logo
25 NİSAN 2025

İmam Hüseyin’in bedduası

Aşura gününde İmam Hüseyin (a.s.)’ın hutbeleri karşısında ona karşı inatlaşarak küfürde ısrar edenlerden üçü nefsine engel olamadı ve İmam (a.s.)’la sözlü mücadeleye girişti

07.08.2022 23:45:00
İmam Hüseyin’in bedduası
İmam Hüseyin’in bedduası
Hürr bin Yezid er- Riyahî, nasıl İmam Hüseyin'in (a.s.) konuşmalarından etkilenerek imanla ve şehadetle şereflenmişse, bazıları da bu hutbeler karşısında kendi azaplarını arttırmışlardır.

Aşura gününde İmam Hüseyin (a.s.)'ın hutbeleri karşısında ona karşı inatlaşarak küfürde ısrar edenlerden üçü nefsine engel olamadı ve İmam (a.s.)'la sözlü mücadeleye girişti. İmam (a.s.)'ı inciten bu harekete karşı bu kişilere beddua etmiştir.

Bu kişilerden birisi Muhammed b.Eş'as'tır.

İmam (a.s.) konuşmalarından bir netice almadığını ve halkın ona karşı saldırıya geçtiğini görünce yüzünü göğe doğru kaldırıp şöyle niyazda bulundu:

"Allah'ım! Biz Peygamberin (s.a.v.) Ehl-i Beyt'i, O'nun torunları ve yakınlarıyız. Allah'ım! Bize zulmeden ve hakkımızı gasp eden kimseleri zelil ve mahvet! Şüphesiz sen, kullarının duasını duyan ve onlara en yakın olansın."

Ordunun önünde olan Muhammed b. Eş'as, İmam (a.s.)'ın bedduasını duyunca ileri çıkıp, "Seninle Muhammed (s.a.v.)'in arasında ne gibi bir yakınlık var" dedi.

İmam (a.s.) bu açık inkar ve inadı onda görünce şöyle beddua etti: "Allah'ım! Onun bugün acil bir şekilde zillete uğramasını bana göster."

Muhammed b. Eş'as hakkındaki bu dua derhal müstecab oldu, o çok geçmeksizin def-i hacet için ordudan ayrılıp biraz uzaklaştıktan sonra bir köşede oturuverdi. O sırada siyah bir akrep onu soktu ve böylece avret yerleri açık bir şekilde helak oldu. 

İmam Hüseyin (a.s.)'ın bedduasına uğrayan bir diğer kişi de Abdullah bin Havze-i Temimî'dir.

Bu kişi çadırlara yaklaşarak, "Hüseyin sizin aranızda mı?" diye sormuştur. Bu soruyu birkaç kere tekrarladıktan sonra ashabdan bir zât, "İşte bu Hüseyin (a.s.)'dır. Ne istiyorsun?" diye cevap verdi.

Abdullah bin Havze, İmam (a.s.)'a hitaben, "Seni cehennemle müjdeliyorum" dedi.

İmam (a.s.) ona cevaben şöyle buyurdu: "Yalan söyledin, çünkü ben bağışlayan, kerim, itaat edilen ve şefaat kabul eden Allah'a doğru gidiyorum; sen kimsin?"

Abdullah, "Ben Havze'nin oğluyum" dedi.

Bu sırada İmam (a.s.) ellerini göğe doğru açıp ona şöyle beddua etti: "Allah'ım! Onu cehenneme doğru çek!"

İbn-i Havze, İmam'ın bedduasına sinirlenip atına bir kırbaç vurdu, bunun üzerine at hızla koşmaya başlayınca o atının arkasından yere düştüğü zaman ayağı eyerin üzengisine takıldı, at ürküp onu sağa sola vurmaya başladı, daha sonra İbn-i Havze'nin parçalanmış yarı canlı bedenini  içerisinde ateş yakılmış bir çukura attı.

İmam (a.s.) bu durumu görünce, duası müstecab olduğu için şükür secdesine kapandı. 

Ve yine Aşura günü İmam (a.s.)'ın ashabının Fırat nehrinin suyundan mahrum olmasına uğraşan Abdullah bin Hasin-i Azudî, İmam Hüseyin (a.s.)'ın bedduasına mâruz kalmıştır.

İmam (a.s.), "Allah'ım! Onu susuzluk ateşi ile öldür ve ebedî olarak affetme" buyurmuştur.

Bu kişi, Aşura faciasının ardından içebildiği kadar su içiyor ama susuzluğunu gideremiyordu ve sonunda bu yüzden helakete uğradı. 

İmam (a.s.) ile münakaşa eden iki kişi hakkındaki beddua gözler önünde yerine gelmişti. Ancak bu manzaraları seyreden Ömer b. Sa'd hâlen savaşmakta ısrarlı idi. Onun bu ısrarcı tavrı karşısında en sonunda İmam Hüseyin (a.s.), Ömer b. Sa'd'a şöyle dedi:

"Ey Ömer! Beni öldürürsen, şu soysuzun oğlunun seni Rey ve Cürcan eyaletlerinin valisi mi yapacağını sanıyorsun? Allah'a yemin ederim ki, bununla sevinemeyeceksin.

Bu karara bağlanmış bir sözdür. Şimdi ne yapacaksan yap! Çünkü benden sonra dünyada ve ahirette mutluluk yüzü göremeyeceksin. Kûfe'deki bir sazlıkta çocukların, kesilmiş başınla oynadıklarını, tekmelemek için yarıştıklarını görür gibiyim."

İbn-i Sa'd öfkelenerek yüzünü İmam (a.s.)'dan çevirdi. 

Savaş başlamadan evvel, Kûfeli bir komutan olan Amr bin Haccac, emrinde bulunan askerleri İmam (a.s.)'a karşı savaşmaya teşvik etmek için şöyle bağırıyordu: "Ey insanlar! Dinden çıkan ve (Müslümanların) cemaatinden ayrılan kimseye karşı savaşın."

İmam (a.s.), bu sözleri duyduğunda şöyle buyurdu: "Ey Amr! Yazıklar olsun sana! Halkı bunlar Allah'ın dininden çıkmıştır bahanesi ile bizim aleyhimize ve bize karşı savaşmaya teşvik mi ediyorsun?

Acaba evinde vahiy nâzil olan, cihad ve istikameti ile İslam dinini sağlamlaştıran bizler dinden çıkmışız da, hakkı bâtıldan ayırt edemeyen sen mi, Allah'ın dininde sabitsin?

Pek yakında ruhlarımız bedenimizden ayrıldığında kimin ateşe daha layık olduğunu hepiniz anlayacaksınız."  

Ve ilk ok atılıyor, savaş başlıyor

Rasulüllah'ın mübarek torunu İmam Hüseyin (a.s.) haklı davasından vazgeçmiyor ama savaşı başlatan taraf da olmak istemiyordu. Her zaman savunma pozisyonunda hareket etmiş, hatta işin savaşa dönüşmeden neticelenmesi için de büyük mücadeleler vermişti.

Ancak özellikle yapılan son konuşmalara sinirlenen Ömer b. Sa'd, daha fazla beklemeyerek ilk oku fırlattı. Amacı İmam Hüseyin (a.s.)'ı ne pahasına olursa olsun öldürmekti.

Kerbela'da Ömer b. Sa'd'ın ordusu, Amr b. el-Haccac, Şimr b. Zilcevşen, Kays b. Eş'as, Azra b. Kays ve Şebes b. Rib'i de komutan olarak birliklerin başında idi. 

Onların da olduğu bir ortamda Ömer b. Sa'd ilk oku çadırlara doğru fırlattı ve, "Şahit olun! İlk oku ben atıyorum" dedi. 

Ondan cesaret alan askerler de çadırlara ok atmaya başladılar. İmam Hüseyin (a.s.) ve ashabı artık cennetin kapılarının kendilerine aralandığını hissediyorlardı.

İmam Hüseyin (a.s.) Tasua gecesinde bahsettiği ölümü şimdi yine tarif ediyordu:

"Ey yüce insanlar! Kendisinden kurtulması mümkün olmayan ölüme hazırlanın. Şüphesiz ki bu oklar, onların sizlere gönderdikleri ölüm elçileridir.

Allah'a and olsun ki, siz ile cennet ve cehennem arasında ancak ölüm köprüsü vardır; bu köprü sizleri cennete, onları ise cehenneme götürür." 

İmam Hüseyin (a.s.)'ın az olan ashabının verdiği mücadele öyle görülmeye değerdi ki, "o ashabdan biri on kişi, yirmi kişi öldürmeden öldürülmüyordu."

Savaşın iyice kızıştığı bir anda ok taarruzunun altında cesaretinden, ümidinden ve Cenab-ı Hakka olan güveninden zerre yitirmeyen İmam Hüseyin (a.s.) ashabına şöyle seslendi:

"Yahudiler, Allah'a evlat isnat ettiklerinde Allah'ın gazabı onların hakkında şiddetli oldu, Hıristiyanlar da Allah'ı üçün üçüncüsü kıldıklarında, Allah'ın gazabı onların hakkında da şiddetli oldu. Mecusiler (ateşe tapanlar) de Allah'ı bırakıp güneşe, aya taptıklarında yine, Allah'ın gazabı onların hakkında şiddetli oldu, başka bir kavim de kendi peygamberlerinin torununu öldürmeye karar alıp ittifak ettiklerinde Allah'ın gazabı onların hakkında da şiddetli oldu.

Allah'a and olsun, bilin ki ben kendi kanımla boyanıp Allah'la mülakat edinceye kadar, onların isteklerinin hiçbirine müspet cevap vermeyeceğim."

Ve son olarak şunları buyurdu: "Acaba feryadımıza yetişip bize yardımda bulunacak bir kimse yok mudur? Acaba Resulüllah (s.a.v.)'in haremini (Ehl-i Beyt'ini) savunacak bir kişi yok mudur?"

Bu konuşma ashab üzerinde büyük bir tesir yaptı. Kanlarını feda etmekten kaçınmayan bu erler, İmam'ın mübarek bedenine karşı kendilerini daha da iştiyakla siper etmeye başladılar.

Düşman saflarından ciddi kayıplar da verdiriyorlardı. Öyle ki, Ömer b. Sa'd'ın adamları, tek tek savaşırsak onlar bizi alt edecekler, onlara hep beraber saldırmalıyız, şeklinde karar aldılar.

Saldırılar o kadar yoğunlaşmıştı ki, savaş alanına çıkan her ashab, kısa bir süre sonra diğer kardeşlerinin gözleri önünde gülümseyerek şehadet şerbetini içiyordu…" (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Hüseyin eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Ekim Apartmanı davasında 22 yıl 6'şar ay hapis talebi
42 kişi yaşamını yitirmişti
İki nükleer güç fazlasıyla gergin
Pakistan'dan 'savaş nedeni sayarız' uyarısı
İstanbul beşik gibi
6,2'lik deprem sonrası 290'dan fazla artçı
IŞID-DEAŞ, Türkiye'de
İçişleri Bakanı Yerlikaya: '210 şüpheli yakalandı'
Dışişleri'nden 1915 tepkisi
'1915 olayları siyaseten istismar ediliyor'
Kütahya'da 4,5 büyüklüğünde deprem
Merkez üssü Simav ilçesi
Sözde soykırım iddialarına karşı ABD'de protesto
1915 olayları çarpıtılıyor!
Filistinli aktivist Halil "keyfi" gözaltına alınmış!
Trump yönetimi kabul etti
ABD Yemen'e 6 hava saldırısı düzenledi
Toplamda binden fazla saldırı yaptı
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
İçkinin kötülüğü
Galatasaray'ın rakibi Trabzonspor
Trabzonspor Göztepe'yi 2-0 ile geçti
Soykırım yalanına tepki
'Reddediyoruz, hiçbir hükmü yoktur'
Tuzla'da arıtma tesisinde patlama
5 işçi yaralandı
Fidan'dan ilk açıklama
Türk devletleri Rum kesiminde elçilik açmıştı
Rusya'dan Avrupa'ya sert uyarı
'Saldırı olursa nükleer kullanırız'
Ekim Apartmanı davasında 22 yıl 6'şar ay hapis talebi
42 kişi yaşamını yitirmişti
İki nükleer güç fazlasıyla gergin
Pakistan'dan 'savaş nedeni sayarız' uyarısı
123456789101112131415
Ekim Apartmanı davasında 22 yıl 6'şar ay hapis talebi
42 kişi yaşamını yitirmişti
İki nükleer güç fazlasıyla gergin
Pakistan'dan 'savaş nedeni sayarız' uyarısı
İstanbul beşik gibi
6,2'lik deprem sonrası 290'dan fazla artçı
IŞID-DEAŞ, Türkiye'de
İçişleri Bakanı Yerlikaya: '210 şüpheli yakalandı'
Dışişleri'nden 1915 tepkisi
'1915 olayları siyaseten istismar ediliyor'
Kütahya'da 4,5 büyüklüğünde deprem
Merkez üssü Simav ilçesi
Sözde soykırım iddialarına karşı ABD'de protesto
1915 olayları çarpıtılıyor!
Filistinli aktivist Halil "keyfi" gözaltına alınmış!
Trump yönetimi kabul etti
ABD Yemen'e 6 hava saldırısı düzenledi
Toplamda binden fazla saldırı yaptı
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
İçkinin kötülüğü
Galatasaray'ın rakibi Trabzonspor
Trabzonspor Göztepe'yi 2-0 ile geçti
Soykırım yalanına tepki
'Reddediyoruz, hiçbir hükmü yoktur'
Tuzla'da arıtma tesisinde patlama
5 işçi yaralandı
Fidan'dan ilk açıklama
Türk devletleri Rum kesiminde elçilik açmıştı
Rusya'dan Avrupa'ya sert uyarı
'Saldırı olursa nükleer kullanırız'
Ekim Apartmanı davasında 22 yıl 6'şar ay hapis talebi
42 kişi yaşamını yitirmişti
İki nükleer güç fazlasıyla gergin
Pakistan'dan 'savaş nedeni sayarız' uyarısı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.