(dünden devam…)
3- İbn'ül Esir (el-Kâmil) Tarihi:
"Hasan (a.s.) Medain'e vardığında, ordunun safları arasında biri şöyle seslendi: 'Ey Millet! Kays b. Sa'd öldürüldü, kaçın!' Halk bu sözü duyunca kaçmaya ve İmam'ın her şeyini yağmalamaya başladı..." (Bundan sonra, daha önce Taberî'den naklettiğimiz sözleri o da aktarıyor ve) ardından şunları söylüyor: "... Bazıları Hasan'ın, işi Muaviye'ye bırakmasının sebebini şöyle açıklarlar: Muaviye, hilafetin teslim edilmesi hususunda (evet, aynen böyle geçer).
İmam Hasan'la (a.s.) yazışmalarda bulunuyordu, işte o dönemde İmam Hasan (a.s.) halka bir hutbe irad etti. Hutbesinde, Allah'a hamd ü senâdan sonra şöyle buyurdu: "Allah'a and olsun ki, bizim, Şam halkı ile aramızda geçen davamızda bir şüphe ve pişmanlığımız olmamıştır; lâkin biz onlarla birlik, beraberlik ve sabrımızın yardımıyla savaşıyorduk. Şimdi ise birlik, beraberliğin yerini düşmanlıklar, sabrın yerini de sabırsızlık ve karmaşa ortamı almıştır.
Sizler Sıffin Savaşı'na giderken dininizi dünyanıza tercih etmiştiniz; fakat şimdi, dünyanızı dininizin önüne geçirmektesiniz. Şu anda sizler iki maktul arasında bulunmaktasınız: Kendisine ağladığınız Sıffin ve intikamını almak istediğiniz Nehrevan. Maktulün geride kalanları ahdinde durmayan namertlerdir ve ağlayanlar ise bozgunculuk peşindeler. Biliniz ki, Muaviye bizi, haysiyet ve insaftan yoksun bir işe davet etmekte. Eğer ölmeye hazırsanız, sözünü kendisine yutturalım ve kılıçların gölgesinde onu Allah'ın mahkemesine çıkaralım. Ama eğer yaşamak fikrindeyseniz, önerisini kabul edelim de gönlünüz ferah olsun..." "Halk her taraftan bağırmaya başladı: Mühlet, mühlet! Barışı kabul et!" (Bu olay halkın nasıl bir ruh haline sahip olduğunu açıkça gösteriyor. İnsanlar kayıtsız şartsız biat ettikleri Peygamber torununu yalnız bırakıyor ve barış yapmasını istiyorlardı).
4- İbn-i Ebi'l Hadid'in Nehcü'l-Belaga Şerhi:
Müellif, Medainî'den naklederek şunları söyler: "İmam Hasan (a.s.), Abdullah b. Abbas'la (aynen böyle geçiyor) birlikte Kays b. Sa'd b. Ubade'yi, öncü birlik olarak 12 bin kişilik ordunun başında Şam'a gönderip, kendisi de Medain'e gitmek üzere Kûfe'den ayrıldı. Sabat bölgesinde kendisini yaralayıp her şeyini yağma ettiler ve İmam yaralı hâlde Medain'e vardı. Muaviye bu haberi öğrenip her tarafa yayınca, güya Hasan'ın ashabı olan ve Abdullah b. Abbas'ın birliğinde bulunan çoğu eşraf ve tanınmış ailelere mensup kimseler, Muaviye'ye katıldılar.
Abdullah b. Abbas bu durumu Hasan'a (a.s.) yazınca; Hasan, halkı kınayan ve azarlayan eleştirel bir konuşma yaptı: "Babama o kadar muhalefet ettiniz ki, istemediği hâlde, Hakem Olayı'na boyun eğmek zorunda kaldı. Bu olaydan sonra sizi Şamlılarla savaşa çağırdı, yine kabul etmediniz ve öylece Allah'ın rahmetine kavuştu. Daha sonra dostumla dost, düşmanımla düşman olma şartıyla, bana biat ettiniz. Şimdi duyuyorum da, ileri gelenleriniz Muaviye'ye sığınmış ve onunla anlaşmışlardır. Bu kadarı, sizlerin gerçek yüzünü görmem için yeterli, beni hayatımdan bezdirmeyin." Sonunda, Abdullah b. Haris b. Nevfel b. Haris b. Abdulmuttalib'i, -ki annesi Ebu Süfyan'ın kızı Hind'di- Allah'ın Kitabı'na ve Peygamber'in sünnetine göre amel etmek ve kendisinden sonra kimse için biat almamak koşuluyla, barış istemek üzere Muaviye'ye gönderdi."
(devam edecek…)
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020