Bugün İslam coğrafyasında Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında büyük bir zulüm yaşanmakta ve maalesef bu projenin baş aktörleri ve piyonları da iş başında görevlerini yaparak bu zulme ortak olmakta.
Projenin yerli ve yabancı işbirlikçilerinin fitnesiyle bölgemizde Şii-Sünni ayrımı yapılarak İslam birliği bölünüp parçalanmak isteniyor.
Ancak, 30 yılı aşkın bir süredir öngörüleriyle, doğruları ve ortaya koyduğu hakikatlere bu milleti uyarıp bir ve beraber yapmanın mücadelesini veren ve bu oyunu bozacak bir irade var: Prof. Dr. Haydar Baş.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey bas bas bağırarak, "Aman ha, Irak bahane, asıl hesap Türkiye üzerinedir" dediğini hepimiz çok iyi biliyoruz.
Fakat insanların büyük bir bölümü buna inanmadı. Şu anda gördüğümüz gibi Irak bariz Türkiye'dir, Suriye Türkiye'dir, Libya Türkiye'dir.
Vatanımız bu noktaya kadar gelmiştir.
Çünkü komşumuza yapılırken sustuk. İslam alemi olarak, millet olarak, ümmet olarak böyle bir yanlışın içine girdik.
"Bana ne" dedik, "bize ne" dedik, "nemelazım" dedik. Şimdi ise başımıza gelecek aynı çileyi aynı ıstırabı çekeceğiz Allah korusun.
Çünkü hiçbir zulüm karşılıksız kalmaz!
Toplumumuzda bazılarımız zannediyor ki, Allah, zulme sebep olanların belasını sadece öteki dünyada verir. Kesinlikle hayır! Sadece öteki dünyaya bırakmıyor, bu dünyada kurulan tezgâhların karşılığı önce bu dünyada verilir.
Zulüm mü yaptın, aynı zulüm senin başına dönecektir. Mazlumun ahı yerde kalmayacaktır. Şu an da çekilen sıkıntı, çekilen bela budur. Üstadımızın da ifade ettiği gibi, "Ben katkı sağlamadım, ne yapayım canım bana dokunmasınlar da" demiş olmak dahi destek vermenin bir çeşididir.
Rabbim bizi bu noktada hiçbir vebali olmayan, hiçbir ihlali olmayanlardan eylesin. Rabbim bu belayı başımızdan def eylesin.
Kimler bunu yapıyorlarsa içimizde ve dışımızda olanların başına çevirsin inşaallah...
Bu noktada Üstadımızı hem eserleriyle, hem söylemleriyle, hem hizmetleriyle adım adım takip etmek, O'nun yanında-yakınında olmak büyük şereftir.
Bizlere tebliğ edilen görevleri de azami derecede yerine getirmek ve "biz buna katkı sağlamadık" diyebilecek noktayı yakalamaktır esas olan.
İnşaallah biz o noktadayızdır diye ümit ediyorum.
Projenin yerli ve yabancı işbirlikçilerinin fitnesiyle bölgemizde Şii-Sünni ayrımı yapılarak İslam birliği bölünüp parçalanmak isteniyor.
Ancak, 30 yılı aşkın bir süredir öngörüleriyle, doğruları ve ortaya koyduğu hakikatlere bu milleti uyarıp bir ve beraber yapmanın mücadelesini veren ve bu oyunu bozacak bir irade var: Prof. Dr. Haydar Baş.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey bas bas bağırarak, "Aman ha, Irak bahane, asıl hesap Türkiye üzerinedir" dediğini hepimiz çok iyi biliyoruz.
Fakat insanların büyük bir bölümü buna inanmadı. Şu anda gördüğümüz gibi Irak bariz Türkiye'dir, Suriye Türkiye'dir, Libya Türkiye'dir.
Vatanımız bu noktaya kadar gelmiştir.
Çünkü komşumuza yapılırken sustuk. İslam alemi olarak, millet olarak, ümmet olarak böyle bir yanlışın içine girdik.
"Bana ne" dedik, "bize ne" dedik, "nemelazım" dedik. Şimdi ise başımıza gelecek aynı çileyi aynı ıstırabı çekeceğiz Allah korusun.
Çünkü hiçbir zulüm karşılıksız kalmaz!
Toplumumuzda bazılarımız zannediyor ki, Allah, zulme sebep olanların belasını sadece öteki dünyada verir. Kesinlikle hayır! Sadece öteki dünyaya bırakmıyor, bu dünyada kurulan tezgâhların karşılığı önce bu dünyada verilir.
Zulüm mü yaptın, aynı zulüm senin başına dönecektir. Mazlumun ahı yerde kalmayacaktır. Şu an da çekilen sıkıntı, çekilen bela budur. Üstadımızın da ifade ettiği gibi, "Ben katkı sağlamadım, ne yapayım canım bana dokunmasınlar da" demiş olmak dahi destek vermenin bir çeşididir.
Rabbim bizi bu noktada hiçbir vebali olmayan, hiçbir ihlali olmayanlardan eylesin. Rabbim bu belayı başımızdan def eylesin.
Kimler bunu yapıyorlarsa içimizde ve dışımızda olanların başına çevirsin inşaallah...
Bu noktada Üstadımızı hem eserleriyle, hem söylemleriyle, hem hizmetleriyle adım adım takip etmek, O'nun yanında-yakınında olmak büyük şereftir.
Bizlere tebliğ edilen görevleri de azami derecede yerine getirmek ve "biz buna katkı sağlamadık" diyebilecek noktayı yakalamaktır esas olan.
İnşaallah biz o noktadayızdır diye ümit ediyorum.
Ali Haydar Hisar / diğer yazıları
- Aşk nedir? / 26.04.2020
- Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz / 27.12.2017
- Hiçbir zulüm karşılıksız kalmaz / 03.03.2016
- Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz / 27.12.2017
- Hiçbir zulüm karşılıksız kalmaz / 03.03.2016