‘İlim her yüce halin köküdür’
Misbah'uş-Şeria'da şöyle yer almıştır: "İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: İlim her yüce halin kökü ve her yüce makamın zirvesidir"
26.03.2021 23:52:00





H. OKAN EGESEL
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Allah-u Teala, ilimden mahrum kalmadıkça zilletini istememiştir."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Allah-u Teala zilletini istediği her kulu, ilimden ve edepten mahrum kılmıştır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah bir kulu aşağılık kılmak isterse, onu ilimden mahrum kılar."
İbn-i Ebi'l-Hadid şöyle yazıyor: "Erzelehu" kelimesi, "Allah onu rezil kıldı" anlamındadır ve şöyle söylenmiştir: "Allah-u Teala'nın kula buğzettiğinin alametlerinden biri de onu ilimden nefret ettirmesidir." Nitekim şair şöyle demiştir: "Veki'ye hafızamın zayıflığından şikayette bulundum/O bana günahları terk etmeyi öğretti. Ve dedi ki: İlim hıfzetmek fazilet olduğu için/Allah'ın fazlı hiçbir günahkâra bağışlanmaz."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "İlim her hayrın aslıdır (köküdür.) Cehalet ise, her kötülüğün başıdır."
Misbah'uş-Şeria'da şöyle yer almıştır: "İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: İlim her yüce halin kökü ve her yüce makamın zirvesidir."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "İlim her hayrın cehalet ise her kötülüğün köküdür."
Şehid'us-Sani, "Münyet'ül-Mürid" adlı kitabında şöyle yazar: "Bil ki münezzeh olan Allah ilmi, bu düşük ve yüce alemin yaratılışının genel bir sebebi kılmıştır ve ilmin azameti ve kıvancı için, bu sebep yeterlidir.
Allah-u Teala, kendi muhkem kitabında hatırlatmak ve akıl sahiplerine basiret vermek için şöyle buyurmuştur: 'Yedi göğü ve yerden de bir o kadarını yaratan Allah'tır, Allah'ın her şeye kadir olduğunu ve Allah'ın ilminin her şeyi kuşattığını bilmeniz için Allah'ın buyruğu bunlar arasında iner durur.' Şüphesiz bu ayet tek başına ilmin, özellikle de tevhid ilminin, her ilmin temeli ve her bilginin yörüngesi olduğunu göstermeye kâfidir ve ilmin ne kadar yüce olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Münezzeh olan Allah, ilmi en yüce şerafet kılmış, âdemoğlunun yaratılışından ve yokluk karanlığından, varlık aydınlığına çıkarılmasından sonra, kendisine bağışladığı ilk nimet olarak takdir etmiştir. Münezzeh olan Allah, Peygamberi Muhammed'e (s.a.a) nazil buyurduğu ilk surede şöyle buyurmuştur: 'Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı pıhtılaşmış kandan yarattı. Oku! Kalemle öğreten, insana bilmediğini bildiren Rabbin, en büyük kerem sahibidir.'
Allah-u Teala, 'Ona önünden ve arkasından bâtıl yaklaşamaz, o övülmüş hikmet sahibi Allah nezdinden nazil olmuştur' diye buyurduğu, azametli ve yüce kitabına yaratma nimetiyle nasıl başladığını bir düşün ve gör ki yaratılış nimetinden hemen sonra da ilim nimetinden bahsedilmektedir. Şüphesiz eğer yaratılış nimetinden sonra ilimden daha üstün ve iyi bir nimet olsaydı, şüphesiz Allah-u Teala ilim nimetini zikretmezdi." (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Allah-u Teala, ilimden mahrum kalmadıkça zilletini istememiştir."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Allah-u Teala zilletini istediği her kulu, ilimden ve edepten mahrum kılmıştır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah bir kulu aşağılık kılmak isterse, onu ilimden mahrum kılar."
İbn-i Ebi'l-Hadid şöyle yazıyor: "Erzelehu" kelimesi, "Allah onu rezil kıldı" anlamındadır ve şöyle söylenmiştir: "Allah-u Teala'nın kula buğzettiğinin alametlerinden biri de onu ilimden nefret ettirmesidir." Nitekim şair şöyle demiştir: "Veki'ye hafızamın zayıflığından şikayette bulundum/O bana günahları terk etmeyi öğretti. Ve dedi ki: İlim hıfzetmek fazilet olduğu için/Allah'ın fazlı hiçbir günahkâra bağışlanmaz."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "İlim her hayrın aslıdır (köküdür.) Cehalet ise, her kötülüğün başıdır."
Misbah'uş-Şeria'da şöyle yer almıştır: "İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: İlim her yüce halin kökü ve her yüce makamın zirvesidir."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "İlim her hayrın cehalet ise her kötülüğün köküdür."
Şehid'us-Sani, "Münyet'ül-Mürid" adlı kitabında şöyle yazar: "Bil ki münezzeh olan Allah ilmi, bu düşük ve yüce alemin yaratılışının genel bir sebebi kılmıştır ve ilmin azameti ve kıvancı için, bu sebep yeterlidir.
Allah-u Teala, kendi muhkem kitabında hatırlatmak ve akıl sahiplerine basiret vermek için şöyle buyurmuştur: 'Yedi göğü ve yerden de bir o kadarını yaratan Allah'tır, Allah'ın her şeye kadir olduğunu ve Allah'ın ilminin her şeyi kuşattığını bilmeniz için Allah'ın buyruğu bunlar arasında iner durur.' Şüphesiz bu ayet tek başına ilmin, özellikle de tevhid ilminin, her ilmin temeli ve her bilginin yörüngesi olduğunu göstermeye kâfidir ve ilmin ne kadar yüce olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Münezzeh olan Allah, ilmi en yüce şerafet kılmış, âdemoğlunun yaratılışından ve yokluk karanlığından, varlık aydınlığına çıkarılmasından sonra, kendisine bağışladığı ilk nimet olarak takdir etmiştir. Münezzeh olan Allah, Peygamberi Muhammed'e (s.a.a) nazil buyurduğu ilk surede şöyle buyurmuştur: 'Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı pıhtılaşmış kandan yarattı. Oku! Kalemle öğreten, insana bilmediğini bildiren Rabbin, en büyük kerem sahibidir.'
Allah-u Teala, 'Ona önünden ve arkasından bâtıl yaklaşamaz, o övülmüş hikmet sahibi Allah nezdinden nazil olmuştur' diye buyurduğu, azametli ve yüce kitabına yaratma nimetiyle nasıl başladığını bir düşün ve gör ki yaratılış nimetinden hemen sonra da ilim nimetinden bahsedilmektedir. Şüphesiz eğer yaratılış nimetinden sonra ilimden daha üstün ve iyi bir nimet olsaydı, şüphesiz Allah-u Teala ilim nimetini zikretmezdi." (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.