Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ali Gedik, Özbekistan'da meydana gelen son gelişmelerin Dünya'nın yeni bir yapılanmaya doğru süratle gittiğini gösterdiğini belirterek, Afganistan ve Irak gibi askeri işgallerin hemen ardından ve kimi eş zamanlı Gürcistan, Ukrayna, Kırgızistan'daki iktidar değişimlerin bu yeni yapılanmayı bütün çıplaklığı ile ortaya koyduğunu kaydetti.
Bütün bunların sıcak ve acil müdahale şekilleri olduğunu vurgulayan Ali Gedik şöyle devam etti:
"Bir başka müdahale şekli daha vardır ki o da zamana yayılmış siyasi, kültürel ve ekonomik müdahalelerdir.
Bu üç zaviyeden baktığımız zaman dünyanın tam bir kuşatma altında olduğunu görürüz.
Durum bu olunca Türkiye'yi bunun dışında görmek elbette mümkün değildir.
Yani başta ABD olmak üzere batı dünyası siyasi, askeri, ekonomik ve kültürel yollarla dünyayı işgale karar vermiş ve bunu hızla ve ne pahasına olursa olsun uygulamaya başlamıştır.
Bu işgal ve istila hareketlerinde öne çıkan bir metot da "Dinlerarası Diyalog" çalışmalarıdır.
Bütün bunlardan daha tehlikelisi ve düşündürücü olan Türkiye'yi idare eden siyasi, ekonomik ve kültürel güçlerin bu işgal ve istila hareketlerinde öyle veya böyle yer almalarıdır."
Yıllardır seslendiriyoruz
"BTP olarak başta Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş ve bütün kadrosuyla ülkemizin tam bir kuşatma altında olduğunu yıllardan beri seslendiriyoruz.
Hatta "Kuşatılan Türkiye" başlıklı mitingler, konferanslar, paneller düzenledik ve ara vermeden bu faaliyetlerimize devam ediyoruz.
Trabzon, Ankara ve Bursa mitinglerinin ardından Kayseri, Şanlıurfa, Kilis ve Gaziantep'te Prof. Dr. Haydar Baş ülkemizin nasıl bir kuşatma altında olduğunu ve bu kuşatmanın iç ve dış politikalardaki siyasi, ekonomik ve kültürel boyutlarının hangi noktalara geldiğini "dinlerarası diyaloğun" bu kuşatmanın bir başka yönünü gösterdiğini ve bütün bunların BOP adı altında ülkemizi ve içinde bulunduğumuz bölgeyi bölüp - parçalamak olduğunu bütün delilleriyle ortaya koyarak bir taraftan yüce milletimizi bilgilendirmekte, bir taraftan da bu oyuna alet olanları uyarmaktadır.
Her zaman ifade ettiğimiz gibi yarın çok geç olabilir. Bu gelişmeler ışığı altında ülkemizin üstün fertleri, kurum ve kuruluşları ama bilhassa siyasi ve idari kadrolar, bütün yetkili ve sorumlular bir defa daha çok iyi düşünmeli devletin, milletin ve vatanın geleceği için gerekli tedbirleri almalıdır.
Sayın Başbakan Şanlıurfa'da Halepli Bahçe adı altında "dinlerarası diyalog" ideallerine harç koyarken yapılan uyarıları dinleyip teşekkür etmesi gerekirken kendisini müdafaaya çalışması ve karşı atağa geçmesi ülkenin nasıl bir tehdit ve tehlike ile karşı karşıya olduğunu gösteriyor.
Aziz milletimizin de dikkatinden kaçmayan bu gelişmeler BTP'nin ülkemiz ve geleceğimiz adına bağımsızlığın, barışın ve güvenin adresi olduğunu açıkça gösteriyor."
Bütün bunların sıcak ve acil müdahale şekilleri olduğunu vurgulayan Ali Gedik şöyle devam etti:
"Bir başka müdahale şekli daha vardır ki o da zamana yayılmış siyasi, kültürel ve ekonomik müdahalelerdir.
Bu üç zaviyeden baktığımız zaman dünyanın tam bir kuşatma altında olduğunu görürüz.
Durum bu olunca Türkiye'yi bunun dışında görmek elbette mümkün değildir.
Yani başta ABD olmak üzere batı dünyası siyasi, askeri, ekonomik ve kültürel yollarla dünyayı işgale karar vermiş ve bunu hızla ve ne pahasına olursa olsun uygulamaya başlamıştır.
Bu işgal ve istila hareketlerinde öne çıkan bir metot da "Dinlerarası Diyalog" çalışmalarıdır.
Bütün bunlardan daha tehlikelisi ve düşündürücü olan Türkiye'yi idare eden siyasi, ekonomik ve kültürel güçlerin bu işgal ve istila hareketlerinde öyle veya böyle yer almalarıdır."
Yıllardır seslendiriyoruz
"BTP olarak başta Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş ve bütün kadrosuyla ülkemizin tam bir kuşatma altında olduğunu yıllardan beri seslendiriyoruz.
Hatta "Kuşatılan Türkiye" başlıklı mitingler, konferanslar, paneller düzenledik ve ara vermeden bu faaliyetlerimize devam ediyoruz.
Trabzon, Ankara ve Bursa mitinglerinin ardından Kayseri, Şanlıurfa, Kilis ve Gaziantep'te Prof. Dr. Haydar Baş ülkemizin nasıl bir kuşatma altında olduğunu ve bu kuşatmanın iç ve dış politikalardaki siyasi, ekonomik ve kültürel boyutlarının hangi noktalara geldiğini "dinlerarası diyaloğun" bu kuşatmanın bir başka yönünü gösterdiğini ve bütün bunların BOP adı altında ülkemizi ve içinde bulunduğumuz bölgeyi bölüp - parçalamak olduğunu bütün delilleriyle ortaya koyarak bir taraftan yüce milletimizi bilgilendirmekte, bir taraftan da bu oyuna alet olanları uyarmaktadır.
Her zaman ifade ettiğimiz gibi yarın çok geç olabilir. Bu gelişmeler ışığı altında ülkemizin üstün fertleri, kurum ve kuruluşları ama bilhassa siyasi ve idari kadrolar, bütün yetkili ve sorumlular bir defa daha çok iyi düşünmeli devletin, milletin ve vatanın geleceği için gerekli tedbirleri almalıdır.
Sayın Başbakan Şanlıurfa'da Halepli Bahçe adı altında "dinlerarası diyalog" ideallerine harç koyarken yapılan uyarıları dinleyip teşekkür etmesi gerekirken kendisini müdafaaya çalışması ve karşı atağa geçmesi ülkenin nasıl bir tehdit ve tehlike ile karşı karşıya olduğunu gösteriyor.
Aziz milletimizin de dikkatinden kaçmayan bu gelişmeler BTP'nin ülkemiz ve geleceğimiz adına bağımsızlığın, barışın ve güvenin adresi olduğunu açıkça gösteriyor."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.