Prof. Dr. Haydar Baş, gerek yaşadığımız dünya, gerek kendimiz için bir nimettir. Biz Onunla tekâmül ediyoruz, eksiklerimizi tamamlıyoruz, yanlışlarımızı düzeltiyoruz, yeni bilgilere ulaşıyoruz. Onunla dost ve arkadaş, iyi bir yoldaş olanlar gereğince istifadesine devam edecektir. Rabbim bizleri bu yolda muvaffak kılsın İnşallah.
Ehl-i Beyt Külliyatıyla birlikte başlayan süreç hayırlı neticelerin oluşmasına vesile olmakta, gelecekte daha hayırlı ve bereketli sonuçlar elde edileceğinin de habercisi olmaktadır.
Bu makalemizde, geçtiğimiz hafta sonu Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde düzenlenen 4. Ehl-i Beyt Sempozyumu vesilesiyle tanıdığımız, ziyaret etmek ve manasından istifade etmek fırsatı bulduğumuz Hünkâr Hacı Bektaş-i Veli Hazretleri hakkında edindiğimiz bilgileri, bu konudaki duygu ve düşüncelerimizi sizlerle paylaşmak istedim.
Bazılarınızın aklına şu soru gelebilir: Hacı Bektaş asırlardır bulunduğu mekânda kabrinde yatıyor. Eserleri, fikirleri, yetiştirdiği talebeleri daha önceden de vardı. Hacı Bektaş yeni keşfedilen biri değil ki?
Evet, fikir olarak doğru ama bu güne kadar Hünkâr Hacı Bektaş-i Veli, gereğince pek az kişi tarafından bilinmekte; bilenlerin bile bir kısmı yalan yanlış ifadelerle tanımakta, böylelikle Onun manevi kimliği yeterince anlaşılamamaktaydı…
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Mayıs ayında kurmaylarıyla birlikte yaptığı ziyaretten sonra yaptığı açıklamada Hünkâr Hacı Bektaş-i Veli'nin mana sultanlarından biri olduğunu beyanla; "Hacı Bektaş-ı Veli, Anadolu'da hem İslam'ın, hem de Türklüğün temellerini atan, Hoca Ahmed Yesevi'nin yetiştirdiği alperenlerdendir. Büyük bir irşad ehli ve mürşidi kâmildir. Aslında bu toprakların Genelkurmay Başkanı'dır" ifadesiyle Onun yüceliğine ve önemine işaret etmişti. Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın bu işareti ile birlikte sadece fıkra, yalan yanlış ve eksik bilgilerle bildiğimiz bu yüce zatın gönül ve fikirlerimizdeki yeri de değişmiş; bilmeyenler bilmeye, göremeyenler görmeye, anlamayanlar anlamaya, dolayısıyla taşlar yerli yerine oturmaya başlamıştır.
Hele de 4. Ehl-i Beyt Sempozyumunun Hünkâr Hacı Bektaş-i Veli'nin otağında, makamında ve ocağında yapılması, Onun hakkında maddi ve manevi bilgilerin de öğrenilmesine vesile olmuştur. Bu program vesilesiyle kaybedilmeye, çarpıtılmaya ve örtülmeye çalışılan Hünkâr Hacı Bektaş-i Velinin fikir ve gönül dünyası, Onun Hak yoldaki öğretisi gün yüzüne çıkmış, milletimiz tarafından yeniden keşfine vesile olmuştur. Allah sebep olanlardan razı olsun.
(devam edecek)
Ehl-i Beyt Külliyatıyla birlikte başlayan süreç hayırlı neticelerin oluşmasına vesile olmakta, gelecekte daha hayırlı ve bereketli sonuçlar elde edileceğinin de habercisi olmaktadır.
Bu makalemizde, geçtiğimiz hafta sonu Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde düzenlenen 4. Ehl-i Beyt Sempozyumu vesilesiyle tanıdığımız, ziyaret etmek ve manasından istifade etmek fırsatı bulduğumuz Hünkâr Hacı Bektaş-i Veli Hazretleri hakkında edindiğimiz bilgileri, bu konudaki duygu ve düşüncelerimizi sizlerle paylaşmak istedim.
Bazılarınızın aklına şu soru gelebilir: Hacı Bektaş asırlardır bulunduğu mekânda kabrinde yatıyor. Eserleri, fikirleri, yetiştirdiği talebeleri daha önceden de vardı. Hacı Bektaş yeni keşfedilen biri değil ki?
Evet, fikir olarak doğru ama bu güne kadar Hünkâr Hacı Bektaş-i Veli, gereğince pek az kişi tarafından bilinmekte; bilenlerin bile bir kısmı yalan yanlış ifadelerle tanımakta, böylelikle Onun manevi kimliği yeterince anlaşılamamaktaydı…
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Mayıs ayında kurmaylarıyla birlikte yaptığı ziyaretten sonra yaptığı açıklamada Hünkâr Hacı Bektaş-i Veli'nin mana sultanlarından biri olduğunu beyanla; "Hacı Bektaş-ı Veli, Anadolu'da hem İslam'ın, hem de Türklüğün temellerini atan, Hoca Ahmed Yesevi'nin yetiştirdiği alperenlerdendir. Büyük bir irşad ehli ve mürşidi kâmildir. Aslında bu toprakların Genelkurmay Başkanı'dır" ifadesiyle Onun yüceliğine ve önemine işaret etmişti. Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın bu işareti ile birlikte sadece fıkra, yalan yanlış ve eksik bilgilerle bildiğimiz bu yüce zatın gönül ve fikirlerimizdeki yeri de değişmiş; bilmeyenler bilmeye, göremeyenler görmeye, anlamayanlar anlamaya, dolayısıyla taşlar yerli yerine oturmaya başlamıştır.
Hele de 4. Ehl-i Beyt Sempozyumunun Hünkâr Hacı Bektaş-i Veli'nin otağında, makamında ve ocağında yapılması, Onun hakkında maddi ve manevi bilgilerin de öğrenilmesine vesile olmuştur. Bu program vesilesiyle kaybedilmeye, çarpıtılmaya ve örtülmeye çalışılan Hünkâr Hacı Bektaş-i Velinin fikir ve gönül dünyası, Onun Hak yoldaki öğretisi gün yüzüne çıkmış, milletimiz tarafından yeniden keşfine vesile olmuştur. Allah sebep olanlardan razı olsun.
(devam edecek)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Fikir adamıydı Haydar Hocamız / 15.04.2025
- Haydar Baş Hocamızın 5. Şeb-i Aruz yıldönümü / 14.04.2025
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025