İnsan insana hatta kardeş kardeşe bile benzemezken aynı şeyleri düşünmezken, toplumların ekonomi görüşlerinin aynı olmasını bekliyoruz. Her toplumun kendine göre görüşleri vardır, onlara göre doğru olan bize göre doğru olmayabilir. Ama bizim yaptığımız şey araştırmadan doğruluğunu sorgulamadan doğruymuş gibi Türk insanına öğretmek.
Bizlere verilen iktisat eğitiminde ekonominin tanımı diye kapitalizmin tanımı veriliyor. Kıt kaynakların sınırsız insan ihtiyaçlarını karşılamayacağından bahsediliyor. Gerçekten kaynaklar kıt olduğunu varsayalım hangi kaynak bitti örnek verebilir miyiz; güneş bitti mi, hava bitti mi? Hayır? Allah( c.c.) Kur'an-ı Kerim'inde "sonsuz nimetler verdik" buyuruyor. Müslüman olan kişi "kaynaklar kıttır" diyemez.
Peki, sınırsız olan ne? "Sınırsız olan insanın ihtiraslarıdır yani doyumsuz olan insan nefsidir.
Hadiste şöyle geçer: "İnsan nefsini bir avuç topraktan başka bir şey doyurmaz." İşte bu sözü kim biliyor Müslüman olan biliyor batı bilmiyor çünkü kendi inanış ve yaşam tarzları sömürgeye dayalıdır.
Biz neden Hristiyan batının düşünceleriyle hareket ediyoruz; yaşadığımız bu yoksullukların ve geçim dertlerimiz normal bir durum gibi algılıyoruz? Bu soruların cevabına bakalım; ilk öncelikle yer altı ve yer üstü kaynaklarımızın anlaşılması önleniyor, bir diğer sebep ise yaptıkları vahşete haklı sebep buluyorlar. Beni üzen şey ise hiçbir fayda sağlamayan bu kapitalist modelin gençlerimize öğretilmesi.
Türk milletine zararlarına bakacak olursak; birincisi ve en önemlisi ekonomik bağımlı hale geliyoruz, kıt kanat geçiniyoruz, adaletsiz bir gelir dağılımı içinde yaşıyoruz. Dolar'ın yükselip düşmesiyle milyar dolarlar kaybediyoruz, daha da bu zararlar arttırılabilir..
Bir düşünce kalıbı oluşturmuşlar; kapitalist düşünce tarzından başka ekonomik düşünce yok, "kapitalizm çökmez yıkılmaz" diye. Biz ekmeklerine yağ sürdükçe neden çöksün, sabit düşüncelerden dışarı neden çıkamıyoruz, neden sorgulamıyoruz, neden Rabbimizin bize verdiği aklımızı kullanmamak için bu kadar diretiyoruz?
Belirli kesimin cebini dolduran bu tez sadece azınlık bir kesime fayda sağlar, bunu da biliyoruz ama yine de "kapitalizmden başka da çare yok" deniliyor Kapitalizmden bıkan insanlar Dolar'ı bırakıp nereye koşuyor; milli paralarla ticaret yapmaya? Peki, bu bir tez olabilir mi?
Sormayalım, direkt söyleyelim: Evet milli paralarla ticaret yapmak Milli Ekonomi Modeli'nin ana unsurlarından biridir. İşte burada öyle bir kale var ki özünü İslam'dan almış; insanlığa fayda vermeyi amaç edinmiş, gerçekten insanı insan gibi yaşatmayı amaçlamış, kurtuluş limanımız? Biz ne kadar görmesek de orada ona sahip çıkmamızı bekliyor.
İşte o model dünyayı ayağımıza getiren tek çözüm olan Milli Ekonomi Modeli'dir. Dolar'ı devre dışı bırakarak, her ülkenin milli parasını emeğinin karşılığı olarak basmayı ve milli paralarla ticaret yaparak değer bulduracak kapitalizmin gücünü bitirecek olan bu modeldir. Sistem, parayı emeğin karşılığı olarak tanımlıyor. Kaynakların sonsuz ihtiyaçların sınırlı olduğu esaslarına dayanıyor. Senyoraj hakkımızı kullanıp kendi paramızı basarak ekonomik özgürlüğümüze kavuşarak Türk ekonomisinin şahlanacağı adaletin hüküm süreceği bir hayata ancak ve ancak Mili Ekonomi Modeli ve bu eşsiz tezin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'ın yanında saf alarak ulaşırız.
Bizlere verilen iktisat eğitiminde ekonominin tanımı diye kapitalizmin tanımı veriliyor. Kıt kaynakların sınırsız insan ihtiyaçlarını karşılamayacağından bahsediliyor. Gerçekten kaynaklar kıt olduğunu varsayalım hangi kaynak bitti örnek verebilir miyiz; güneş bitti mi, hava bitti mi? Hayır? Allah( c.c.) Kur'an-ı Kerim'inde "sonsuz nimetler verdik" buyuruyor. Müslüman olan kişi "kaynaklar kıttır" diyemez.
Peki, sınırsız olan ne? "Sınırsız olan insanın ihtiraslarıdır yani doyumsuz olan insan nefsidir.
Hadiste şöyle geçer: "İnsan nefsini bir avuç topraktan başka bir şey doyurmaz." İşte bu sözü kim biliyor Müslüman olan biliyor batı bilmiyor çünkü kendi inanış ve yaşam tarzları sömürgeye dayalıdır.
Biz neden Hristiyan batının düşünceleriyle hareket ediyoruz; yaşadığımız bu yoksullukların ve geçim dertlerimiz normal bir durum gibi algılıyoruz? Bu soruların cevabına bakalım; ilk öncelikle yer altı ve yer üstü kaynaklarımızın anlaşılması önleniyor, bir diğer sebep ise yaptıkları vahşete haklı sebep buluyorlar. Beni üzen şey ise hiçbir fayda sağlamayan bu kapitalist modelin gençlerimize öğretilmesi.
Türk milletine zararlarına bakacak olursak; birincisi ve en önemlisi ekonomik bağımlı hale geliyoruz, kıt kanat geçiniyoruz, adaletsiz bir gelir dağılımı içinde yaşıyoruz. Dolar'ın yükselip düşmesiyle milyar dolarlar kaybediyoruz, daha da bu zararlar arttırılabilir..
Bir düşünce kalıbı oluşturmuşlar; kapitalist düşünce tarzından başka ekonomik düşünce yok, "kapitalizm çökmez yıkılmaz" diye. Biz ekmeklerine yağ sürdükçe neden çöksün, sabit düşüncelerden dışarı neden çıkamıyoruz, neden sorgulamıyoruz, neden Rabbimizin bize verdiği aklımızı kullanmamak için bu kadar diretiyoruz?
Belirli kesimin cebini dolduran bu tez sadece azınlık bir kesime fayda sağlar, bunu da biliyoruz ama yine de "kapitalizmden başka da çare yok" deniliyor Kapitalizmden bıkan insanlar Dolar'ı bırakıp nereye koşuyor; milli paralarla ticaret yapmaya? Peki, bu bir tez olabilir mi?
Sormayalım, direkt söyleyelim: Evet milli paralarla ticaret yapmak Milli Ekonomi Modeli'nin ana unsurlarından biridir. İşte burada öyle bir kale var ki özünü İslam'dan almış; insanlığa fayda vermeyi amaç edinmiş, gerçekten insanı insan gibi yaşatmayı amaçlamış, kurtuluş limanımız? Biz ne kadar görmesek de orada ona sahip çıkmamızı bekliyor.
İşte o model dünyayı ayağımıza getiren tek çözüm olan Milli Ekonomi Modeli'dir. Dolar'ı devre dışı bırakarak, her ülkenin milli parasını emeğinin karşılığı olarak basmayı ve milli paralarla ticaret yaparak değer bulduracak kapitalizmin gücünü bitirecek olan bu modeldir. Sistem, parayı emeğin karşılığı olarak tanımlıyor. Kaynakların sonsuz ihtiyaçların sınırlı olduğu esaslarına dayanıyor. Senyoraj hakkımızı kullanıp kendi paramızı basarak ekonomik özgürlüğümüze kavuşarak Türk ekonomisinin şahlanacağı adaletin hüküm süreceği bir hayata ancak ve ancak Mili Ekonomi Modeli ve bu eşsiz tezin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'ın yanında saf alarak ulaşırız.
Hatice GÖK / diğer yazıları