İmam Cevad’ın, oğlu Hadi’nin imamlığına dair ifadeleri -1-
İsmail b. Mehran’dan şöyle rivâyet edilmiştir: “İmam Cevad Medine'den Bağdat’a ilk götürülüşünde ona dedim ki: ‘Sana feda olayım! Ben bu götürülmenizden dolayı sizin için endişe ediyorum. Senden sonra imam olarak kime tâbi olacağız?’
18.05.2024 18:09:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





İsmail b. Mehran'dan şöyle rivâyet edilmiştir: "İmam Cevad Medine'den Bağdat'a ilk götürülüşünde ona dedim ki: 'Sana feda olayım! Ben bu götürülmenizden dolayı sizin için endişe ediyorum. Senden sonra imam olarak kime tâbi olacağız?'
Tebessüm ederek bana döndü ve şöyle dedi: 'Senin sandığın olay bu sene gerçekleşmeyecektir.'
İkinci kez Mu'tasım tarafından tekrar çağrıldığında ise İmam'ın yanına gittim ve dedim ki: 'Sana feda olayım! Sen buradan çıkıyorsun, senden sonra kim imam olacaktır?'
İmam sakallları ıslanıncaya kadar ağladı, sonra bana döndü ve 'Bu sefer benim akıbetimden endişe etmelisiniz. Benden sonra imam oğlum Ali'dir' buyurdu."
Hayranî, İmam Cevad'ın kapısından ayrılmayan babasından rivâyetle şunları nakleder:
"Ahmed b. Muhammed b. İsâ el-Eş'arî seher vakitleri gelir ve İmam Cevad'ın hastalığı hakkında bilgi alırdı. İmam Cevad ile babam arasında iletişimi sağlayan elçi geldiğinde Ahmed kalkar ve elçi babamla baş başa görüşürdü.
Bir gece elçi çıktığında Ahmed b. Muhammed meclisten kalktı ve babam elçiyle yalnız konuşmaya başladı. Ahmed dolaşıp konuşmaları duyabileceği bir yerde durdu.
Elçi babama dedi ki: 'Dostun sana selâm söylüyor ve diyor ki; ben vefat etmek üzereyim, bu görev oğlum Ali'ye geçiyor. Babamdan sonra bana karşı üstlendiğiniz sorumluluğun aynısını ona karşı üstleneceksiniz.'
Sonra elçi gitti. Ve Ahmed yerine geri döndü. Babam dedi ki: 'Sana ne söyledi?'
Babam, 'İyilik söyledi' dedi.
Ahmed, 'Onun sana söylediklerini ben duydum' dedi ve duyduklarını ona tekrarladı. Babam ona şöyle dedi: 'Allah bu yaptığını sana haram kılmıştır. Çünkü Allah, tecessüs etmeyin buyurmuştur.
Sen de bu sözleri duyduğuna göre onları unutma. Bakarsın bir gün senin şahitliğine ihtiyacımız olur. Fakat sakın vakti gelmeden önce bu sözleri kimseye açıklama.'
Sabah olunca babam on nüshalık bir mektup yazdı. Her birini mühürledi ve her birini seçkin arkadaşlarından birine verdi ve şöyle dedi: 'Eğer bunları sizden istememden önce ölürsem bunları açın ve içinde yazılanlara göre davranın.'
İmam Cevad vefat edince babam evinden hiç dışarı çıkmadı. Ta ki topluluğun ileri gelenleri Muhammed b. Ferec'in yanında toplanıp İmam Cevad'dan sonra imamet makamını üstlenecek olan kişi hakkında konuşmaya başladılar.
Muhammed b. Ferec babama bir mektup yazarak ileri gelenlerin yanında toplandıklarını bildirdi. Diyordu ki: 'Eğer açığa çıkmaktan korkmasaydım onlarla birlikte yanına gelirdim. Bu yüzden senin bizim yanımıza gelmeni istiyorum.'
Bunun üzerine babam atına bindi ve onların yanına gitti. İleri gelenlerin orada toplandıklarını gördü. Babama, 'Bu konuda sen ne diyorsun?' dediler.
Babam, mektubun nüshaları yanında olan kimselere, 'O mektupları getirin' dedi. Mektupları getirdiler. Babam mühürleri açtı. Ve 'Bana emredilen budur' dedi.
Bazıları dediler ki: 'Bu işle ilgili olarak seni destekleyecek bir şahidin de olmasını isterdik.'
Babam onlara, 'Allah bu isteğinizi de vermiştir. Ebû Ca'fer el- Eş'arî bu mektupta yazılanları duyduğuma şahitlik edecektir' dedi ve ondan şahitlik etmesini istedi.
Ama Ebû Ca'fer el-Eş'arî şahitlik etmekten kaçındı. Bunun üzerine babam onu lanetleşmeye çağırdı. Ve onu Allah'tan korkmaya davet etti.
Böylece babam hücceti ona tamamlayınca Ebû Ca'fer, 'Evet, ben de bu söylenenleri duydum. Fakat bunu ilk duyurma şerefinin Araplardan birine ait olmasını istediğim için ilk başta şahitlik etmekten kaçındım' dedi.
Böylece orda toplananlar dağılmadan önce İmam Hâdî'nin imametini ikrar ettiler ve bu konudaki şüpheleri bertaraf oldu." devam edecek (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Hadi eserinden)
Tebessüm ederek bana döndü ve şöyle dedi: 'Senin sandığın olay bu sene gerçekleşmeyecektir.'
İkinci kez Mu'tasım tarafından tekrar çağrıldığında ise İmam'ın yanına gittim ve dedim ki: 'Sana feda olayım! Sen buradan çıkıyorsun, senden sonra kim imam olacaktır?'
İmam sakallları ıslanıncaya kadar ağladı, sonra bana döndü ve 'Bu sefer benim akıbetimden endişe etmelisiniz. Benden sonra imam oğlum Ali'dir' buyurdu."
Hayranî, İmam Cevad'ın kapısından ayrılmayan babasından rivâyetle şunları nakleder:
"Ahmed b. Muhammed b. İsâ el-Eş'arî seher vakitleri gelir ve İmam Cevad'ın hastalığı hakkında bilgi alırdı. İmam Cevad ile babam arasında iletişimi sağlayan elçi geldiğinde Ahmed kalkar ve elçi babamla baş başa görüşürdü.
Bir gece elçi çıktığında Ahmed b. Muhammed meclisten kalktı ve babam elçiyle yalnız konuşmaya başladı. Ahmed dolaşıp konuşmaları duyabileceği bir yerde durdu.
Elçi babama dedi ki: 'Dostun sana selâm söylüyor ve diyor ki; ben vefat etmek üzereyim, bu görev oğlum Ali'ye geçiyor. Babamdan sonra bana karşı üstlendiğiniz sorumluluğun aynısını ona karşı üstleneceksiniz.'
Sonra elçi gitti. Ve Ahmed yerine geri döndü. Babam dedi ki: 'Sana ne söyledi?'
Babam, 'İyilik söyledi' dedi.
Ahmed, 'Onun sana söylediklerini ben duydum' dedi ve duyduklarını ona tekrarladı. Babam ona şöyle dedi: 'Allah bu yaptığını sana haram kılmıştır. Çünkü Allah, tecessüs etmeyin buyurmuştur.
Sen de bu sözleri duyduğuna göre onları unutma. Bakarsın bir gün senin şahitliğine ihtiyacımız olur. Fakat sakın vakti gelmeden önce bu sözleri kimseye açıklama.'
Sabah olunca babam on nüshalık bir mektup yazdı. Her birini mühürledi ve her birini seçkin arkadaşlarından birine verdi ve şöyle dedi: 'Eğer bunları sizden istememden önce ölürsem bunları açın ve içinde yazılanlara göre davranın.'
İmam Cevad vefat edince babam evinden hiç dışarı çıkmadı. Ta ki topluluğun ileri gelenleri Muhammed b. Ferec'in yanında toplanıp İmam Cevad'dan sonra imamet makamını üstlenecek olan kişi hakkında konuşmaya başladılar.
Muhammed b. Ferec babama bir mektup yazarak ileri gelenlerin yanında toplandıklarını bildirdi. Diyordu ki: 'Eğer açığa çıkmaktan korkmasaydım onlarla birlikte yanına gelirdim. Bu yüzden senin bizim yanımıza gelmeni istiyorum.'
Bunun üzerine babam atına bindi ve onların yanına gitti. İleri gelenlerin orada toplandıklarını gördü. Babama, 'Bu konuda sen ne diyorsun?' dediler.
Babam, mektubun nüshaları yanında olan kimselere, 'O mektupları getirin' dedi. Mektupları getirdiler. Babam mühürleri açtı. Ve 'Bana emredilen budur' dedi.
Bazıları dediler ki: 'Bu işle ilgili olarak seni destekleyecek bir şahidin de olmasını isterdik.'
Babam onlara, 'Allah bu isteğinizi de vermiştir. Ebû Ca'fer el- Eş'arî bu mektupta yazılanları duyduğuma şahitlik edecektir' dedi ve ondan şahitlik etmesini istedi.
Ama Ebû Ca'fer el-Eş'arî şahitlik etmekten kaçındı. Bunun üzerine babam onu lanetleşmeye çağırdı. Ve onu Allah'tan korkmaya davet etti.
Böylece babam hücceti ona tamamlayınca Ebû Ca'fer, 'Evet, ben de bu söylenenleri duydum. Fakat bunu ilk duyurma şerefinin Araplardan birine ait olmasını istediğim için ilk başta şahitlik etmekten kaçındım' dedi.
Böylece orda toplananlar dağılmadan önce İmam Hâdî'nin imametini ikrar ettiler ve bu konudaki şüpheleri bertaraf oldu." devam edecek (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Hadi eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.