İmam Muhammed Bakır (a.s.)-I

İmam Muhammed Bakır (a.s) Cenab-ı Hak tarafından nasp edilmiş, Ehl- Beyt İmamlarının beşincisidir, anne ve baba tarafından Ehl-i Beyt soyundan gelen ilk kişidir. Hakkı olan hilâfet makamı, onun döneminde de tıpkı cedlerine yapıldığı gibi gasp edilmiştir. 

İmam Muhammed Bakır'ın yedi evladı vardır. Onlardan biri de Ehl-i Beyt İmamlarının altıncısı Hz. Cafer'dir. Takvası ve ilmi ile en meşhur olan kardeşi de Zeyd bin Ali'dir (a.s).

Şehit edilecek olan Zeyd (a.s), Emevi hükümdarlarının yanlışlarına karşı ciddi mücadeleler vermiştir. Son derece dindar, takvalı, âbid, fakih, bağışlayıcı ve cesurdu. İnsanları iyiliğe çağırır, kötülükten men ederdi. 

İmam Muhammed Bakır (a.s), ceddi Hz. Peygamber (s.a.a) tarafından övülmüş ve kendisinin selamına mazhar olmuştur. 

Cabir şöyle diyordu: 

"Bir gün Resûlullah (s.a.a) bana şöyle buyurdular: Ey Cabir, Evladım Bakır'ı gördüğünde, benden taraf ona selam söyle. Şüphesiz o, Benimle aynı isimde ve insanların Bana en çok benzeyenidir. Onun ilmi Benim ilmim, onun hükmü Benim hükmümdür. Onun evlatlarından yedi tanesi, emin, masum, önder ve salih insanlardır. Onların yedincisi ise Mehdi'dir. O yeryüzü zulüm ve adaletsizlik ile dolduğu gibi, adalet ve özgürlük ile dolduracaktır."

İmam Muhammed Bakır (a.s) çok küçük yaşta olmasına rağmen, ceddi ile beraber olduğu Kerbela'da yaşananları unutmamıştır ve şöyle buyurmuştur: "İmam Hüseyin (a.s) nedeniyle bize ulaşan bu musibetten dolayı Allah mükafatlarımızı artırsın. Bizi ve sizi Hz. Muhammed'in (s.a.a) Ehl-i Beyt'inden olan Allah'ın velisi Mehdi'yle (a.s) birlikte İmam Hüseyin'in (a.s) kanının intikamını alanlardan eylesin. Hüseyin'in (a.s) imamlığını kabul edenlerin onu ziyaret etmeleri farzdır, bu kabri ziyaret eden kimseyi, Ehli Beyti seven olarak biliriz."

İmam Bakır'ın ibadet ve takva hayatına baktığımızda ceddi Resûlullah'ın sünnetine riayete ve ibadetinde devamlılığa verdiği önemi görürüz. Amellerde devamlılığı, her haliyle Allah'ı anışı, Allah'ı görüyormuş gibi namaza duruşu, Ramazan ayına, Cuma gününe, Kur'an-ı Kerim'i okumaya gösterdiği hürmeti ile bütün müslümanlara örnek olmuştur. 

Bu konularda İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur:

"Allah (c.c) nezdinde amellerin en sevimlisi az bile olsa kulun devamlı yaptığı amelleridir. Bir ameli devamlı yapmak, amelin kendisinden daha zordur."

"Kul, kırk gün içinde en güzel şekilde Allah'ı zikrederse, Allah onu dünyada zahid kılar, dünyanın derdini ve dermanını ona gösterir; Onun kalbine hikmeti yerleştirir. Artık konuştuğu zaman hikmetle konuşur." 

"İnsanlara, Kâbe'yi ziyaret etmeleri, onların etrafında dönmeleri sonra bize gelip, bizi veli edindiklerini haber vermeleri ve bize yardımlarını, desteklerini sunmaları emredildi."

"Eğer sizler dediğim gibi olur ve bu sınırları aşmazsanız, Kaim'imizden (Hz. Mehdi'den) önce sizden herhangi biriniz ölmüş olursa şehit olarak ölmüştür. Kim bizim Kaim'imizin yanında öldürülürse iki şehit sevabı alır; eğer onun yanında yer alıp da düşmanlarımızdan birisini öldürürse, yirmi şehidin sevabını kazanmış olur."

"Dünyayı bir saat kalacağın ve sonra da göçüp gideceğin bir menzil veya uykuda hoşnut olup da uyandığında elinde kalmayan bir mal farzet. Bu misali söylemem Allah'ın tevfikiyle akıl edip amel etmen içindir."

İmam Muhammed Bakır her gece ve gündüzde yüz elli rekât namaz kılıyordu. Kur'an-ı Kerim'i Ramazan ayında on defa, yani her üç günde bir defa hatmediyordu. 

Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın "İmam Muhammed Bâkır" adlı eserini kaynak edinerek edinmiş olduğum bilgiler ışığında bu yüce şahsın hayatını özetlemeye devam edeceğim. Daha detaylı bilgiler için Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın Ehl-i Beyt Külliyatını okumanızı tavsiye ediyorum. 

(devam edecek…)