Dünyanın önde gelen bilişim şirketi IBM'de 'yüksek nitelikli' çalışanlar haklarının alabilmek için büyük mücadele veriyor. Çalışanlar 'grev' istemezken, şirket teamüllerin aksine çalışanlarının 'grev' yapması için çaba sarfediyor!
YENİ MESAJ - İSTANBUL
Dünyanın en köklü ve en büyük bilgisayar şirketlerinden biri olan IBM'nin Türkiye şubesinde yani IBM Türk'te kazan kaynıyor. Çoğu yüksek lisans ve doktora sahibi olan IBM çalışanlarının 'toplu iş sözleşmesi' imzalamak amacıyla yaklaşık 3 yıl önce başlattıkları süreç, geçtiğimiz nisan ayında hukuki mücadelenin çalışanlar lehine sonuçlanması ile birlikte görüşmelere başlama aşamasına gelmişti. Ancak, süreç işverenin baskısı sonucu "grev"e gelip dayandı!
Şirket grev için bastırıyor!
Konuyu ilginç kılan ise grev sürecinin yetkili olan Tez Koop - İş Sendikası'nın grev kararı alması dışında IBM yönetiminin de "grev" isteği ve tercihi doğrultusunda devam ediyor olması. IBM'nin tüm görüşmeler boyunca uzlaşmazlığın gerekçesi olarak sözleşmenin getireceği mali yükü ileri sürdüğü, buna rağmen hiç bir istek üzerinde pazarlığa yanaşmadığı ve alternatif öneri sunmadığı ileri sürülüyor. Bir başka iddi ise, IBM Türk'ün grev oylamasında 'HAYIR' oyu verilmesine engel olmak amacıyla baskı yapması olarak seslendiriliyor. Tez Koop - İş Sendikası İstanbul 5 No'lu Şube tarafından yapılan açıklamada da, gelinen nokta şu şekilde özetlendi: "IBM Türk, toplu sözleşme görüşmelerinin her aşamasında hiçbir madde üzerinde tartışmayan, süreci tıkayan, arabulucuya gidilmesini sağlayan tutanağı tek başına hazırlayan ve Çalışma Bakanlığına ileten taraf olmuştur. Bu süreçte Şirket temsilcisi olarak yetkilendirilenler, 'yetkili' olduğunu ifade etmelerine karşın, hiç bir öneri getirmemişlerdir. Sendikamız öncelikli olarak sözleşmenin masada anlaşma sağlanarak sonuçlanması için çaba sarf etmiştir. Fakat IBM işvereninin uzlaşmaz tutumu nedeniyle süreç tıkanmış ve sendikamız yasal süreç gereği GREV kararı alarak 21 Temmuz'da işyerine asarak ilan etmiştir. IBM çalışanları greve çıkmadan önce 'Toplu İş Sözleşmesi imzalamanın bir yolunu daha deneyelim, Yüksek Hakemden gelen toplu sözleşmeye razı olalım' diyerek topladıkları imzalarla Valiliğe müracaat etmişler ve işyerinde 'grev oylaması' istemişlerdir. Bölge çalışma Müdürlüklerinin kontrolünde İstanbul, Ankara ve İzmir İşyerlerinde 28 Temmuz'da grev oylaması yapılmıştır Buraya kadar belkide kulaklara yabancı gelmeyen bu gelişmelerin bundan sonrası akıl almaz bir şekilde gelişmiştir.
Şirket 'grev' taraftarı
IBM Türk, oylamada HAYIR sonucunun çıkacağını ve bu durumda yüksek hakem kurulunun en azından çalışanları enflasyon karşısında koruyacak bir kararın çıkabilme olasılığına bile tahammül edememiştir. IBM Türk Genel Müdürü izinde olanlar dahil olmak üzere tüm müdürleri şirkete geri çağırarak elemanları ile birebir toplantı yaparak oylamada greve HAYIR oyu vermelerini engellemelerini istemiştir. Yıllardır yurtdışında çalışanlar ve fiilen oylamaya gelemeyecek olanlar oylamaya katılacak işçiler listesinde gösterilmiştir. 1-2 yıl gibi uzun süredir ücretsiz izinde olanlarda listede gösterilmiştir. İşveren Vekilleri TİS görüşmelerinde işvereni temsil edenler oylama listesinde gösterilmişlerdir. Öğrencilerde grev oylamasına katılacaklar listesine alınarak Çalışma Bakanlığı Bölge Çalışma Müdürlüğüne sunulmuştur. Oylama esnasında da katılımı düşürmek ve fiilen oylamayı engellemek için oylama sandığı Genel Müdür ve İnsan Kaynaklarının bulunduğu 19. kata kurulmuştur. Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcılarının da oylama yerinde bulunması çalışanlar üzerinde psikolojik bir baskı unsuru olarak kullanılmıştır. Genel Müdür ve İnsan Kaynakları Müdürü tüm oylama süresince oylamaya yoğun katılımı olan bölümlerin müdürlerine baskılarını sürdürmüş ve elemanlarının oy kullanmalarını engellemelerini istemişlerdir. O gün dünya devi IBM'de işçiler greve hayır demesinler diye işveren oy kullanmak üzere 19. kata gelen ve gelmeyen işçiler üzerinde adeta 'taciz' uyguladı. IBM çalışanları, IBM işvereninin tüm engellemelerine ve baskısına rağmen yine de önemli bir oranda oylamaya katılım sağlamışlardır. 138 kişi oylamaya katılmış ve 137 çalışan greve Hayır demiştir. Fakat yasadaki yeterli çoğunluk sağlanamamıştır.
Terfi aldılar
IBM şirketinin bazı Türk yöneticileri yurt dışından gelen talimatları harfiyen uygulamışlar, yıllardır birlikte çalıştıkları mesai arkadaşlarının anayasal haklarını kullanma taleplerini suç gibi göstererek grev oylamasına katılımı engellemiş ve işverenin gözüne girmişlerdir. Hatta bir kısmının terfi işlemleri hemen başlatılmıştır. Aslında oylama için itiraz edilecek pek çok konu olsa da IBM çalışanları bu kulvarda oyalanmak yerine Grev hazırlıklarına derhal başlamayı tercih ettiler bu nedenle de oylama sürecindeki şaibeli konulara ve oylamanın sonuçlarına itiraz etmediler. IBM, sendikalı çalışanlarının Greve çıkmayacağını - çıkamayacağını düşünüyor ve bundan sonraki yapacaklarını bu senaryolar üzerine inşa ediyor. Baskı ve tehditle GREVE EVET çıkartmasının nedeni de budur. 138 IBM çalışanı her türlü baskı, tehdit veya rüşvete rağmen, işsiz kalmayı bile göze alarak, cesaretle sandık başına giderek toplu sözleşme elde etmek için tercihte bulundular. İçerik itibariyle bir garip oylama olsa da IBM çalışanları işverenin tehditleri karşısında ciddi bir sınav verdiler ve IBM'e öyle ya da böyle toplu sözleşme istediklerini, sendikalı çalışmak istediklerini ve bunda ısrar ettiklerini oylama günü gösterdiler. Toplu sözleşme süreci grev oylamasıyla kesintiye uğramış olsa da devam ediyor. 30 Temmuz itibariyle grev kararını uygulamak üzere 60 günlük süre başlamış bulunmaktadır. IBM çalışanları bu kez IBM yönetiminin tercihi ve ısrarlı isteği üzerine greve çıkacaktır. Grev uygulama tarihi sendikamız tarafından kamuoyuna ilan edilecektir."
YENİ MESAJ - İSTANBUL
Dünyanın en köklü ve en büyük bilgisayar şirketlerinden biri olan IBM'nin Türkiye şubesinde yani IBM Türk'te kazan kaynıyor. Çoğu yüksek lisans ve doktora sahibi olan IBM çalışanlarının 'toplu iş sözleşmesi' imzalamak amacıyla yaklaşık 3 yıl önce başlattıkları süreç, geçtiğimiz nisan ayında hukuki mücadelenin çalışanlar lehine sonuçlanması ile birlikte görüşmelere başlama aşamasına gelmişti. Ancak, süreç işverenin baskısı sonucu "grev"e gelip dayandı!
Şirket grev için bastırıyor!
Konuyu ilginç kılan ise grev sürecinin yetkili olan Tez Koop - İş Sendikası'nın grev kararı alması dışında IBM yönetiminin de "grev" isteği ve tercihi doğrultusunda devam ediyor olması. IBM'nin tüm görüşmeler boyunca uzlaşmazlığın gerekçesi olarak sözleşmenin getireceği mali yükü ileri sürdüğü, buna rağmen hiç bir istek üzerinde pazarlığa yanaşmadığı ve alternatif öneri sunmadığı ileri sürülüyor. Bir başka iddi ise, IBM Türk'ün grev oylamasında 'HAYIR' oyu verilmesine engel olmak amacıyla baskı yapması olarak seslendiriliyor. Tez Koop - İş Sendikası İstanbul 5 No'lu Şube tarafından yapılan açıklamada da, gelinen nokta şu şekilde özetlendi: "IBM Türk, toplu sözleşme görüşmelerinin her aşamasında hiçbir madde üzerinde tartışmayan, süreci tıkayan, arabulucuya gidilmesini sağlayan tutanağı tek başına hazırlayan ve Çalışma Bakanlığına ileten taraf olmuştur. Bu süreçte Şirket temsilcisi olarak yetkilendirilenler, 'yetkili' olduğunu ifade etmelerine karşın, hiç bir öneri getirmemişlerdir. Sendikamız öncelikli olarak sözleşmenin masada anlaşma sağlanarak sonuçlanması için çaba sarf etmiştir. Fakat IBM işvereninin uzlaşmaz tutumu nedeniyle süreç tıkanmış ve sendikamız yasal süreç gereği GREV kararı alarak 21 Temmuz'da işyerine asarak ilan etmiştir. IBM çalışanları greve çıkmadan önce 'Toplu İş Sözleşmesi imzalamanın bir yolunu daha deneyelim, Yüksek Hakemden gelen toplu sözleşmeye razı olalım' diyerek topladıkları imzalarla Valiliğe müracaat etmişler ve işyerinde 'grev oylaması' istemişlerdir. Bölge çalışma Müdürlüklerinin kontrolünde İstanbul, Ankara ve İzmir İşyerlerinde 28 Temmuz'da grev oylaması yapılmıştır Buraya kadar belkide kulaklara yabancı gelmeyen bu gelişmelerin bundan sonrası akıl almaz bir şekilde gelişmiştir.
Şirket 'grev' taraftarı
IBM Türk, oylamada HAYIR sonucunun çıkacağını ve bu durumda yüksek hakem kurulunun en azından çalışanları enflasyon karşısında koruyacak bir kararın çıkabilme olasılığına bile tahammül edememiştir. IBM Türk Genel Müdürü izinde olanlar dahil olmak üzere tüm müdürleri şirkete geri çağırarak elemanları ile birebir toplantı yaparak oylamada greve HAYIR oyu vermelerini engellemelerini istemiştir. Yıllardır yurtdışında çalışanlar ve fiilen oylamaya gelemeyecek olanlar oylamaya katılacak işçiler listesinde gösterilmiştir. 1-2 yıl gibi uzun süredir ücretsiz izinde olanlarda listede gösterilmiştir. İşveren Vekilleri TİS görüşmelerinde işvereni temsil edenler oylama listesinde gösterilmişlerdir. Öğrencilerde grev oylamasına katılacaklar listesine alınarak Çalışma Bakanlığı Bölge Çalışma Müdürlüğüne sunulmuştur. Oylama esnasında da katılımı düşürmek ve fiilen oylamayı engellemek için oylama sandığı Genel Müdür ve İnsan Kaynaklarının bulunduğu 19. kata kurulmuştur. Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcılarının da oylama yerinde bulunması çalışanlar üzerinde psikolojik bir baskı unsuru olarak kullanılmıştır. Genel Müdür ve İnsan Kaynakları Müdürü tüm oylama süresince oylamaya yoğun katılımı olan bölümlerin müdürlerine baskılarını sürdürmüş ve elemanlarının oy kullanmalarını engellemelerini istemişlerdir. O gün dünya devi IBM'de işçiler greve hayır demesinler diye işveren oy kullanmak üzere 19. kata gelen ve gelmeyen işçiler üzerinde adeta 'taciz' uyguladı. IBM çalışanları, IBM işvereninin tüm engellemelerine ve baskısına rağmen yine de önemli bir oranda oylamaya katılım sağlamışlardır. 138 kişi oylamaya katılmış ve 137 çalışan greve Hayır demiştir. Fakat yasadaki yeterli çoğunluk sağlanamamıştır.
Terfi aldılar
IBM şirketinin bazı Türk yöneticileri yurt dışından gelen talimatları harfiyen uygulamışlar, yıllardır birlikte çalıştıkları mesai arkadaşlarının anayasal haklarını kullanma taleplerini suç gibi göstererek grev oylamasına katılımı engellemiş ve işverenin gözüne girmişlerdir. Hatta bir kısmının terfi işlemleri hemen başlatılmıştır. Aslında oylama için itiraz edilecek pek çok konu olsa da IBM çalışanları bu kulvarda oyalanmak yerine Grev hazırlıklarına derhal başlamayı tercih ettiler bu nedenle de oylama sürecindeki şaibeli konulara ve oylamanın sonuçlarına itiraz etmediler. IBM, sendikalı çalışanlarının Greve çıkmayacağını - çıkamayacağını düşünüyor ve bundan sonraki yapacaklarını bu senaryolar üzerine inşa ediyor. Baskı ve tehditle GREVE EVET çıkartmasının nedeni de budur. 138 IBM çalışanı her türlü baskı, tehdit veya rüşvete rağmen, işsiz kalmayı bile göze alarak, cesaretle sandık başına giderek toplu sözleşme elde etmek için tercihte bulundular. İçerik itibariyle bir garip oylama olsa da IBM çalışanları işverenin tehditleri karşısında ciddi bir sınav verdiler ve IBM'e öyle ya da böyle toplu sözleşme istediklerini, sendikalı çalışmak istediklerini ve bunda ısrar ettiklerini oylama günü gösterdiler. Toplu sözleşme süreci grev oylamasıyla kesintiye uğramış olsa da devam ediyor. 30 Temmuz itibariyle grev kararını uygulamak üzere 60 günlük süre başlamış bulunmaktadır. IBM çalışanları bu kez IBM yönetiminin tercihi ve ısrarlı isteği üzerine greve çıkacaktır. Grev uygulama tarihi sendikamız tarafından kamuoyuna ilan edilecektir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.