Dedikodu herkese tesir eder. Yalan bile olsa, söylenmesi insanı üzen çok büyük bir olaydır. Bu gibi olaylarda bile teenni ile hareket etmek, en doğru yoldur. Nitekim, Hz. Aişe validimize atılan iftira olayında Resulullah Efendimiz (sav) öyle hareket etmiştir.İfk olayı bize, Peygamberin de bir insan olduğu gerçeğini göstermektedir. O da her insan gibi dedikodudan etkileniyor ve üzülüyordu. Peygamber ne kardar yükselirse yükselsin, beşer olmaktan çıkamıyor, her beşeri üzen olaylar onu da üzüyordu.Peygamberler de, ancak Allah'ın bildirdiğini bilebiliyor, bazı olaylar orlara da meçhul kalıyordu. Bir beşer olarak, her beşerin kullanabileceği vasıtaları kullanarak olayları çözmeye çalışıyorlardı.Resulullah (sav), "Ben ondan bir kötülük umamıyorum" diyor, fakat yine bütün gücüyle söylentinin kökenini arıyor, soruyor ve ashabıyla istişare ediyordu. Dedikoduya kapılmış değildi. Ancak, olaylar onu çok üzmüştü. Hz. Aişe'dan (ra) bir kötülük beklemediği halde, ona, "Ya Aişe! Bana şu tarzda bir haber ulaşmış bulunuyor. Eh, sen günahsızsan, Allah, seni temize çıkaracaktır. Ama şayet hataen bir suç işledinse, artık Allah'a sığın" demekle yetiniyordu. Bu hareket, Resulullah'ın dedikodulara karşı ne kadar dayanıklı olduğunu ve teenniyle hareket ettiğini gösterir. Görüldüğü gibi bu, gaybı bilemeyen bir beşerin sözüdür. Zan ile hareket etmeyen, sabit karakterli, dürüst bir kişiye yakışan bir ifadedir. Bilmediği şey hakkında insan rastgele bir söz söylememelidir. Bu gibi iftiraya uğrayan kadınlar da Hz. Aişe'yi örnek almalıdırlar. Nitekim Hz. Aişe; Hz. Yusuf'un babası gibi, "Artık en güzel şey sabırdır. Onların nitelemelerine karşı sığınacağım sadece Allah'tır" dedi ve gerçekten Allah'a sığındı. Allah da ayeti kerime ile onu temize çıkardı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.