Hz. Hasan’a suikast girişimleri
Hz. Hasan’a karşı bizzat kendi ordusunun içinde yer alan kimseler tarafından üç tane başarısız suikast girişiminde bulunuldu
06.08.2023 08:03:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Hz. Hasan'a karşı bizzat kendi ordusunun içinde yer alan kimseler tarafından üç tane başarısız suikast girişiminde bulunuldu.
1- Daha önce de ifade ettiğimiz gibi İmam Hasan namaz kıldırırken biri ona ok fırlattı. Ancak giydiği zırhtan dolayı vücudunda hiçbir etki meydana gelmedi.
2- Cerrah b. Sinan adlı biri baldırına bir mızrak darbesi indirdi. Şeyh Müfid bu olayı şöyle yazar:
"İmam Hasan taraftarlarının kendisine ne derece itaatkâr olduklarını görmek ve durumu basiretle belirlemek için onları sınavdan geçirmek istedi.
Bu maksatla halkı cemaatle namaz kılmaya çağrılmasını emretti. Halk toplanınca minbere çıkarak şu konuşmayı yaptı:
"İmdi, Allah'a yemin ederim ki, Allah'a hamd ederek ve O'na mihnet sunarak sabaha ermiş olmayı arzu ederim.
Ben, Allah'ın kullarının iyiliğini en çok isteyen bir kulum. Hiçbir Müslümana kin beslemiş değilim. Onun için kötülük ve sıkıntı isteyerek sabaha ermiş değilim.
Cemaat halinde hoşunuza gitmeyen bir şey, ayrılık halindeki sevdiğiniz şeyden sizin için daha hayırlıdır. Ben, sizin kendiniz için beklediğinizden daha hayırlısını sizin için gözlüyorum.
Buna göre emrime karşı çıkmayın, görüşümü bana geri çevirmeyin. Allah sizi ve beni affetsin. Beni ve sizi sevgiyi ve hoşnutluğu içeren harekete irşad etsin."
Bu konuşmayı dinleyenler birbirlerine bakarak ne demek istediği ile ilgili birbirlerinin görüşünü sordular. İçlerinden biri ileri atılarak şöyle dedi: "Allah'a and olsun ki, bu adam Muaviye ile barış yaparak halifeliği ona teslim etmek istiyor."
Bunun üzerine, "Allah'a and olsun ki, bu adam kâfir oldu" dediler.
Arkasından çadırına saldırıp onu yağmaladılar. Öyle ki üzerinde namaz kıldığı seccadesini bile aldılar.
Sonra Abdurrahman b. Abdullah b. Cual Ezdî adında biri üzerine çullanarak abasını omzundan çekip aldı.
İmam oturmuş ve kılıcını kuşanmış bir halde abasız olarak kaldı. Bunun üzerine binek hayvanını isteyerek sırtına bindi.
Yakınlarından ve taraftarlarından bir grup etrafını kuşatarak İmam'a yaklaşmak isteyenlere engel oldular.
Ardından İmam, "Bana Rebia ve Hemdan kabilelerini çağırın" dedi. Çağrılanlar gelince İmam'ın etrafını sararak halkı dağıttılar.
İmam yanında başkalarından bir grupla birlikte yola koyuldu. Yolda sabat çukurlarından geçerken Esed kabilesinden Cerrah b. Sinan adında biri ansızın önüne çıkarak binek hayvanının dizginini tuttu.
Adamın elinde bir şiş vardı. İmam'a, "Allahüekber! Ey Hasan, nasıl baban daha önce müşrik oldu ise, sen de müşrik oldun" dedi.
Arkasından elindeki şişi İmam'ın baldırına sapladı. Adalesini yaran şiş kemiğe kadar dayandı. Arkasından İmam Hasan, adamın boynuna sarıldı ve her ikisi de yere düştü.
Bu arada, İmam'ın taraftarlarından Abdullah b. Hatal et-Taî adında biri, adamın üzerine çullanarak şişi elinden aldı ve o şişle karnını deşti.
Bu sırada Zabyan b. Amare adında biri, adamın üzerine kapaklanarak burnunu kesti. Bu darbe üzerine adam öldü. Onunla birlikte olan bir başkası da yakalanıp öldürüldü. İmam Hasan ise bir yaygı üzerinde Medayin'e taşındı."
3-Başka bir defasında namaz sırasında bir hançer darbesine maruz kaldı.
İmam Hasan'ın tutumu
Şeyh Müfid, İmam Hasan'ın tutumu hususunda şunları kaydediyor:
İmam Hasan (a.s.), halkın davranışlarına baktı. Bu bakışla insanların kendisini desteksiz bıraktıkları ve ona karşı kötü niyet besledikleri yönündeki basireti arttı.
Ona açıktan açığa sövüyorlar, kendisini kâfir olmakla suçluyorlar, kanının dökülmesinin ve mallarının yağmalanmasını helal görüyorlardı.
Babasının ve kendisinin bağlılarından olan yakın çevresi dışında, başına gelecek belaları önleyecek kimseleri kalmamıştı. Bu yakın çevresi ise, Şam ordularına karşı koyacak güçte ve yeterlilikte değildi.
Bu sırada Muaviye ona ateşkes ve barış isteyen bir mektup gönderdi. Bunun yanı sıra İmam Hasan'ın canına kastedeceklerini ve Muaviye'ye teslim edeceklerini bildiren dostlarının mektuplarını da ona iletti.
Barış teklifine olumlu karşılık verdiği takdirde, kendisine karşı İmam'ın lehine olan birtakım şartlar önerdi ve bağlı kalınması herkesin faydasına olacak olan bir takım maddeler ortaya koydu.
İmam Hasan (a.s.) ona güvenmemişti. Bu önerisinin hile amaçlı ve canına kastetme hazırlığına yönelik bir girişim olduğunu biliyordu.
Fakat kendisinden istenen ateşkesi ve savaştan vazgeçmeyi kabul etmekten başka bir çare göremedi.
Çünkü az önce belirttiğimiz gibi taraftarlarının ona yönelik basiretleri zayıftı, bozguncu bir yaklaşım sergiliyorlar, kendisine karşı çıkıyorlardı. Bunun yanı sıra birçoğu, kanının dökülmesini ve kendisini düşmanına teslim etmeyi hedefleyen gizli niyetler taşıyordu.
Ayrıca amcasının oğlu kalleşlik edip düşmanının yanına geçmiş ve taraftarlarının birçoğu, ahreti bir yana bırakıp dünyalık çıkarlara yönelmişti." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Hasan eserinden)
1- Daha önce de ifade ettiğimiz gibi İmam Hasan namaz kıldırırken biri ona ok fırlattı. Ancak giydiği zırhtan dolayı vücudunda hiçbir etki meydana gelmedi.
2- Cerrah b. Sinan adlı biri baldırına bir mızrak darbesi indirdi. Şeyh Müfid bu olayı şöyle yazar:
"İmam Hasan taraftarlarının kendisine ne derece itaatkâr olduklarını görmek ve durumu basiretle belirlemek için onları sınavdan geçirmek istedi.
Bu maksatla halkı cemaatle namaz kılmaya çağrılmasını emretti. Halk toplanınca minbere çıkarak şu konuşmayı yaptı:
"İmdi, Allah'a yemin ederim ki, Allah'a hamd ederek ve O'na mihnet sunarak sabaha ermiş olmayı arzu ederim.
Ben, Allah'ın kullarının iyiliğini en çok isteyen bir kulum. Hiçbir Müslümana kin beslemiş değilim. Onun için kötülük ve sıkıntı isteyerek sabaha ermiş değilim.
Cemaat halinde hoşunuza gitmeyen bir şey, ayrılık halindeki sevdiğiniz şeyden sizin için daha hayırlıdır. Ben, sizin kendiniz için beklediğinizden daha hayırlısını sizin için gözlüyorum.
Buna göre emrime karşı çıkmayın, görüşümü bana geri çevirmeyin. Allah sizi ve beni affetsin. Beni ve sizi sevgiyi ve hoşnutluğu içeren harekete irşad etsin."
Bu konuşmayı dinleyenler birbirlerine bakarak ne demek istediği ile ilgili birbirlerinin görüşünü sordular. İçlerinden biri ileri atılarak şöyle dedi: "Allah'a and olsun ki, bu adam Muaviye ile barış yaparak halifeliği ona teslim etmek istiyor."
Bunun üzerine, "Allah'a and olsun ki, bu adam kâfir oldu" dediler.
Arkasından çadırına saldırıp onu yağmaladılar. Öyle ki üzerinde namaz kıldığı seccadesini bile aldılar.
Sonra Abdurrahman b. Abdullah b. Cual Ezdî adında biri üzerine çullanarak abasını omzundan çekip aldı.
İmam oturmuş ve kılıcını kuşanmış bir halde abasız olarak kaldı. Bunun üzerine binek hayvanını isteyerek sırtına bindi.
Yakınlarından ve taraftarlarından bir grup etrafını kuşatarak İmam'a yaklaşmak isteyenlere engel oldular.
Ardından İmam, "Bana Rebia ve Hemdan kabilelerini çağırın" dedi. Çağrılanlar gelince İmam'ın etrafını sararak halkı dağıttılar.
İmam yanında başkalarından bir grupla birlikte yola koyuldu. Yolda sabat çukurlarından geçerken Esed kabilesinden Cerrah b. Sinan adında biri ansızın önüne çıkarak binek hayvanının dizginini tuttu.
Adamın elinde bir şiş vardı. İmam'a, "Allahüekber! Ey Hasan, nasıl baban daha önce müşrik oldu ise, sen de müşrik oldun" dedi.
Arkasından elindeki şişi İmam'ın baldırına sapladı. Adalesini yaran şiş kemiğe kadar dayandı. Arkasından İmam Hasan, adamın boynuna sarıldı ve her ikisi de yere düştü.
Bu arada, İmam'ın taraftarlarından Abdullah b. Hatal et-Taî adında biri, adamın üzerine çullanarak şişi elinden aldı ve o şişle karnını deşti.
Bu sırada Zabyan b. Amare adında biri, adamın üzerine kapaklanarak burnunu kesti. Bu darbe üzerine adam öldü. Onunla birlikte olan bir başkası da yakalanıp öldürüldü. İmam Hasan ise bir yaygı üzerinde Medayin'e taşındı."
3-Başka bir defasında namaz sırasında bir hançer darbesine maruz kaldı.
İmam Hasan'ın tutumu
Şeyh Müfid, İmam Hasan'ın tutumu hususunda şunları kaydediyor:
İmam Hasan (a.s.), halkın davranışlarına baktı. Bu bakışla insanların kendisini desteksiz bıraktıkları ve ona karşı kötü niyet besledikleri yönündeki basireti arttı.
Ona açıktan açığa sövüyorlar, kendisini kâfir olmakla suçluyorlar, kanının dökülmesinin ve mallarının yağmalanmasını helal görüyorlardı.
Babasının ve kendisinin bağlılarından olan yakın çevresi dışında, başına gelecek belaları önleyecek kimseleri kalmamıştı. Bu yakın çevresi ise, Şam ordularına karşı koyacak güçte ve yeterlilikte değildi.
Bu sırada Muaviye ona ateşkes ve barış isteyen bir mektup gönderdi. Bunun yanı sıra İmam Hasan'ın canına kastedeceklerini ve Muaviye'ye teslim edeceklerini bildiren dostlarının mektuplarını da ona iletti.
Barış teklifine olumlu karşılık verdiği takdirde, kendisine karşı İmam'ın lehine olan birtakım şartlar önerdi ve bağlı kalınması herkesin faydasına olacak olan bir takım maddeler ortaya koydu.
İmam Hasan (a.s.) ona güvenmemişti. Bu önerisinin hile amaçlı ve canına kastetme hazırlığına yönelik bir girişim olduğunu biliyordu.
Fakat kendisinden istenen ateşkesi ve savaştan vazgeçmeyi kabul etmekten başka bir çare göremedi.
Çünkü az önce belirttiğimiz gibi taraftarlarının ona yönelik basiretleri zayıftı, bozguncu bir yaklaşım sergiliyorlar, kendisine karşı çıkıyorlardı. Bunun yanı sıra birçoğu, kanının dökülmesini ve kendisini düşmanına teslim etmeyi hedefleyen gizli niyetler taşıyordu.
Ayrıca amcasının oğlu kalleşlik edip düşmanının yanına geçmiş ve taraftarlarının birçoğu, ahreti bir yana bırakıp dünyalık çıkarlara yönelmişti." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Hasan eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.