Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın 'İmam Hasan' eserinde barışın değerlendirilmesi şöyle yapılmaktadır:
İbn-i Kuteybe'nin anlattığına göre, Irak'ın lideri ve başkanı olarak nitelendirdiği Süleyman b. Surad'ın neden barış yaptın şeklindeki sorusuna, Hz. Hasan şöyle cevap veriyor: "Eğer ben dünya için hırsla çabalayan, dünyevî makamlara ulaşmak için sürekli uğraşan ve yoğun çaba içinde olan biri olsaydım, Muaviye benden daha güçlü ve yılmayan bir adam olamazdı. Ve ben de şu anda gördüğünüzden başka bir görüş ve düşünce taşırdım." (el-İmame ve's-Siyase, İbn Kuteybe ed-Dineverî, s.151).
Hz. Hasan kendi ifadelerinde yaptığı barışı şöyle izah etmektedir; İbn-i Zübeyr gibi kendisine açıkça muhalefet eden birine şunları söylüyor: "Benim ona teslim olduğumu mu sanıyorsun? Yazıklar olsun sana! Böyle bir şeyin olması mümkün müdür? Ben ki Arapların en cesuru olan bir yiğidin oğluyum. Dünya kadınlarının önderi Fatıma'nın çocuğuyum. Benim yaptığım barış ne korkudan dolayıdır, ne de zayıflıktan dolayı, fakat senin gibi yürekleri davadan ilgisiz, samimiyetten uzak sevgi gösteren ve zorluklar karşısında direnmeyen kaypak insanlar bana biat etmişlerdi." (el-Mehasin ve'l Mesavî, Beyhakî, c.1, s.60, 65).
İmam Hasan'la kardeşi Hz. Hüseyin arasında da şu konuşma geçmiştir: "Hüseyin b. Ali, Hz. Hasan'a, "Neden hükümetten vazgeçtin?" diye sordu. Cevap şöyleydi: "Benden önce babamız hangi gerekçe ile hükümetten vazgeçtiyse, ben de aynı gerekçeyle vazgeçtim." (Biharu'l Envar, c.10, s.113).
Bütün bu ifadeler "Hz. Hasan neden barış yaptı?" sorusunun en güzel cevabıdır. Bu noktada Hz. Hüseyin'in, kardeşi Hz. Hasan'ın yaptığı bu barışı kınadığı ve buna taraftar olmadığı şeklinde ifadelere rastlıyoruz ki, bunlar gerçeği yansıtmamaktadır.
İbn-i Hacer ve Sahih-i Buhari'de şöyle geçer: "… Hz. Hüseyin ve amcası oğlu Câfer oğlu Abdullah durumdan haberdar olup, Hz. Hasan'ın Muaviye ile anlaşmasına, Müslümanları küçük düşürdüğü gerekçesi ile karşı çıkarak Muaviye'nin haklılığını tasdik, Hz. Ali'nin davasını yalanlamış olacağı gerekçesi ile ağabeyi Hz. Hasan'ın bu anlaşmayı yapmaması gerektiğini söyledi. Hz. Hasan onu susturarak yönetim işini kendisinin daha iyi bildiğini iddia ederek kararından dönmedi. Anlaşmayı yapmakta ısrar etti."
Bu iddia bir saptırmadır. Hz. Hüseyin, kardeşinin bu davranışını tasdik ettiğini pek çok defalar ifade etmiştir. Bu konuda İmam Hüseyin şöyle diyor: "Ebu Muhammed'in (Hz. Hasan'ın) yaptığı iş tamamen doğrudur. Muaviye hayatta olduğu müddetçe her biriniz kendi evinizin kilimi olun." (Ahbar'ut-Tuvval, Dinveri, s. 221).
"Ben bugün savaş için müsbet bir cevap vermiyorum. O halde Muaviye yaşadığı müddetçe kendi yerlerinize oturun. Ve Muaviye'nin ard niyetine kendinizi yöneltmeyin." (Ahbar'ut-Tuvval, ed-Dinverî, s.222).
Ed-Dimyerî, İmam Hasan'ın hilafetini anlattıktan ve hilafetinin süresini verdikten sonra şunları kaydediyor: "Bu, Resulüllah Efendimizin hilafet dönemi için işaret ettiği sürecin sonunu gösteriyordu. Bu dönemden sonra, zalim kral devri ve Resûlullah Efendimizin işaret ettiği gibi haksız, kapsamlı fesat sultasının dönemi başlamıştı." (ed-Dimyerî, c.1, s.58).
(devam edecek…)
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020