İkinci Fatıma Hz. Fatıma-i Masume

Hz. Mâsume, Medine-i Münevvere şehrinde, Hicret'in 173. yılının Zilkade ayının birinci günü dünyaya gelmiştir. 

Ali Nemazî, "Sefinet'ül-Bihar" adlı eserinin 8. cildinde Fâtıma Mâsume'nin Hicrî 173 yılında Zilkade ayının başında dünyaya geldiğini yazar.  Bu konuda farklı rivayetler de vardır.

"İmam Mûsâ Kâzım'ın kızı Fâtıma Mâsume, Hicrî 183 yılının Zilkade ayının başında Medine'de dünyaya gelmiştir. Hicrî 201 yılında Rebiülahir'in 10'unda Kum'da vefat etmiştir." 

Hz. Mâsume'nin Zilkade ayının başında doğduğu şu kaynaklarda geçiyor: Avalimu'l-Ulum, Allame Behramî, c. 21, s. 328; Hayatu's-Sett, Şeyh Mehdî Mansurî, s. 10; Dr. Muhammed Hadi Eminî'nin, Fâtıma binti İmam Mûsa Kâzım adlı eseri. 

Yukarıda Hz. Mâsume'nin doğum tarih Hicrî 183 olarak zikredilmiştir. Ancak doğru olan Müstedrek-i Sefine'de nakledilen 173 yılıdır.

Çünkü İmam Mûsâ 25 Receb 183'de Bağdat zindanında şehit olmuştur. Zindanda en az 4 yıl kalmıştır. Ve bu süre zarfında Medine'de bulunan ailesinden uzak kaldığı düşünülürse Hz. Mâsume'nin 183 yılında doğmuş olması imkansızdır. Rakam kayda geçerken muhtemelen bir yanlışlık olmuştur. 

Yazar İmadzade İsfahanî şöyle yazıyor: "Hz. Mâsume, Hicrî 173 yılının Zilkade ayında Medine'de dünyaya geldi.

İmam Rıza ise, Hicrî 148 yılında Zilkade ayının 11'inde Medine'de dünyaya geldi.

İmam Rıza ile kardeşi Mâsume'nin doğum günleri arasındaki on gün "Kutlu On Gün" olarak adlandırılmıştır. 

İffet ve takva âbidesi

Hz. Mâsume'nin annesi iffet, iman ve takvasıyla tanınan ve İslamî ilimlere vâkıf Tuktem isminde muhterem bir hanımdır. O İslami ilimleri Hz. İmam Ca'fer Sâdık'ın (a.s.) hanımı Hamide'den öğrenmiştir.

Hamide şöyle diyor: "Necme bizim eve geldiği gün, Peygamber'i (s.a.a.)rüyamda gördüm bana şöyle buyurdu: 'Ey Hamide, Necme'yi oğlun Mûsa'yla evlendir. Zira yeryüzünün en iyi insanı ondan dünyaya gelecektir.'

Ben Resûlullah'ın (s.a.a.) emriyle Necme'yi oğlum Musa'ya aldım ve ondan İmam Rıza dünyaya geldi."

Yani Hz. Mâsume ve İmam Rıza aynı anneden dünyaya gelmişlerdir. Bu hanım Tuktem, Necme, Tahire gibi isimlerle anılmıştır.

Muhammed bin Yahya es-Sulî der ki: "Ebu'l-Hasan er-Rıza (a.s.), Ali bin Mûsâ bin Ca'fer bin Muhammed bin Ali bin Hüseyin bin Ali bin Ebu Tâlib'in kendisidir.

Annesi Tuktem adındaki Ümmü Veled idi. Bu ad, İmam Kâzım'ın cariyesi olduktan sonra kendisine verildi."

Beyhakî, Sulî'den o da Avn bin Muhammed-i Kindî'den, o da Ebu'l-Hasan Ali bin Meysem'den (Kindî onun hakkında; "İmamların tarihi konusunda ondan daha bilgilisini görmedim" diyor) naklediyor:

"Hz. İmam Kâzım'ın annesi Hamide-i Müseffa, Tuktem adında bir cariye aldı. Tuktem akıl, din ve hatununa (Hz. Hamide'ye) saygısı bakımından kadınların en seçkinlerinden idi. Edebinden dolayı Hamide onu aldığı günden beri onun karşısında oturmamıştı.

Bundan dolayı idi ki, Hamide-i Müseffa, oğlu Hz. İmam Mûsa Kâzım'a 'Oğlum! Tuktem'den daha üstün birini görmedim. Şüphesiz eğer ondan bir nesil dünyaya gelirse Allah (c.c.) o nesli pak kılar. Onu sana hediye ediyorum, ona iyi davran' dedi.

Tuktem, Hz. İmam Rıza'yı dünyaya getirdiğinde İmam Kâzım (a.s.) ona, Tahire adını verdi." 

Zilkade ayının başlangıcı İmam Rıza ve Ehl-i Beyt hanedanı için önemli ve beklenen bir zamandı. Çünkü Necme Hatun'un İmam Rıza'dan başka çocuğu yoktu. Ve İmam'dan sonra uzun bir süre çocukları olmamıştı.

İmam Rıza, Hicrî 148'de dünyaya gelmişti.

Hz. Mâsume ise, Hicrî 178'de doğacaktı. Yani arada 25 yıl gibi bir süre vardı.

İmam Ca'fer böyle bir kız evladın doğacağını haber verdiği için Ehl-i Beyt ailesinde uzun süren bir bekleyiş vardı.

Bu sebeple Hz. Mâsume'nin dünyaya geldiği gün Necme Hatun ve İmam Rıza için çok kutlu bir gündü." (Prof. Dr. Haydar Baş Hz. Zeynep ve Hz. Masume eserinden)