Hz. Zeyneb’in eşsiz ahlâkı
Hz. Zeyneb, kardeşi Hüseyin’in parçalanmış bedenini Kerbela’da gördüğü zaman ilk sözü şu oldu: “Allah’ım, bizim bu kurbanımızı kabul eyle!”
27.08.2024 08:46:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Hz. Zeyneb, kardeşi Hüseyin'in parçalanmış bedenini Kerbela'da gördüğü zaman ilk sözü şu oldu: "Allah'ım, bizim bu kurbanımızı kabul eyle!"
İmam Hüseyin, Kerbela'da Hz. Zeyneb'le vedalaşırken O'na şöyle demiştir:
"Kardeşim gece namazlarında Beni de hatırla."
İmam Zeynelâbidin'den şöyle nakledilmiştir: "Halam Zeyneb, Kûfe'den Şam'a olan esaret yolculuğunda hem farz hem de nafilelerini yerine getirmiş, onlardan gafil olmamıştır. Sadece konakladıkları yerlerden birisinde aşırı halsizlik ve açlık yüzünden namazını oturarak kılmıştır ve daha sonra üç gün boyunca yemek yemediği anlaşılmıştır. Zira her esire günde bir parça ekmek veriliyordu ancak halam kendi payını çoğu kez çocuklara veriyordu."
İmam Zeynelâbidin diyor ki: "Halam Kûfe'den Şam'a kadar bütün yolda vacip ve müstehab namazların hepsini kıldı. Ve bazı yerlerde açlık ve susuzluktan oturarak namaz kılardı."
İmam Zeynelâbidin şöyle diyor: "Halam esirlik süresince O'na verilen yemek ve su hissesini çocuklar arasında bölerdi çünkü her gün her kişiye sadece bir tane ekmek verirlerdi."
Hz. Zeyneb esir düştüğü zaman Kerbela'dan Şam'a kadar yolculuk yaptığında iffetini korumaya büyük özen gösteriyordu. Tarihçilerin yazdığına göre elleri ile yüzünü örtüyordu. Çünkü başörtüsünü elinden almışlardı.
Kendini birçok kez Kerbela'da İmam Zeynelâbidin'i korumak için siper etti. Ehl-i Beyt'in erkekleri öldürüldükten sonra düşmanlar çadırlara saldırdığında, ordu komutanı Şimr, İmam Zeynelâbidin'i öldürmek istedi. Hz. Zeyneb kendini yeğenine siper etti ve şöyle bağırdı:
"Ben varken O'nu öldürmene izin vermem. O'nu öldürmek için önce Beni öldürmelisiniz."
Hz. Zeyneb kadınlara tefsir dersi verirdi
İbn Abbas, O'ndan şöyle söz eder: Biz Hâşimoğulları'nın bilgesi (akıl ve bilgi madeni) Hz. Zeyneb…"
Daha sonraki bölümlerde ifade edileceği gibi Hz. Zeyneb'in Kerbela faciası sonrası Kûfe ve Şam'da yaptığı konuşmalar O'nun ilminin, hitabetinin ne derece eşsiz olduğunun ispatıdır. Nitekim İmam Zeynelâbidin Kûfe'deki hutbesinden sonra O'na şöyle demiştir:
"Halacığım! Siz elhamdülillah ilim öğrenimi görmeden âlim ve anlatılmadan anlayansınız."
Hz. Zeyneb-i Kübra (s.a.), geceleri ibadetle geçirirdi. Yaşamı boyunca hiçbir zaman teheccüd (gece namazını) terk etmemiştir. İbâdetlerle o kadar meşgul olurdu ki, kendisine "Âl-i Ali'nin âbidesi" (ibâdet edeni) diye lakap takmışlardı.
Gece ibadetlerini Muharrem ayının 10'unda ve 11'inde bile terk etmemiştir. İmam Hüseyin'in (a.s.) kızı Fâtıma şöyle diyor: "Aşura gecesi, halam her an mihrapta ibâdete duruyor, namaz kılıyor, dua ediyor ve gözlerinden yaşlar akıyordu." (Prof. Dr. Haydar Baş Hz. Zeynep ve Hz. Masume eserinden)
İmam Hüseyin, Kerbela'da Hz. Zeyneb'le vedalaşırken O'na şöyle demiştir:
"Kardeşim gece namazlarında Beni de hatırla."
İmam Zeynelâbidin'den şöyle nakledilmiştir: "Halam Zeyneb, Kûfe'den Şam'a olan esaret yolculuğunda hem farz hem de nafilelerini yerine getirmiş, onlardan gafil olmamıştır. Sadece konakladıkları yerlerden birisinde aşırı halsizlik ve açlık yüzünden namazını oturarak kılmıştır ve daha sonra üç gün boyunca yemek yemediği anlaşılmıştır. Zira her esire günde bir parça ekmek veriliyordu ancak halam kendi payını çoğu kez çocuklara veriyordu."
İmam Zeynelâbidin diyor ki: "Halam Kûfe'den Şam'a kadar bütün yolda vacip ve müstehab namazların hepsini kıldı. Ve bazı yerlerde açlık ve susuzluktan oturarak namaz kılardı."
İmam Zeynelâbidin şöyle diyor: "Halam esirlik süresince O'na verilen yemek ve su hissesini çocuklar arasında bölerdi çünkü her gün her kişiye sadece bir tane ekmek verirlerdi."
Hz. Zeyneb esir düştüğü zaman Kerbela'dan Şam'a kadar yolculuk yaptığında iffetini korumaya büyük özen gösteriyordu. Tarihçilerin yazdığına göre elleri ile yüzünü örtüyordu. Çünkü başörtüsünü elinden almışlardı.
Kendini birçok kez Kerbela'da İmam Zeynelâbidin'i korumak için siper etti. Ehl-i Beyt'in erkekleri öldürüldükten sonra düşmanlar çadırlara saldırdığında, ordu komutanı Şimr, İmam Zeynelâbidin'i öldürmek istedi. Hz. Zeyneb kendini yeğenine siper etti ve şöyle bağırdı:
"Ben varken O'nu öldürmene izin vermem. O'nu öldürmek için önce Beni öldürmelisiniz."
Hz. Zeyneb kadınlara tefsir dersi verirdi
İbn Abbas, O'ndan şöyle söz eder: Biz Hâşimoğulları'nın bilgesi (akıl ve bilgi madeni) Hz. Zeyneb…"
Daha sonraki bölümlerde ifade edileceği gibi Hz. Zeyneb'in Kerbela faciası sonrası Kûfe ve Şam'da yaptığı konuşmalar O'nun ilminin, hitabetinin ne derece eşsiz olduğunun ispatıdır. Nitekim İmam Zeynelâbidin Kûfe'deki hutbesinden sonra O'na şöyle demiştir:
"Halacığım! Siz elhamdülillah ilim öğrenimi görmeden âlim ve anlatılmadan anlayansınız."
Hz. Zeyneb-i Kübra (s.a.), geceleri ibadetle geçirirdi. Yaşamı boyunca hiçbir zaman teheccüd (gece namazını) terk etmemiştir. İbâdetlerle o kadar meşgul olurdu ki, kendisine "Âl-i Ali'nin âbidesi" (ibâdet edeni) diye lakap takmışlardı.
Gece ibadetlerini Muharrem ayının 10'unda ve 11'inde bile terk etmemiştir. İmam Hüseyin'in (a.s.) kızı Fâtıma şöyle diyor: "Aşura gecesi, halam her an mihrapta ibâdete duruyor, namaz kılıyor, dua ediyor ve gözlerinden yaşlar akıyordu." (Prof. Dr. Haydar Baş Hz. Zeynep ve Hz. Masume eserinden)