Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ünal, maddi durumu uygun olsun ya da olmasın her anne-babanın, çocuklarının taleplerini yerine getirmek isteyebileceğini; ancak bu taleplere sınır konulmadığında, çocuklara iyilik yerine kötülük yapılmış olacağını söyledi.
Ünal, her insanın yaşamında her istediğini yerine getiremeyebileceğini ifade ederek, çocukların, hayatın bu gerçeklerine erken yaşlardan itibaren hazırlanması gerektiğini anlattı. Ünal, hayatın gerçeklerine hazırlanmayan çocuğun ise sorumsuz yetişmesinin kaçınılmaz bir sonuç olacağını savundu. Çocukların, doğaları gereği taleplerinde sınır olmadığını ve istedikleri her şeyin yapılmasında ısrarlı davrandıklarını ifade eden Ünal, ailelerin de anne ya da babalık duyguları ağır basıp bu talepleri yerine getirdiklerinde, aslında onlara kötülük yaptıklarının farkında olamadıklarını bildirdi. Ailelerin, çocuklarının karakterine göre parayı nasıl vereceğini kendilerinin tespit etmesi gerektiğine dikkati çeken Ünal, "Çocuğa belirli aralıklarla sınırlı ölçülerde para verilmeli. Maddi durumu iyi olan aileler bile para verirken bir sınır belirlemeli." dedi.
Diğer yandan arabayı iyi kullanıyor diye 16-17 yaşındaki bir çocuğa araba vermek, bisiklet almak dururken motosikletle ödüllendirmek ya da lüks sayılabilecek eşyalara sahip olmasını sağlamak son derece yanlış. Her istediğini elde etmeye alışan çocuklar, yarın şartlar değiştiğinde ve ailesi aynı talepleri yerine getiremediğinde bunalıma sürüklenebilir. Çocuklar birbirlerinden çok farklı karakterlere sahipler. Bazı çocuklar para biriktirmeye, bazıları ise eline geçen parayı son kuruşuna kadar harcamaya eğilimlidir. Çocuk savurgan bir yapıya sahipse günlük, değilse haftalık para verilmesi gerekir.
Ünal, her insanın yaşamında her istediğini yerine getiremeyebileceğini ifade ederek, çocukların, hayatın bu gerçeklerine erken yaşlardan itibaren hazırlanması gerektiğini anlattı. Ünal, hayatın gerçeklerine hazırlanmayan çocuğun ise sorumsuz yetişmesinin kaçınılmaz bir sonuç olacağını savundu. Çocukların, doğaları gereği taleplerinde sınır olmadığını ve istedikleri her şeyin yapılmasında ısrarlı davrandıklarını ifade eden Ünal, ailelerin de anne ya da babalık duyguları ağır basıp bu talepleri yerine getirdiklerinde, aslında onlara kötülük yaptıklarının farkında olamadıklarını bildirdi. Ailelerin, çocuklarının karakterine göre parayı nasıl vereceğini kendilerinin tespit etmesi gerektiğine dikkati çeken Ünal, "Çocuğa belirli aralıklarla sınırlı ölçülerde para verilmeli. Maddi durumu iyi olan aileler bile para verirken bir sınır belirlemeli." dedi.
Diğer yandan arabayı iyi kullanıyor diye 16-17 yaşındaki bir çocuğa araba vermek, bisiklet almak dururken motosikletle ödüllendirmek ya da lüks sayılabilecek eşyalara sahip olmasını sağlamak son derece yanlış. Her istediğini elde etmeye alışan çocuklar, yarın şartlar değiştiğinde ve ailesi aynı talepleri yerine getiremediğinde bunalıma sürüklenebilir. Çocuklar birbirlerinden çok farklı karakterlere sahipler. Bazı çocuklar para biriktirmeye, bazıları ise eline geçen parayı son kuruşuna kadar harcamaya eğilimlidir. Çocuk savurgan bir yapıya sahipse günlük, değilse haftalık para verilmesi gerekir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.