İmam Bakır’ın, Câbir-i Cûfî’ye vasiyeti
Ey Câbir! Bil ki, yaşadığın şehrin bütün halkı sana, ‘Sen kötü insansın’ derlerse, bu seni üzmemeli, ‘sen iyi insansın’ derlerse de, bu seni sevindirmemeli; böyle olmadıkça bizlerin dostu olamazsın
27.11.2023 18:52:00
Hasan Parlak
Hasan Parlak





"Ey Câbir! Bil ki, yaşadığın şehrin bütün halkı sana, 'Sen kötü insansın' derlerse, bu seni üzmemeli, 'sen iyi insansın' derlerse de, bu seni sevindirmemeli; böyle olmadıkça bizlerin dostu olamazsın.
(Her hâlukârda) Sen, kendini Allah'ın Kitabına sunmalısın; eğer O'nun yolunda gidiyor, O'nun küçümsediğini küçümsüyor, sevdirdiğini seviyor ve korkuttuğundan da korkuyorsan, o zaman sebat göster ve hakkında söylenen sözlerin sana bir zararı olmayacağı için de kendini müjdele. Ama eğer Kur'an'dan uzak isen, o zaman neden kendini aldatasın?
Mü'min, nefsânî isteklerine gâlip gelmesi için daima nefsine karşı cihad halindedir; bazen nefsin eğriliklerini düzeltip Allah rızası için hevâ ve hevesine muhalefet eder; bazen de nefsi onu mağlup eder ve kendi hevâ ve hevesine uydurur ama Allah-u Teâlâ hemen onun elinden tutar ve o da kendine gelir.
Allah, onun sürçmesine göz yumar; o da Allah'ı anar, tevbe ve korkuya yönelir; azap ve ceza korkusu arttığı için basîret ve mârifeti de artar.
Nitekim Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: 'Allah'tan korkanlara Şeytan'dan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler, sonra hemen bakarsın ki, doğru yolu görüp bilmişlerdir.'
Ey Câbir! Allah'ın sana vermiş olduğu rızkın şükrünü yerine getirebilmen için az rızkı çok say. Nefsinin ayıplarını görebilmen ve af olman için Allah'a olan ibadet ve itaatini az bil.
Karşılaştığın kötülüğü edindiğin bilgi ile kendinden uzaklaştır. Bilgiyi de hâlis amelle çalıştır. Hâlis ameli de tam bir uyanıklıkla büyük gafletlerden koru; kâmil olan uyanıklığı da, gerçek korku ile elde et!
Mevcut yaşantıya râzı olarak gösterişten kaçın. Akla uyarak hevâ ve heves tehlikesinden kendini koru. Nefsânî istekler gâlip geldiğinde ilmin irşadıyla kendini kontrol et.
Hâlis amelleri mükâfaat günü için koru. İhtirastan kaçınmakla kanaatkâr olmaya çalış. Kanaati seçmekle şiddetli tamahkârlığı kendinden uzaklaştır.
Arzuları azaltmakla zâhidliğin tadını al; insanlardan ümidini keserek tamahın kökünü kurut. Nefsi tanımakla bencilliğin yolunu kapa.
Doğru bir tefvizle (işi Allah'a bırakmakla) ruhî rahatlığa kavuş. Beden rahatlığını kalbin huzurunda ara. Az hata yapmakla kalbin huzuruna kavuş.
Yalnızlıkta çok zikir etmekle, yumuşak kalpli olmaya çalış. Dâimî hüzünle kalbini aydınlat. Gerçek korku ile Şeytan'dan korun. Yalan ümitten sakın. Çünkü böyle bir ümit seni, gerçek korkuya sokar.
Allah'ın karşısında, amellerde doğru olmakla kendini süsle. Göçmeye acele etmekle kendini O'na sevdir. İşi geciktirmekten ve 'sonra yapacağım' demekten sakın. Çünkü helak olanlar bu denizde gark olmuşlardır.
Gafletten uzak ol. Zira kalbin katılaşması gaflete dalmaktır. Özrün olmadığı yerlerde gevşeklik yapma. Çünkü pişman olanlar O'na sığınır.
Tam bir pişmanlık ve çok tevbe etmekle geçmiş günahlarından dön. Güzel bir dönüşle, Allah'ın rahmet ve affına yönel.
Güzel dönüş için de, gecelerin karanlığında, hâlis dua ve münacaat ile Allah'tan yardım talebinde bulun.
Az rızkı çok ve çok itaati de az saymakla, büyük şükrü elde et. Çok şükür elde etmekle, nimetin çoğalmasını kazan. Nimetin elden çıkması korkusu ile büyük şükre sarıl.
Tamahı öldürmekle, ebedî izzeti talep et. Halktan ümitsizliğin verdiği izzetle, tamahın zilletini kendinden uzaklaştır. Yüce himmetle de halktan ümidini kesmek izzetini elde et.
Arzuyu azaltmakla, dünyadan ahiretin için azık topla. Fırsat varken hedefe kavuşmak için çabuk davran. Bedenin sıhhatli olması ve boş zaman gibi, iyi bir fırsat olmaz.
Güvenilmez insanlara itimat etmekten sakın. Çünkü yemek alışkanlığı gibi kötülüğe de alışkanlık vardır..." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Bakır eserinden)
(Her hâlukârda) Sen, kendini Allah'ın Kitabına sunmalısın; eğer O'nun yolunda gidiyor, O'nun küçümsediğini küçümsüyor, sevdirdiğini seviyor ve korkuttuğundan da korkuyorsan, o zaman sebat göster ve hakkında söylenen sözlerin sana bir zararı olmayacağı için de kendini müjdele. Ama eğer Kur'an'dan uzak isen, o zaman neden kendini aldatasın?
Mü'min, nefsânî isteklerine gâlip gelmesi için daima nefsine karşı cihad halindedir; bazen nefsin eğriliklerini düzeltip Allah rızası için hevâ ve hevesine muhalefet eder; bazen de nefsi onu mağlup eder ve kendi hevâ ve hevesine uydurur ama Allah-u Teâlâ hemen onun elinden tutar ve o da kendine gelir.
Allah, onun sürçmesine göz yumar; o da Allah'ı anar, tevbe ve korkuya yönelir; azap ve ceza korkusu arttığı için basîret ve mârifeti de artar.
Nitekim Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: 'Allah'tan korkanlara Şeytan'dan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler, sonra hemen bakarsın ki, doğru yolu görüp bilmişlerdir.'
Ey Câbir! Allah'ın sana vermiş olduğu rızkın şükrünü yerine getirebilmen için az rızkı çok say. Nefsinin ayıplarını görebilmen ve af olman için Allah'a olan ibadet ve itaatini az bil.
Karşılaştığın kötülüğü edindiğin bilgi ile kendinden uzaklaştır. Bilgiyi de hâlis amelle çalıştır. Hâlis ameli de tam bir uyanıklıkla büyük gafletlerden koru; kâmil olan uyanıklığı da, gerçek korku ile elde et!
Mevcut yaşantıya râzı olarak gösterişten kaçın. Akla uyarak hevâ ve heves tehlikesinden kendini koru. Nefsânî istekler gâlip geldiğinde ilmin irşadıyla kendini kontrol et.
Hâlis amelleri mükâfaat günü için koru. İhtirastan kaçınmakla kanaatkâr olmaya çalış. Kanaati seçmekle şiddetli tamahkârlığı kendinden uzaklaştır.
Arzuları azaltmakla zâhidliğin tadını al; insanlardan ümidini keserek tamahın kökünü kurut. Nefsi tanımakla bencilliğin yolunu kapa.
Doğru bir tefvizle (işi Allah'a bırakmakla) ruhî rahatlığa kavuş. Beden rahatlığını kalbin huzurunda ara. Az hata yapmakla kalbin huzuruna kavuş.
Yalnızlıkta çok zikir etmekle, yumuşak kalpli olmaya çalış. Dâimî hüzünle kalbini aydınlat. Gerçek korku ile Şeytan'dan korun. Yalan ümitten sakın. Çünkü böyle bir ümit seni, gerçek korkuya sokar.
Allah'ın karşısında, amellerde doğru olmakla kendini süsle. Göçmeye acele etmekle kendini O'na sevdir. İşi geciktirmekten ve 'sonra yapacağım' demekten sakın. Çünkü helak olanlar bu denizde gark olmuşlardır.
Gafletten uzak ol. Zira kalbin katılaşması gaflete dalmaktır. Özrün olmadığı yerlerde gevşeklik yapma. Çünkü pişman olanlar O'na sığınır.
Tam bir pişmanlık ve çok tevbe etmekle geçmiş günahlarından dön. Güzel bir dönüşle, Allah'ın rahmet ve affına yönel.
Güzel dönüş için de, gecelerin karanlığında, hâlis dua ve münacaat ile Allah'tan yardım talebinde bulun.
Az rızkı çok ve çok itaati de az saymakla, büyük şükrü elde et. Çok şükür elde etmekle, nimetin çoğalmasını kazan. Nimetin elden çıkması korkusu ile büyük şükre sarıl.
Tamahı öldürmekle, ebedî izzeti talep et. Halktan ümitsizliğin verdiği izzetle, tamahın zilletini kendinden uzaklaştır. Yüce himmetle de halktan ümidini kesmek izzetini elde et.
Arzuyu azaltmakla, dünyadan ahiretin için azık topla. Fırsat varken hedefe kavuşmak için çabuk davran. Bedenin sıhhatli olması ve boş zaman gibi, iyi bir fırsat olmaz.
Güvenilmez insanlara itimat etmekten sakın. Çünkü yemek alışkanlığı gibi kötülüğe de alışkanlık vardır..." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Bakır eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.