Yaklaşık dört yıldır Dışişleri Bakanlığı koltuğunu işgal eden ve son günlerde de Cumhurbaşkanlığı adaylığı dolayısıyla topyekun gündemi meşgul eden sayın Gül; 1995 yılında muhalefet partisi sözcüsü sıfatıyla Meclis kürsüsünde konuşuyor.Avrupa Birliği ile ilgili olarak bugün aklı başında, dostu-düşmanı tanıyan, "tek dişi kalmış canavar" görünümündeki Avrupa'nın ülkemiz ve bölgemiz hakkındaki sinsi planlarının farkında olan her vatanperver nasıl konuşuyorsa o gün sayın Gül öyle konuşuyor. AB'nin, kesinlikle Türkiye'yi almayacağını yıllardan beri olduğu gibi yine oyalama taktiklerini sürdürdüğünü tüm delilleriyle ortaya koyuyor.AB'nin arşivlerinden, belgelerinden ve sözcülerinin beyanlarındanhareketle 2010 yılına kadar alacağı ülkeleri isim isim sayıyor ve bu listedeTürkiye'nin olmadığını gayet açık bir şekilde ortaya koyuyor. İşin bu kadaraçık olmasına rağmen AB'nin kapısını zorlamanın, Birliğe girmek içinbirtakım tavizler vermenin ihanetle eşdeğer olduğunu beyan ediyor.Bütün bu doğru ve isabetli tespitleri yapan sayın Gül, gün geliyoryaklaşık 8 sene sonra Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturuyor. Oturduğu gündenitibaren 1995 yılında meclis kürsüsünde yaptığı söz konusu konuşmasının tamtersine icraatlarını sürdürüyor. Güya Türkiye'yi birliğe sokmak içinverilmeyecek tavizler veriyor, asla atılamayacak adımlar ve imzalar atıyor.2010 yılına kadar birliğe alınacak ülkelerin listesini sayan ve Türkiye'nin bu listede olmadığını meclis kürsüsünden beyan eden bir yetkili sıfatıyla son dört yıldır AB uğruna yaptıklarını, yazdıklarını ve söylediklerini akılla izan ve insafla izah etmek mümkün değildir.Adına ihanet denebilecek belki yüzlerce belge ve bilgi basın-yayın organlarında açıklanabilir ve açıklanmaktadır. Fakat hepsi bir yana söz konusu ettiğimiz bu konuşma ve ardından yapılanlar her şeyi ayan beyan ortaya koymaktadır.Demek ki sayın Gül AB'nin 2010 yılına kadar açıkladığı programını ve bu programda Türkiye'nin olmadığını ilen birisi olarak dört yıldan beri boşa kürek çekmiştir, boşa dolaşmıştır ve karşılığında hiçbir şey elde edemeyeceğini bile bile Türkiye'nin istikbalini karartan belgelere imza atmıştır.Basiret ve firaset ehli milletimize arz olunur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025