Bursa'da düzenlenen ve 2 gün süren uluslar arası Ehl-i Beyt Sempozyumu sayesinde yaşanan olumlu tablonun yansımaları devam etmektedir. Özellikle de Suriye'den, Irak'tan, İran'dan, Azerbaycan'dan, Tataristan'dan ve diğer dünya ülkelerinden gelen Eh-li Beyt aşığı İslam âlimlerinin orta koyduğu birlik beraberliğe ve gerçeğe olan hasretin gayreti; gelecek için hepimizi umutlandırmıştır. Bir işin ortaya konmasında görünenden çok perde arkasındaki fikir babalığı, hamiliği gerçekten çok önemlidir. Bu sempozyumun fikir babası ve hamisi, Ehl-i Beyt külliyatını yazan, hayatını vatan millet ve Allah sevdasına adayan, özellikle de Ehl-i Beyt aşkına vakfeden Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Asırlardır konuşulması bile istenmeyen, Ehl-i Beyt'in hayatı ve tarihte yaşanan olayların saklanma sebeplerini; "fitneye meydan vermemek" olarak ifade eden, fakat hak ve hakikatin saklanmasına sebebiyet vererek peygamber efendimizin işaret buyurduğu kurtuluş yolunun unutturulmasına yol açan bu aymazlık, bir gün mutlaka açığa çıkması ve hak sahiplerine haklarının verilmesi gerekmekteydi. Bu kadar önemli bir görevi üstlenerek Ehl-i Beyt külliyatını kaleme aldığında, bazı kendini bilmez sözde Sünni kalemler ve sözde Sünni alimler, bilerek yada bilmeyerek hakkın ortaya çıkmasına mani olmaya çalışmış, belki de bu güne kadar bu yolla manevi rant sağlayanların rantlarının ellerinden gideceği kaygısını taşımışlardı. İlim sahibi olduğunu iddia eden ve fakat ilmin kapsından bile habersiz olan bu cahil ve yobaz düşünceliler, bilerek ya da bilmeyerek peygamberimizin bıraktığı emanetlere dahi ihanet etmekteydiler. "Ben sizin aranızda iki değerli emanet bırakıyorum; onlara sarıldığınız sürece benden sonra asla sapıklığa düşmezsiniz. Onlar Allah'ın Kitabı ve benim Ehl-i Beyt'imdir." (Sahih-i Müslim, Kitab-u Fezail-i Ali ibn-i Ebi Talib, c.7, s.122) Prof. Dr. Haydar Baş, ortaya koyduğu bu gayretlerle aslında Hakkı sahibine teslim etmenin cesareti ve haksızlık karşısındaki mücadelesiyle, bir yerde bilmeden bu yanlışa düşenlere de bir çıkış yolunu aralamıştır. Yapılacak iş bellidir. Bu güne kadar saklanan gerçekleri meydana koyup, işin aslına dönülmesi, bunu da yaparken kavga mantığından çok gerçeğe ulaşmak adına bir gayret ortaya konmalıdır. Tarzı da zaten Prof. Dr. Haydar Baş ortaya koymuştur. Dedikodu mantığında sıyrılıp, ilmin şehrine Hz. Ali kapısından girmek "Ben ilmin şehriyim Ali ise kapısıdır. İlmi isteyen kimse kapıdan girmelidir." (Tirmizi) Ve Ehl-i Beyt'in kurtuluş gemisine binmektir. "Benim Ehl-i Beyt'imin sizin içinizdeki misali, Hz. Nuh'un kavmi içerisindeki Hz. Nuh'un gemisi gibidir. Kim gemiye binerse necat bulur, kim binmezse helak olur." Buyurmuştur. (Suyuti, Tefsir-i Hulafa, s.573; Taberani, Mu'cem'ül Kebir, s. 78)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025