Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın 'İmam Hasan' eserinde Hz. Hasan'ın halifeliği hakkında şu bilgilere yer veriliyor:
"Hicretin 40. yılı Ramazan ayının 21. gecesi Hz. Ali şehadete ulaştı. O gecenin sabahı Kûfe halkı şehrin büyük camiinde toplanmıştı. İmam Hasan minbere çıkarak şu konuşmayı yaptı: "Dün gece eşsiz bir insan ayrıldı aramızdan. Geçmiş ve gelecek nesiller arasında ilim ve amelde onun benzeri yoktu. Çok sevdiği Allah Resulü'nün safında nice savaşlara katıldı. İslam'ı ve Peygamberi savunmak için mücahitçe gayret gösterdi. Savaşlarda Peygamber onu daima baş komutan yapar o da daima zaferle dönerdi. Dünyanın beyazıyla sarısından (gümüşle altını kastediyor) geriye bıraktığı miktar sadece 700 dirhemdi. Ve bu da ona düşen miktardı. Bununla, ailesine yardımcı olacak bir hizmetkar temin etmeyi düşünüyordu."
Hz. Hasan bu son cümleyi söylerken kendini tutamayıp ağlamaya başladı. Orada bulunan cemaat de ağlamaya başladı. Hz. Hasan ardından şunları söyledi: "İnsanları Allah'a davet eden, onları uyaran ve onlara müjdeleyici olarak gönderilen Resûlullah'ın evladıyım ben! O parlak peygamberlik meşalesinden size vuran bir ışığım ben! Yüce Allah'ın her çeşit hata ve kötülüğü kendilerinden uzaklaştırıp tathir ettiği, tertemiz kıldığı ve bizzat Kur'an-ı Kerim'in emriyle sevilmesi farz olan o ailenin (Ehl-i Beyt'in) bir ferdiyim ben! Kur'an şöyle buyuruyor: "Ey Peygamber! Ümmetine de ki, yaptığım elçilik görevine karşılık, ailemi sevmenizden başka bir ücret istemiyorum sizden." (Şûra, 23).
İmam "Meveddet" adıyla meşhur olup, Ehl-i Beyt'i sevmeyi emreden bu ayeti okuduktan sonra oturdu. Bu sırada Ubeydullah b. Abbas ayağa kalkarak, "Ey cemaat!" diye haykırdı ve İmam Hasan'ı göstererek, "Bu sizin Peygamberinizin evladı, İmam Ali'nin vasisi ve şimdi imamınızdır işte… Ona biat edin" dedi. Ardından camideki kalabalık, gruplar halinde gelerek Hz. Hasan'a biat etmeye başladı. (el-İrşad, Şeyh Müfid, s.169, 170; İbn-i Ebi'l Hadid, Nehcü'l Belaga Şerhi, c.16, s.30).
Bu olay Hicret'in kırkıncı yılı, Ramazan ayının yirmi birine rastlayan Cuma günü yani Hz. Ali'nin öldüğü gün geçekleşti. (Şerh-u Nehcü'l Belaga, İbn-i Ebi'l Hadid, c.4, s.11).
Biat töreni tamamlandıktan sonra Hz. Hasan minberden indi. Valiler listesini düzenledi. Ordu komutanlarını görevlendirdi. Devletin önemli işlerini gözden geçirdi. Abdullah b. Abbas'ı Basra Valiliğine tayin etti. (Makatilu't-Talibiyyin, s.35).
Bazıları, "Kûfe halkı kimi halife seçeceği konusunda kararsızdı, Hz. Ali'nin vefatından iki gün sonra Hz. Hasan'a biat edildi" diyorlarsa da, gerçek şudur ki, halk Hz. Hasan'a Hz. Ali'nin defnedildiği gün biat etti. Kimse ona biat etme noktasında tereddüt göstermedi. Bu biat olayı umumi ve içtimaî bir olay şeklinde serbest biat yoluyla gerçekleşti. Ve insanlar ikinci kez kendi rızalarıyla bir halifeye biat ettiler. (Daha önce de İmam Ali'ye bu şekilde biat edilmişti).
(devam edecek…)
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020