İki emanete sarılmak zordur
Ebu Ömer’den şöyle sordular: “Hz. Resûlullah, ‘Ben size aranızda iki ağır emanet bırakıyorum’ buyurmuşlar. Acaba neden bunlar iki ağır emanet olarak adlandırılmışlardır?” Ebu Ömer, “Çünkü o iki emanete sarılmak çok ağır ve zordur” dedi
06.09.2023 10:20:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş
Semaat bin Mihran diyor ki:
"Ben, Ebu Basir ve Muhammed bin İmran (İmam Bâkır (a.s)'ın hizmetçisi) bir evdeydik. Muhammed bin İmran dedi ki: 'İmam Sâdık (a.s)'ın, biz on iki muhaddesiz dediğini işittim.'
Ebu Basir dedi: 'Allah için söyle, bunu İmam Sâdık (a.s)'dan kendin mi işittin?' Allah'a bir veya iki defa yemin etmesini istedi. O da kendi kulaklarıyla işittiğine dair yemin etti.
Ebu Basir bunun üzerine, 'Ben bunu İmam Bâkır (a.s)'dan da işittim' dedi."
Zurare bin Âyun diyor ki:
"İmam Sâdık (a.s)'ın şöyle buyurduğunu işittim: Biz imamlar Hz. Resûlullah'tan sonra on iki kişiyiz. Hepimiz Muhammed'in âl'indeniz ve Ali bin Ebu Tâlib (a.s) da bunlardan biridir."
İmam Sâdık (a.s) İmam Bâkır (a.s)'dan, o da İmam Seccad (a.s)'dan, o da İmam Hüseyin (a.s)'dan şöyle buyurduğunu nakletmektedir:
"Emire'l-Mü'minîn Ali (a.s)'dan Resûlullah (s.a.a)'in, 'Ben sizin aranızda paha biçilmez iki değerli emanet bırakıyorum; bunlardan biri Allah'ın Kitabı, diğeri ise ıtre- timdir' sözündeki ıtretten (Ehl-i Beyt'ten) kasıt kimler olduğunu sorduklarında, 'Itretten kasıt; Ben, Hasan, Hüseyin ve dokuzuncusu Mehdî ve Kâim olan Hüseyin'in dokuz evladıdır. Kevser havuzunun başında Resûlullah'a kavuşuncaya dek onlar Allah'ın Kitabından, Allah'ın Kitabı da onlardan ayrılmaz' buyurdular."
Ali bin Fazl el-Bağdadî diyor ki:
"Ebul Abbas-i Sa'leb'in arkadaşı Ebu Ömer'den şöyle sordular: 'Hz. Resûlullah, Ben size aranızda iki ağır emanet bırakıyorum, buyurmuşlar.
Acaba neden bunlar iki ağır emanet olarak adlandırılmışlardır?'
Ebu Ömer, 'Çünkü o iki emanete sarılmak çok ağır ve zordur' dedi.
Abdullah bin Abbas diyor ki:
"Resûlullah (s.a.a)'den, 'Ben, Ali, Hasan, Hüseyin ve Hüseyin'in evlatlarından dokuz kişi, mutahhar (tertemiz) ve mâsumuz' buyurduğunu duydum."
Metindeki senetle Abdullah bin Abbas'tan Resûlullah (s.a.a)'in şöyle buyurmuş olduğu nakledilmiştir:
"Ben peygamberlerin efendisiyim, Ali bin Ebu Tâlib de vasilerin efendisidir. Benden sonraki vasilerim de on iki kişidir; onların ilki Ali bin Ebu Tâlib, sonuncusu ise Kâim'dir."
Zeyd bin Ali, babası İmam Seccad (a.s)'dan, o da babası İmam Hüseyin (a.s)'dan Resûlullah (s.a.a)'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Evveli Ben, Ali ve evlatlarımdan on bir kişi olan bir ümmet nasıl helak olur! Fakat bu arada benden olmayan ve benim de onlardan olmadığım kimseler helak olacaklardır."
(Uyun-u Ahbar'ir-Rıza (a.s), Şeyh Saduk İbn-i Babeveyh).
"Ben, Ebu Basir ve Muhammed bin İmran (İmam Bâkır (a.s)'ın hizmetçisi) bir evdeydik. Muhammed bin İmran dedi ki: 'İmam Sâdık (a.s)'ın, biz on iki muhaddesiz dediğini işittim.'
Ebu Basir dedi: 'Allah için söyle, bunu İmam Sâdık (a.s)'dan kendin mi işittin?' Allah'a bir veya iki defa yemin etmesini istedi. O da kendi kulaklarıyla işittiğine dair yemin etti.
Ebu Basir bunun üzerine, 'Ben bunu İmam Bâkır (a.s)'dan da işittim' dedi."
Zurare bin Âyun diyor ki:
"İmam Sâdık (a.s)'ın şöyle buyurduğunu işittim: Biz imamlar Hz. Resûlullah'tan sonra on iki kişiyiz. Hepimiz Muhammed'in âl'indeniz ve Ali bin Ebu Tâlib (a.s) da bunlardan biridir."
İmam Sâdık (a.s) İmam Bâkır (a.s)'dan, o da İmam Seccad (a.s)'dan, o da İmam Hüseyin (a.s)'dan şöyle buyurduğunu nakletmektedir:
"Emire'l-Mü'minîn Ali (a.s)'dan Resûlullah (s.a.a)'in, 'Ben sizin aranızda paha biçilmez iki değerli emanet bırakıyorum; bunlardan biri Allah'ın Kitabı, diğeri ise ıtre- timdir' sözündeki ıtretten (Ehl-i Beyt'ten) kasıt kimler olduğunu sorduklarında, 'Itretten kasıt; Ben, Hasan, Hüseyin ve dokuzuncusu Mehdî ve Kâim olan Hüseyin'in dokuz evladıdır. Kevser havuzunun başında Resûlullah'a kavuşuncaya dek onlar Allah'ın Kitabından, Allah'ın Kitabı da onlardan ayrılmaz' buyurdular."
Ali bin Fazl el-Bağdadî diyor ki:
"Ebul Abbas-i Sa'leb'in arkadaşı Ebu Ömer'den şöyle sordular: 'Hz. Resûlullah, Ben size aranızda iki ağır emanet bırakıyorum, buyurmuşlar.
Acaba neden bunlar iki ağır emanet olarak adlandırılmışlardır?'
Ebu Ömer, 'Çünkü o iki emanete sarılmak çok ağır ve zordur' dedi.
Abdullah bin Abbas diyor ki:
"Resûlullah (s.a.a)'den, 'Ben, Ali, Hasan, Hüseyin ve Hüseyin'in evlatlarından dokuz kişi, mutahhar (tertemiz) ve mâsumuz' buyurduğunu duydum."
Metindeki senetle Abdullah bin Abbas'tan Resûlullah (s.a.a)'in şöyle buyurmuş olduğu nakledilmiştir:
"Ben peygamberlerin efendisiyim, Ali bin Ebu Tâlib de vasilerin efendisidir. Benden sonraki vasilerim de on iki kişidir; onların ilki Ali bin Ebu Tâlib, sonuncusu ise Kâim'dir."
Zeyd bin Ali, babası İmam Seccad (a.s)'dan, o da babası İmam Hüseyin (a.s)'dan Resûlullah (s.a.a)'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Evveli Ben, Ali ve evlatlarımdan on bir kişi olan bir ümmet nasıl helak olur! Fakat bu arada benden olmayan ve benim de onlardan olmadığım kimseler helak olacaklardır."
(Uyun-u Ahbar'ir-Rıza (a.s), Şeyh Saduk İbn-i Babeveyh).