İmam Hasan’ın edebî kimliği
İmam Hasan’ın (a.s.) en önde gelen çağdaşlarından biri olan Hasan-ı Basrî, İmam’ın edebî ve kültürel yönünü tanıtmak üzere şunları yazdı
02.09.2023 08:42:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





İmam Hasan'ın (a.s.) en önde gelen çağdaşlarından biri olan Hasan-ı Basrî, İmam'ın edebî ve kültürel yönünü tanıtmak üzere şunları yazdı:
"İmdi, siz Haşimoğulları engin denizlerde yol olan bir gemi ve parlak ışık saçan bir fenersiniz (apaçık nişanelersiniz) veya mü'minlerin binip de kurtuldukları Nuh gemisi gibisiniz.
Ey Peygamberin oğlu, kader konusunda görüş ayrılığına düşmemiz ve istitaat (insan oğlunun irade ve ihtiyar sahibi oluşu) hakkında şaşkınlığa kapılmamız üzere sana bu mektubu yazıyorum.
Kendinin ve atalarının bu konudaki görüşünü bize bildir. Çünkü sizin bilginiz, Allah'ın ilmindendir. Siz insanlar üzerine şahitsiniz ve Allah da sizin üzerinize şahittir. "Onlar birbirinden türemiş bir nesildir. Allah her şeyi işiten ve bilendir."
İmam Hasan'ın (a.s.) söz ve ifade sanatı alanındaki gücü, onun halka bir konuşma yapmasına Muaviye'nin yasak getirme girişiminde bulunması olayında açıkça ortaya çıktı.
Muaviye halkın, onun sanat gücünün büyüsüne kapılmasından korkmuştu oysa Amr b. As, İmam Hasan'ın (a.s.) hitabet gücünün olmadığı ortaya çıksın beklentisi ile onun halka karşı konuşma yapmasının sağlanmasını Muaviye'ye önermişti.
İmam (a.s.) daha önce belirttiğimiz gibi, gerek babasının döneminde ve gerek daha sonra askerlere yönelik konuşmalar yapmıştı. Bu konuşmalardaki cümlelerin sağlam yapısını, çarpıcılık ve somutlaştırma unsuru ile nasıl beslendiklerini açıkça görmüştük.
İmam Hasan'ın (a.s.) mektuplarının ve resmi yazılarının en bariz özelliği, kısa ve öz olmalarının yanı sıra, delalet edici işaret unsurunu, yani delalet edici şifrelere yer veren ifadeler içermeleridir.
Örnek verecek olursak, bu özelliği Muaviye'ye ve Ziyad b. Ebih'e gönderdiği mektuplarında görürüz.
Çünkü bu mektupların her biri iki satırı geçmiyor. Bu mektubu Muaviye'ye göndermesinin gerekçesi, onun İmam Hasan'ı (a.s.) gözetmekle görevli iki casus göndermesi idi. İmam (a.s.) ona şunları yazdı:
"İmdi, sen (savaş için) karşılaşma istiyorsun gibi, adamlarınla hile düzenledin. Ben bundan şüphe etmiyorum. Allah dilerse bunu bekle, haber aldığıma göre, aklı başında kimselerin sevinmediği bir olaya sevinmişsin."
İmamın gönderdiği öbür mektubun adresi Ziyad b. Ebih idi. Ziyad tarafından cezalandırılan bir mü'minin serbest bırakılmasını istiyordu. Ziyad, İmam'ın (a.s.) bu mektubuna şu cevabı verdi:
"Ziyad b. Ebu Süfyan'dan Hasan b. Fatıma'ya. İmdi, mektubunu aldım kendi adını benden önceye koydun. Oysa sen bir istek sahibi iken ben devlet yetkilisiyim."
Açıktır ki, Ziyad'ın bu mektubu, içinde barındırdığı hastalık derecesine varmış aşağılık kompleksini açığa vuruyordu. Çünkü kendini Ebu Süfyan'a nispet ederken, İmam Hasan'ı (a.s.) Fatıma'ya (a.s.) nispet etmişti.
İmam Hasan (a.s.) ise ona, eline geçtiğinde parça parça edip yırtıp attığını sandığımız şu iki satırla cevap verdi:
"Fatıma oğlu Hasan'dan Sümeyye oğlu Ziyad'a! Peygamberimiz şöyle dedi: Çocuk kimin yatağında doğmuşsa, ona aittir. Fuhuş yapan ise, taşlanarak öldürülür."
Şiirlerinden seçmeler
1- İmam Hasan (a.s.) ölümü hatırlatma konusunda şöyle buyurdu:
"Kalıcı olmayan evde oturanlara de ki
Göç zamanı geldi, sevgililer ile vedalaş!
Karşılaştığın ve dostluk kurduğun kişiler,
Hepsi mezarlarda toprak oldular."
2- İmam (a.s.) dünyadan uzak durma konusunda şöyle buyurdu:
"Sıradan ekmeğin bir parçası doyurur beni
Arı suyun bir yudumu giderir susuzluğumu
Hayattayken yıpranmış bir ince elbise örter vücudumu
Eğer ölürsem kefene sarılmak yeter bana!"
3- İmam Hasan (a.s.) cömertlik hakkında şöyle bir şiir okudu:
"Cömertlik kullara farzdır
Allah için, muhkem kitapta bu okunuyor
Allah cömert kullara cennetleri vaad etti.
Cimriler için de cehennem hazırladı.
Kim ki, ellerinden bir kalıntı damlatmaz,
İsteyenler için, o kimse Müslüman değildir."
4- Amr b. As'ın Muaviye'nin meclisinde kendisine sövüp hakaret ettiğini öğrenmesi üzerine İmam (a.s.) şöyle buyurdu:
"Ey Muaviye! Abd-i Sehm'e emir mi veriyorsun
Bana hakaret etmesi için, bizden olan bir kalabalığın gözü önünde?
Kureyşliler meclislerine başladıkları zaman, Kureyş'in ne istediğini iyi bilirsin.
Sen aptalca bana hakaret etmeye devam mı ediyorsun
Kaybolmayan ve yok olmayan kinin yüzünden?
Senin benim babam gibi bir baban var mı?
Yücelir onunla gerçekten yücelenler
Ey Harb'ın oğlu! Benim dedem gibi bir deden de yok.
O Resulüllah'tır, eğer dedeler dile getirilecekse
Benim annem gibi bir anne Kureyş kabilesinde yoktur.
Ki verimli soy, değerli evlat ondan vücuda gelmiş olsun.
Ey Harb'ın oğlu! Benim gibi biri ile alay edilmez.
Benim gibi birini tehditler caydırmaz.
Yavaş ol, heyecanlanma. Bizim öyle işlerimiz var ki,
Onların dehşetinden yeni doğan çocuklar ihtiyarlarlar."
5- İmam Hasan (a.s.) insanlara muhtaç olmama konusunda da şöyle buyurdu:
"Yaratıcıya dayanarak yaratılmıştan müstağni ol
Öyle yaparsan yalancıya da, doğru olana da ihtiyacın kalmaz.
Çünkü Allah'tan başka rızık veren yoktur.
Kim insanların ihtiyacını karşılayacağını sanıyorsa,
Bilinsin ki, o kişi Rahman olan Allah'a güvenmiyor.
Kim ki, rızkın kendi kazanmasına bağlı olduğunu sanıyorsa,
Onu pabuçları yüksekten aşağıya kaydırmıştır.
Âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamd olsun." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Hasan eserinden)
"İmdi, siz Haşimoğulları engin denizlerde yol olan bir gemi ve parlak ışık saçan bir fenersiniz (apaçık nişanelersiniz) veya mü'minlerin binip de kurtuldukları Nuh gemisi gibisiniz.
Ey Peygamberin oğlu, kader konusunda görüş ayrılığına düşmemiz ve istitaat (insan oğlunun irade ve ihtiyar sahibi oluşu) hakkında şaşkınlığa kapılmamız üzere sana bu mektubu yazıyorum.
Kendinin ve atalarının bu konudaki görüşünü bize bildir. Çünkü sizin bilginiz, Allah'ın ilmindendir. Siz insanlar üzerine şahitsiniz ve Allah da sizin üzerinize şahittir. "Onlar birbirinden türemiş bir nesildir. Allah her şeyi işiten ve bilendir."
İmam Hasan'ın (a.s.) söz ve ifade sanatı alanındaki gücü, onun halka bir konuşma yapmasına Muaviye'nin yasak getirme girişiminde bulunması olayında açıkça ortaya çıktı.
Muaviye halkın, onun sanat gücünün büyüsüne kapılmasından korkmuştu oysa Amr b. As, İmam Hasan'ın (a.s.) hitabet gücünün olmadığı ortaya çıksın beklentisi ile onun halka karşı konuşma yapmasının sağlanmasını Muaviye'ye önermişti.
İmam (a.s.) daha önce belirttiğimiz gibi, gerek babasının döneminde ve gerek daha sonra askerlere yönelik konuşmalar yapmıştı. Bu konuşmalardaki cümlelerin sağlam yapısını, çarpıcılık ve somutlaştırma unsuru ile nasıl beslendiklerini açıkça görmüştük.
İmam Hasan'ın (a.s.) mektuplarının ve resmi yazılarının en bariz özelliği, kısa ve öz olmalarının yanı sıra, delalet edici işaret unsurunu, yani delalet edici şifrelere yer veren ifadeler içermeleridir.
Örnek verecek olursak, bu özelliği Muaviye'ye ve Ziyad b. Ebih'e gönderdiği mektuplarında görürüz.
Çünkü bu mektupların her biri iki satırı geçmiyor. Bu mektubu Muaviye'ye göndermesinin gerekçesi, onun İmam Hasan'ı (a.s.) gözetmekle görevli iki casus göndermesi idi. İmam (a.s.) ona şunları yazdı:
"İmdi, sen (savaş için) karşılaşma istiyorsun gibi, adamlarınla hile düzenledin. Ben bundan şüphe etmiyorum. Allah dilerse bunu bekle, haber aldığıma göre, aklı başında kimselerin sevinmediği bir olaya sevinmişsin."
İmamın gönderdiği öbür mektubun adresi Ziyad b. Ebih idi. Ziyad tarafından cezalandırılan bir mü'minin serbest bırakılmasını istiyordu. Ziyad, İmam'ın (a.s.) bu mektubuna şu cevabı verdi:
"Ziyad b. Ebu Süfyan'dan Hasan b. Fatıma'ya. İmdi, mektubunu aldım kendi adını benden önceye koydun. Oysa sen bir istek sahibi iken ben devlet yetkilisiyim."
Açıktır ki, Ziyad'ın bu mektubu, içinde barındırdığı hastalık derecesine varmış aşağılık kompleksini açığa vuruyordu. Çünkü kendini Ebu Süfyan'a nispet ederken, İmam Hasan'ı (a.s.) Fatıma'ya (a.s.) nispet etmişti.
İmam Hasan (a.s.) ise ona, eline geçtiğinde parça parça edip yırtıp attığını sandığımız şu iki satırla cevap verdi:
"Fatıma oğlu Hasan'dan Sümeyye oğlu Ziyad'a! Peygamberimiz şöyle dedi: Çocuk kimin yatağında doğmuşsa, ona aittir. Fuhuş yapan ise, taşlanarak öldürülür."
Şiirlerinden seçmeler
1- İmam Hasan (a.s.) ölümü hatırlatma konusunda şöyle buyurdu:
"Kalıcı olmayan evde oturanlara de ki
Göç zamanı geldi, sevgililer ile vedalaş!
Karşılaştığın ve dostluk kurduğun kişiler,
Hepsi mezarlarda toprak oldular."
2- İmam (a.s.) dünyadan uzak durma konusunda şöyle buyurdu:
"Sıradan ekmeğin bir parçası doyurur beni
Arı suyun bir yudumu giderir susuzluğumu
Hayattayken yıpranmış bir ince elbise örter vücudumu
Eğer ölürsem kefene sarılmak yeter bana!"
3- İmam Hasan (a.s.) cömertlik hakkında şöyle bir şiir okudu:
"Cömertlik kullara farzdır
Allah için, muhkem kitapta bu okunuyor
Allah cömert kullara cennetleri vaad etti.
Cimriler için de cehennem hazırladı.
Kim ki, ellerinden bir kalıntı damlatmaz,
İsteyenler için, o kimse Müslüman değildir."
4- Amr b. As'ın Muaviye'nin meclisinde kendisine sövüp hakaret ettiğini öğrenmesi üzerine İmam (a.s.) şöyle buyurdu:
"Ey Muaviye! Abd-i Sehm'e emir mi veriyorsun
Bana hakaret etmesi için, bizden olan bir kalabalığın gözü önünde?
Kureyşliler meclislerine başladıkları zaman, Kureyş'in ne istediğini iyi bilirsin.
Sen aptalca bana hakaret etmeye devam mı ediyorsun
Kaybolmayan ve yok olmayan kinin yüzünden?
Senin benim babam gibi bir baban var mı?
Yücelir onunla gerçekten yücelenler
Ey Harb'ın oğlu! Benim dedem gibi bir deden de yok.
O Resulüllah'tır, eğer dedeler dile getirilecekse
Benim annem gibi bir anne Kureyş kabilesinde yoktur.
Ki verimli soy, değerli evlat ondan vücuda gelmiş olsun.
Ey Harb'ın oğlu! Benim gibi biri ile alay edilmez.
Benim gibi birini tehditler caydırmaz.
Yavaş ol, heyecanlanma. Bizim öyle işlerimiz var ki,
Onların dehşetinden yeni doğan çocuklar ihtiyarlarlar."
5- İmam Hasan (a.s.) insanlara muhtaç olmama konusunda da şöyle buyurdu:
"Yaratıcıya dayanarak yaratılmıştan müstağni ol
Öyle yaparsan yalancıya da, doğru olana da ihtiyacın kalmaz.
Çünkü Allah'tan başka rızık veren yoktur.
Kim insanların ihtiyacını karşılayacağını sanıyorsa,
Bilinsin ki, o kişi Rahman olan Allah'a güvenmiyor.
Kim ki, rızkın kendi kazanmasına bağlı olduğunu sanıyorsa,
Onu pabuçları yüksekten aşağıya kaydırmıştır.
Âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamd olsun." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Hasan eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.