İmamların sayısının on iki olduğunu bildiren rivayetler
Ehl-i Beyt’in İsnâ Aşerî ekolünün âlimleri nazarında son İmam’ın Gaybet’i düşüncesi, On iki İmam inancının tabiî sonucudur. Bu durumun ayrıntılı savunması Gaybet üzerinde yapılan çalışmalarda gösterilmiştir
17.07.2024 18:26:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Ehl-i Beyt'in İsnâ Aşerî ekolünün âlimleri nazarında son İmam'ın Gaybet'i düşüncesi, On iki İmam inancının tabiî sonucudur. Bu durumun ayrıntılı savunması Gaybet üzerinde yapılan çalışmalarda gösterilmiştir.
İmamî kaynaklar imamların sayısının on iki olduğu ve son imam Muhammed el-Mehdî'nin Kâim olduğu hususlarını içeren birçok haber rivayet etmişlerdir.
İmamî âlimlerden Nu'manî, imamların sayısının on iki olduğu ve bunun da Allah'ın iradesiyle tecelli ettiği hususuna önem vermiştir.
Sâduk, Muhammed b. Hasan'ın on ikinci imam olarak Allah tarafından tayin edildiğine dair ahbârı zikretmiştir.
Buna göre, Allah, Kâim'in imametini, Hz. Peygamber Mirac'a yükseldiğinde O'na vahyetmiştir.
İmamî âlimlerin Gaybet döneminde Ehl-i Beyt dostlarını bir arada tutma çabası ile birbirlerine yakın süreçte kaleme aldıkları ilk dönem eserlerinde İmamların sayısı meselesine ayrı bir önem verilmiştir.
Kuleynî ile başlayarak, özellikle Nu'manî ve Sâduk'ta İmamların sayısının on iki olduğu hususuna vurgu yapılmıştır. Çünkü imamların sayısı meselesi Gaybet inancıyla yakından alakalıdır.
İmamları on iki sayısıyla sınırlandırdıktan sonra, "Yeryüzünde İmam'ın olmadığı bir dönem olmayacaktır" seklinde bir inancı izah etmek güçtür. Bunun için on ikinci ve son imamın halen hayatta olduğunu savunmak bu anlayışın tabiî bir sonucu olsa gerektir. Hâlbuki Kuleynî öncesi İmamî yazarlarda bu durum açık değildir.
Sa'd b. Abdullah'tan rivayetle; Selmân-i Fârisî, Hz. Peygamber'in, torunu Hüseyin'e, "Sen seyyid oğlu seyyidsin, Sen İmam oğlusun, İmamların babasısın, Senin soyundan dokuz tane Hüccet gelecek, onların dokuzuncusu Kâim olacak" dediğini nakletmiştir.
Hz. Hüseyin (r.a.), "On iki Hidayet İmamı bizdendir. Birincisi Emîrü'l-Mü'minîn Ali b. Ebî Tâlib, sonuncusu ise dokuzuncu evladımdır. Hak üzere kıyam edecek olan O'dur" buyurmuştur.
Muhammed Bâkır, Ebû Hamza'dan naklen; "Ey Ebû Müstehil! Bizim Kâim'imiz Hüseyin'in evlatlarından dokuzuncusudur."
"Ey Seyyidim! Bu on iki kişi kimdir?"
Buyurdu ki: "Birincisi Ali b. Ebî Tâlib'dir, O'ndan sonra Hasan ve Hüseyin, sonra da Ali b. Hüseyin, sonra Ben, Benden sonra da bu" diyerek, elini oğlu İmam Ca'fer'in omzuna koymuştur.
Sonra, "Oğlu Mûsâ, Mûsâ'dan sonra oğlu Ali, Ali'den sonra oğlu Muhammed, Muhammed'den sonra oğlu Ali, Ali'den sonra da oğlu Hasan'dır. İste o yeryüzünü adalet ve eşitlikle dolduracak olan Kâim'in babasıdır" buyurmuştur.
Ca'fer es-Sâdık, Seyyid b. Muhammed Himyerî'den naklen; "Gaybet, Benim evlatlarımdan altıncısında vukû bulacaktır.
O, Resûlullah'tan sonraki Hidayet İmamlarının on ikicisidir. Birincileri Emîrü'l-Mü'minîn Ali b. Ebî Tâlib, sonuncuları ise Allah'ın yeryüzündeki son Hücceti ve zamanın sahibidir" buyurmuştur.
HZ. MEHDÎ (AS) İLE İLGİLİ RİVAYETLER
Şüphesiz İmamîyye literatüründe On ikinci İmam Muhammed el-Mehdî ve Mehdîlik ile ilgili birçok konuda bir hayli haber mevcuttur. Biz örnek olması açısından Mehdî ile ilgili belirli konulardan bazı haberleri derledik.
MEHDÎ'NİN EHL-İ BEYT SOYUNDAN OLACAĞINI BİLDİREN RİVAYETLER
Erken dönem İmamîyye kaynaklarına göre Hasan el-Askerî, her ne kadar açıktan bir oğul bırakmamış ve onun imam olduğunu ilan etmemişse de, sonraki İmamîyye âlimleri İsnâ Aşeriyye doktrinini şekillendirirken bu konuda Hz. Peygamber ve imamlardan nakledilen pek çok rivayet ortaya koymuşlardır.
İmamî âlimlerden Sâduk; Ehl-i Beyt dostları arasında tartışılan önemli konulardan biri olarak, imametin Hz. Hasan ve Hüseyin'den sonra iki kardeşte birleşmeyeceğine dair ahbâra özellikle yer vermiş, bununla Vâkıfiyye ve diğer Ehl-i Beyt dostu fırkaların iddialarını cevaplandırmaya çalışmıştır.
Ayrıca Sâduk, kendisinden önceki Gaybet yazarlarında göremediğimiz bir konuyu ön plana çıkarmış, Kâim'in annesi Nergis hakkındaki haberleri toplamıştır.
Yine, Kâim'in doğumu hakkındaki nakillere yer vermiş ve O'nun doğumu ânında zuhûr eden hadiseleri aktarmıştır.
Örneğin Kâim'in doğar doğmaz secde ettiğini, babasının "Konuş yavrum!" demesi üzerine Kelime-i Şahâdet getirdiğini açıklamıştır.
Ca'fer es-Sâdık; "Bütün imamlara inanan ama Mehdî'nin varlığını inkâr eden kimse hakikatte bütün peygamberlere iman eden ama Hz. Peygamber'in nübüvvetini inkâr eden kimse gibidir" buyurdu.
Ona, "Ey Resûlullah'ın evlâdı, Mehdî kimin soyundandır?" diye sorulunca, "Yedinci İmam'ın (Mûsâ b. Ca'fer) beş göbekten evladı Mehdî'dir. Ama o Gaybet'e çekilecektir" demiştir.
Muhammed el-Cevâd, Abdulazim Hasenî'ye, "Kâim, vaad edilmiş Mehdî'dir. Gaybet'i zamanında O'nu beklemek, zuhûr edince de O'na itaat etmek gerekir. O benim üç göbekten torunumdur" demiştir.
Hasan el-Askerî, Mûsâ b. Ca'fer Bağdâdî'ye, "Sizlerin, vâsim hususunda ihtilafa düştüğünüzü görür gibiyim" demiştir.
Hasan el-Askerî'nin ashabından olan Muhammed b. İbrahim b. İshak, Ebû Ali b. Hemmam'dan naklen Muhammed b. Osman Amrî'nin Hasan el-Askerî'ye kendisinden sonra Hüccet'i sormuş, Hasan el-Askerî, "Oğlum Muhammed Benden sonraki Hüccet'tir. Kim O'nu tanımadan ölürse, cahiliye ölümüyle ölmüş olur. Bilin! O'nun Gaybet'i olacaktır. Sonra O kıyam edecektir" demiştir.
Muhammed el-Cevâd, Sakr b. Ebû Delf'den naklen, "Doğrusu Benden sonraki İmam, oğlum Ali'dir. Ondan sonraki İmam, O'nun oğlu Hasan'dır. O'ndan sonraki İmam, hak üzere Kâim olan ve beklenen İmam'dır" demiştir.
Hasan el-Askerî, Hasan b. Salih Bezzaz'dan naklen, "Doğrusu Benim oğlum, Benden sonraki Kâim'dir" demiştir.
Ca'fer es-Sâdık, Seyyid b. Muhammed el-Himyerî'den naklen söyle söylemiştir:
Ca'fer es-Sâdık'a, "Ey Allah Resulünün oğlu! Senin babalarından bize Gaybet ve onun doğruluğu hakkında rivayetler ulaşmıştır. Bu Gaybet'in kimin üzerinde vukû bulacağını söyler misin?" diye sordum.
Buyurdu ki: "Doğrusu Gaybet Benim evlatlarımdan altıncısında vukû bulacaktır. O, Resûlullah'tan sonraki Hidayet İmamlarının on ikicisidir. Birincileri Emîrü'l-Mü'minîn Ali b. Ebû Tâlib, sonuncuları ise Allah'ı yeryüzündeki son Hüccet'i ve zamanın sahibidir."
Hasan el-Askerî, Muhammed b. İbrahim b. İshak'tan rivâyetle, Muhammed b. Osman, kendisinden sonraki İmam'ı sorduğunda, "Oğlum Muhammed Benden sonraki İmam ve Hüccet'tir. Oğlumun Gaybet'i olacaktır. Cahiller bu konuda şaşkına dönecek, bâ-tılın peşinden gidenler helak olacaktır. O'nun zuhûru için zaman belirleyenler yalan söylerler" demiştir.
Bu haberde Hasan el-Askerî'ye soruyu soranın ikinci nâib Muhammed b. Osman olduğu anlaşılmakta olup, o günkü ortamı ortaya koyması açısından önemlidir." (Prof. Dr. Haydar Baş Hasan el-Askeri ve İmam Mehdi eserinden)
İmamî kaynaklar imamların sayısının on iki olduğu ve son imam Muhammed el-Mehdî'nin Kâim olduğu hususlarını içeren birçok haber rivayet etmişlerdir.
İmamî âlimlerden Nu'manî, imamların sayısının on iki olduğu ve bunun da Allah'ın iradesiyle tecelli ettiği hususuna önem vermiştir.
Sâduk, Muhammed b. Hasan'ın on ikinci imam olarak Allah tarafından tayin edildiğine dair ahbârı zikretmiştir.
Buna göre, Allah, Kâim'in imametini, Hz. Peygamber Mirac'a yükseldiğinde O'na vahyetmiştir.
İmamî âlimlerin Gaybet döneminde Ehl-i Beyt dostlarını bir arada tutma çabası ile birbirlerine yakın süreçte kaleme aldıkları ilk dönem eserlerinde İmamların sayısı meselesine ayrı bir önem verilmiştir.
Kuleynî ile başlayarak, özellikle Nu'manî ve Sâduk'ta İmamların sayısının on iki olduğu hususuna vurgu yapılmıştır. Çünkü imamların sayısı meselesi Gaybet inancıyla yakından alakalıdır.
İmamları on iki sayısıyla sınırlandırdıktan sonra, "Yeryüzünde İmam'ın olmadığı bir dönem olmayacaktır" seklinde bir inancı izah etmek güçtür. Bunun için on ikinci ve son imamın halen hayatta olduğunu savunmak bu anlayışın tabiî bir sonucu olsa gerektir. Hâlbuki Kuleynî öncesi İmamî yazarlarda bu durum açık değildir.
Sa'd b. Abdullah'tan rivayetle; Selmân-i Fârisî, Hz. Peygamber'in, torunu Hüseyin'e, "Sen seyyid oğlu seyyidsin, Sen İmam oğlusun, İmamların babasısın, Senin soyundan dokuz tane Hüccet gelecek, onların dokuzuncusu Kâim olacak" dediğini nakletmiştir.
Hz. Hüseyin (r.a.), "On iki Hidayet İmamı bizdendir. Birincisi Emîrü'l-Mü'minîn Ali b. Ebî Tâlib, sonuncusu ise dokuzuncu evladımdır. Hak üzere kıyam edecek olan O'dur" buyurmuştur.
Muhammed Bâkır, Ebû Hamza'dan naklen; "Ey Ebû Müstehil! Bizim Kâim'imiz Hüseyin'in evlatlarından dokuzuncusudur."
"Ey Seyyidim! Bu on iki kişi kimdir?"
Buyurdu ki: "Birincisi Ali b. Ebî Tâlib'dir, O'ndan sonra Hasan ve Hüseyin, sonra da Ali b. Hüseyin, sonra Ben, Benden sonra da bu" diyerek, elini oğlu İmam Ca'fer'in omzuna koymuştur.
Sonra, "Oğlu Mûsâ, Mûsâ'dan sonra oğlu Ali, Ali'den sonra oğlu Muhammed, Muhammed'den sonra oğlu Ali, Ali'den sonra da oğlu Hasan'dır. İste o yeryüzünü adalet ve eşitlikle dolduracak olan Kâim'in babasıdır" buyurmuştur.
Ca'fer es-Sâdık, Seyyid b. Muhammed Himyerî'den naklen; "Gaybet, Benim evlatlarımdan altıncısında vukû bulacaktır.
O, Resûlullah'tan sonraki Hidayet İmamlarının on ikicisidir. Birincileri Emîrü'l-Mü'minîn Ali b. Ebî Tâlib, sonuncuları ise Allah'ın yeryüzündeki son Hücceti ve zamanın sahibidir" buyurmuştur.
HZ. MEHDÎ (AS) İLE İLGİLİ RİVAYETLER
Şüphesiz İmamîyye literatüründe On ikinci İmam Muhammed el-Mehdî ve Mehdîlik ile ilgili birçok konuda bir hayli haber mevcuttur. Biz örnek olması açısından Mehdî ile ilgili belirli konulardan bazı haberleri derledik.
MEHDÎ'NİN EHL-İ BEYT SOYUNDAN OLACAĞINI BİLDİREN RİVAYETLER
Erken dönem İmamîyye kaynaklarına göre Hasan el-Askerî, her ne kadar açıktan bir oğul bırakmamış ve onun imam olduğunu ilan etmemişse de, sonraki İmamîyye âlimleri İsnâ Aşeriyye doktrinini şekillendirirken bu konuda Hz. Peygamber ve imamlardan nakledilen pek çok rivayet ortaya koymuşlardır.
İmamî âlimlerden Sâduk; Ehl-i Beyt dostları arasında tartışılan önemli konulardan biri olarak, imametin Hz. Hasan ve Hüseyin'den sonra iki kardeşte birleşmeyeceğine dair ahbâra özellikle yer vermiş, bununla Vâkıfiyye ve diğer Ehl-i Beyt dostu fırkaların iddialarını cevaplandırmaya çalışmıştır.
Ayrıca Sâduk, kendisinden önceki Gaybet yazarlarında göremediğimiz bir konuyu ön plana çıkarmış, Kâim'in annesi Nergis hakkındaki haberleri toplamıştır.
Yine, Kâim'in doğumu hakkındaki nakillere yer vermiş ve O'nun doğumu ânında zuhûr eden hadiseleri aktarmıştır.
Örneğin Kâim'in doğar doğmaz secde ettiğini, babasının "Konuş yavrum!" demesi üzerine Kelime-i Şahâdet getirdiğini açıklamıştır.
Ca'fer es-Sâdık; "Bütün imamlara inanan ama Mehdî'nin varlığını inkâr eden kimse hakikatte bütün peygamberlere iman eden ama Hz. Peygamber'in nübüvvetini inkâr eden kimse gibidir" buyurdu.
Ona, "Ey Resûlullah'ın evlâdı, Mehdî kimin soyundandır?" diye sorulunca, "Yedinci İmam'ın (Mûsâ b. Ca'fer) beş göbekten evladı Mehdî'dir. Ama o Gaybet'e çekilecektir" demiştir.
Muhammed el-Cevâd, Abdulazim Hasenî'ye, "Kâim, vaad edilmiş Mehdî'dir. Gaybet'i zamanında O'nu beklemek, zuhûr edince de O'na itaat etmek gerekir. O benim üç göbekten torunumdur" demiştir.
Hasan el-Askerî, Mûsâ b. Ca'fer Bağdâdî'ye, "Sizlerin, vâsim hususunda ihtilafa düştüğünüzü görür gibiyim" demiştir.
Hasan el-Askerî'nin ashabından olan Muhammed b. İbrahim b. İshak, Ebû Ali b. Hemmam'dan naklen Muhammed b. Osman Amrî'nin Hasan el-Askerî'ye kendisinden sonra Hüccet'i sormuş, Hasan el-Askerî, "Oğlum Muhammed Benden sonraki Hüccet'tir. Kim O'nu tanımadan ölürse, cahiliye ölümüyle ölmüş olur. Bilin! O'nun Gaybet'i olacaktır. Sonra O kıyam edecektir" demiştir.
Muhammed el-Cevâd, Sakr b. Ebû Delf'den naklen, "Doğrusu Benden sonraki İmam, oğlum Ali'dir. Ondan sonraki İmam, O'nun oğlu Hasan'dır. O'ndan sonraki İmam, hak üzere Kâim olan ve beklenen İmam'dır" demiştir.
Hasan el-Askerî, Hasan b. Salih Bezzaz'dan naklen, "Doğrusu Benim oğlum, Benden sonraki Kâim'dir" demiştir.
Ca'fer es-Sâdık, Seyyid b. Muhammed el-Himyerî'den naklen söyle söylemiştir:
Ca'fer es-Sâdık'a, "Ey Allah Resulünün oğlu! Senin babalarından bize Gaybet ve onun doğruluğu hakkında rivayetler ulaşmıştır. Bu Gaybet'in kimin üzerinde vukû bulacağını söyler misin?" diye sordum.
Buyurdu ki: "Doğrusu Gaybet Benim evlatlarımdan altıncısında vukû bulacaktır. O, Resûlullah'tan sonraki Hidayet İmamlarının on ikicisidir. Birincileri Emîrü'l-Mü'minîn Ali b. Ebû Tâlib, sonuncuları ise Allah'ı yeryüzündeki son Hüccet'i ve zamanın sahibidir."
Hasan el-Askerî, Muhammed b. İbrahim b. İshak'tan rivâyetle, Muhammed b. Osman, kendisinden sonraki İmam'ı sorduğunda, "Oğlum Muhammed Benden sonraki İmam ve Hüccet'tir. Oğlumun Gaybet'i olacaktır. Cahiller bu konuda şaşkına dönecek, bâ-tılın peşinden gidenler helak olacaktır. O'nun zuhûru için zaman belirleyenler yalan söylerler" demiştir.
Bu haberde Hasan el-Askerî'ye soruyu soranın ikinci nâib Muhammed b. Osman olduğu anlaşılmakta olup, o günkü ortamı ortaya koyması açısından önemlidir." (Prof. Dr. Haydar Baş Hasan el-Askeri ve İmam Mehdi eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.