Hz. Zeynep, Hz. Muhammed'in (s.a.a.v) ilk kız torunudur. İmam Ali ve Hz. Fatıma'nın kızıdır.
Hicret'in beşinci veya altıncı yılında Medine'de dünyaya gelmiştir. İsmini Hz. Muhammed koymuş ve kucağına alıp öptükten sonra şöyle buyurmuştur: "Bütün ümmetime tavsiye ediyorum ki bu kızı koruyup, saygı göstersinler. Hakikaten bu kız Hatice Kübra (s.a) gibidir."
Hz. Zeynep (s.a) küçüklüğünden itibaren Hz. İmam Hüseyin'e aşırı bir sevgi duymaktaydı.
Bu şaşırtıcı aşırı sevgiyi gören Hz. Fatıma (a.s) bir gün konuyu babası Hz. Resulullah'a (s.a.a.v) açar ve Peygamber Efendimiz şöyle buyurur: "Ey gözlerimin nuru! Bu kız, Hüseyin ile birlikte Kerbela'ya gidecek ve abisinin dert ve musibetlerine ortak olacaktır."
Hz. Zeynep (s.a), babası Hz. Ali ve annesi Hz. Fatıma'dan hadisler nakletmiştir. Babası Hz. Ali'nin (a.s) hilafeti döneminde Kufe kadınlarına çeşitli konularda özellikle Kur'an tefsiri dersleri vermiştir.
Hz. Zeynep (s.a) yaşamı boyunca hiçbir zaman teheccüd (gece namazını) terk etmemiştir.
Örnek gösterilen bir kişiliğe sahip olan Hz. Zeynep (s.a) şecaat, fesahat ve belagati ile Kerbela kıyamının kalıcı olmasına neden olmuştur.
Tarihi kayıtlara göre hicretin 63. yılında Şam'da hayatını kaybetmiş ve orada defnedilmiştir.
Hz. Zeynep, Kerbela'da
Hz. Zeynep (a.s) sabır ve istikamet abidesidir. Kendisi, İmam Hüseyin (a.s) ile birlikte Kerbela'da yer almıştır.
İmam Hüseyin'in (a.s) şehadetinin ardından Ehlibeyt düşmana esir düşmüştür. Kerbela esirleri Kufe'de, İbnZiyad'ın sarayında kaldıktan sonra Şam'a Yezid'in huzuruna götürülmüştür.
Esareti boyunca öteki esirleri koruyup kollamasının yanı sıra insanları irşat edici aydınlatıcı hutbeler de okumuştur.
Yezid'in, kendince zaferini kutlamak için davet ettiği Şam'ın ileri gelenleri mecliste hazır olduklarında esirler ve Kerbela şehitlerinin kesik başları da meclise getirilmiştir.
Yezid'in meclisinde Hz. Zeyneb'in (a.s) gözleri abisi İmam Hüseyin'in (a.s) kanlara bulanmış kesik başına ilişince hüzünlü bir sesle şöyle feryat etmiştir:
"Ey Hüseyin! Ey Resulullah'ın habibi! Ey Mekke ve Mina'nın oğlu! Ey tüm dünya kadınlarının hanımefendisi Fatıma Zehra'nın oğlu! Ey Mustafa'nın kızının evladı!"
Konuyu rivayet eden ravi şöyle nakletmektedir: Allah'a andolsun ki Zeyneb'in (a.s) bu haykırışı meclistekilerin tamamının ağlamasına neden oldu ancak Yezid öylece sessiz kaldı…
Yezid'in vahşeti devam ediyor
Yezit, bir sopa getirilmesini emretti ve İmam Hüseyin'in (a.s) mübarek dudak ve dişlerine onunla vurdu.
Ebu BurzeEslemi (Resulullah'ın sahabelerindendir) Yezid'e hitaben şöyle demiştir:
"Ey Yezit! Elindeki çubukla Fatıma'nın oğlu Hüseyin'in dişlerine mi vuruyorsun? Ben, kendi gözlerimle Resulullah'ın (s.a.a) Hüseyin ve kardeşi Hasan'ın (a.s) ağız ve dişlerinden öptüğünü ve şöyle dediğini gördüm:
"Siz, ikiniz cennet gençlerinin efendisisiniz. Allah sizi öldürenleri öldürsün ve onları rahmetinden uzak etsin. Onlar için cehennemi hazırlasın ve o ne kötü bir yerdir."
Yezit öfkelenmiş ve onu dışarı attırmış ve şu şiiri okumuştur:
"Keşke Bedir Savaşı'nda öldürülen kabilemin büyükleri olsalardı da
Hazrec kabilesinin, kılıçlarımızın inmesiyle nasıl inlediğini görselerdi.
Görselerdi de bunun sevinciyle çığlık atarak "Ey Yezid, ellerin dert görmesin!" deselerdi!
Biz, Haşimoğulları büyüklerini öldürerek, Bedir Savaşı'nın yerine hesap ettik.
Ahmed'in yaptıklarından ötürü, onun oğullarından intikam almazsam Hindifoğulları'ndan değilim!"
Hz. Zeyneb'in cevabı
Yezid'in bu sözleri üzerine Hz. Zeynep (s.a) ayağa kalkmış ve şöyle bir konuşma yapmıştır:
"Hamd, âlemlerin rabbi olan Allah'a özgüdür, Allah'ın salat ve selamı Peygamberine ve tüm ailesine olsun.
Yüce Allah doğru söylemiştir şöyle buyurarak: "Sonra kötülük yapanların uğradıkları son, Allah'ın ayetlerini yalanlamaları ve alay konusu edinmeleri dolayısıyla çok kötü oldu." (Rûm, 10)
"Ey Yezid, esir olarak şehir şehir dolaştırmakla bu geniş yeryüzünü ve bu fezayı bize dar ettiğini, bizi, Allah katında hor ve zelil, kendini de yücelttiğini ve bu olayların da senin yüce makamından olduğunu mu sanırsın ki böyle övünüp seviniyorsun?
Dünyayı abat ettiğin, şenlendirdiğin için çok mu mutlusun? Her şeyin istediğin gibi gerçekleşmesine ve saltanatı ele geçirmene çok mu seviniyorsun? Yavaş ol, yavaş ol!
Allah'ın, "O küfre sapanlar, kendilerine tanıdığımız süreyi, sakın kendileri için hayırlı sanmasınlar; biz onlara, ancak günahları daha da artsın diye süre vermekteyiz. Onlar için aşağılayıcı bir azap vardır" (Al-i İmrân, 178) buyurduğunu unuttun mu yoksa? (devam edecek)
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025
- İhtiras ve minnet ile devlet yönetilir mi? / 04.05.2025
- Bantçılar, izah ve mizah / 03.05.2025
- Erdoğan ‘kuklacıyı’ ne zaman görecek? / 02.05.2025
- 1 Mayıs’ta (bugün) neler olacak / 01.05.2025
- Emek, alın teri eşittir kul hakkıdır / 30.04.2025
- Kenan Evren dirildi de haberimiz mi? / 28.04.2025
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025