrası / 24.10.2023
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022