Fenerbahçe, Gaziantep FK'yı 3-1 mağlup etti. Galatasaray'ın puan kaybettiği haftada bu galibiyet ile Fenerbahçe puan farkını azaltmış oldu.
Aradaki fark üç puana düşmüş oldu. Genel olarak çok kötü bir maç seyrettik.
Özellikle ilk yarının ilk 10 dakikası hariç Fenerbahçe'nin ne amaçla sahada olduğunu anlamak mümkün değildi.
Evet ilk 10 dakika Fenerbahçe iyi futbol oynadı fakat bunun devamı gelmedi.
En-Nesyri, İsmail Yüksek ve bir miktar Oğuz Aydın iyi oyun sergilediler o kadar.
Sahada olmayan oyuncular vardı. Osayi Samuel, İrfan Can Kahveci ve de Fred sahada yoktular.
10. dakikakadan sonra şunu düşündüm. Acaba Fenerbahçe hücum yapacağı kaleyi mi karıştırmıştı.
Fenerbahçe o derece geriye yaslandı.
Zaman zaman Fenerbahçe'nin temposu yürüyüş seviyesine düştü ve de anlamsız hazırlık pasları ile zaman kaybedildi.
Fenerbahçe'nin bu kadar geriye yaslanmasını izah etmek zor.
Üstelik Gaziantep FK'nın da etkili bir oyun oynadığını iddia etmek mümkün değil.
Fenerbahçe'nin ilk golünde ikinci bölgede İsmail Yüksek Gaziantepli Maxim ile çok iyi boğuştu ve topu söktü aldı.
Üstüne üstlük güzel bir pas ile golün asistini yapan En-Nesyri'ye topu iletti.
İlk golü atan Oğuz Aydın bu golden sonra iki kez sahne aldı. Onlar da 15 ve 30. dakikalardaki kontrataklar idi.
Şimdi bakın Oğuz Aydın gerek topla olsun gerekse de topsuz oyunda olsun çok hızlı koşan bir futbolcu.
Daha çok pas alabilse daha tehlikeli olabilecek bir oyuncu.
Fenerbahçe sadece geriye yaslanmakla kalmadı gerçekleştirdiği hücumlarda ceza sahası içinde çok fazla çoğalamadı da.
Diğer bir sorun ise şu idi. Fenerbahçe bir türlü tempoyu yükseltemedi. İşin açıkçası bu takımda bir gayret yok.
Fenerbahçe'nin ilk yarıda verdiği görüntü bu idi.
En-Nesyri'nin 44'te bir şutu var ki top kaleye gideceğine penaltı noktası civarındaki Tadiç'e çarpıyor.
Bu şunu gösteriyor. Fenerbahçeli futbolcular yetenek anlamında da çok zayıflar.
Bu kadro Fenerbahçe kadrosu olamaz.
Gelelim ikinci yarıya. İkinci yarı ilk yarının aksine Fenerbahçe karşılaşmanın tek hakimi idi.
İkinci yarıda Gaziantep FK'nın bir tek hücumu yok.
Bunda oyuna ikinci yarı giren Amrabat va Alan St-Maximen'in katkıları büyük.
Hem Maximin hem de Amrabat ileri ve dikine oynamayı seviyorlar.
Amrabat'ın ileri uzun pasları ve Maximin'in delici koşuları Fenerbahçelileri ileri taşıdı.
Sonradan oyuna Dzeko da dahil oldu. Hernekadar 10 numara pozisyonu için biraz hantal kalıyorsa da oyun kurgulama konusundaki katkısı övgüye değer.
Bu sayede Fenerbahçe orta sahada bir kişi fazlaymış gibi oynadı.
Ayrıca Fenerbahçe'nin üçüncü golünü atan Dzeko dar açıdan gelişine yaptığı sert vuruş ile maçın fişini de çekmiş oldu. Dzeko da büyük golcü.
Evet Fenerbahçe şimdilik yoluna devam ediyor.
Haftaya İnönü'de Beşiktaş Fenerbahçe maçı var. Fenerbahçe bu futbol anlayışı ile hele hele ilk yarıdaki futbolu ile İnönü'den eli boş döner.
Bakalım neler olacak göreceğiz.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Hikâyesi olmayan maç / 03.12.2024
- Eyüpspor hata yapmadı / 02.12.2024
- Ah Osimhen vah Osimhen / 29.11.2024
- Futbolda tempo her şey değildir / 25.11.2024
- Sonu başından belli / 24.11.2024
- Yolun sonunu beklemekten yoruldum / 20.11.2024
- Bitiremedik / 17.11.2024
- Yunus'u da görün / 11.11.2024
- Elbette favoriyiz / 08.11.2024
- Semih açıldı, Beşiktaş coştu / 07.11.2024
- Eyüpspor hata yapmadı / 02.12.2024
- Ah Osimhen vah Osimhen / 29.11.2024
- Futbolda tempo her şey değildir / 25.11.2024
- Sonu başından belli / 24.11.2024
- Yolun sonunu beklemekten yoruldum / 20.11.2024
- Bitiremedik / 17.11.2024
- Yunus'u da görün / 11.11.2024
- Elbette favoriyiz / 08.11.2024
- Semih açıldı, Beşiktaş coştu / 07.11.2024