Tarım işçisi çocuklar, pamuk hasadı bitince okula başlayacaklar. Yeni eğitim öğretim yılının ilk günlerinin heyecanını yaşayamayan çocuklar 10 milyon lira günlük ücret için güneş altında ter döküyor ve okul hayatını iple çekiyorlar
Yaz mevsiminin birçok yörede yerini serin havaya bıraktığı şu günlerde kavurucu sıcakların sürdüğü Çukurova, tarım işçilerini ağırlamayı sürdürüyor. Pamuk hasadının yoğunlaştığı Ağustos ayı sonundan itibaren Çukurova'ya gelip, derme çatma çadırlarda yaşayarak kendilerini "ağa"ya götürecek aracı kişileri bekleyen tarım işçileri, çalışacak tarla buldukları gün daha sonraki birkaç gün daha ihtiyaçlarını giderebilecekleri umudunu yaşıyorlar. Çocuklarının yanı sıra hasta ve yaşlılarını da beraberlerinde getirmek zorunda kalan tarım işçileri, gün doğuşuyla birlikte pamuk tarlalarının yolunu tutuyorlar.
10 milyon kazanıyorlar
Gün batımına kadar tarlada büyüklerinin yanında çalışan minik tarım işçileri ise yaşıtları gibi yeni eğitim-öğretim yılının ilk günlerinin heyecanını yaşayamıyorlar. Onlar için, varsa yoksa gün boyunca daha fazla pamuk toplamak... Çünkü, o günkü ücretlerini topladıkları pamuğun kilo hesabıyla alıyorlar. Yetişkin bir tarım işçisi günde 100 kilo kadar pamuk toplayıp, karşılığında kilosu 125 bin liradan 12 milyon 500 bin lira kazanıyor. Çocuklar ise büyüklerine yetişme çabasına rağmen kazandıkları para 10 milyon lirayı bile bulmuyor.
Okul heyecanını
yaşayamıyorlar
Eğitim-öğretim yılı başlamadan günlerce önce eğitim-öğretime başlama heyecanı yaşayan, tarım işçilerinin "şehirli" diye tabir ettiği, maddi durumu iyi aile çocukları okullarının yolunun tutarken, çadırlarda kalan minikler ise pamuk hasadının bitmesini bekliyorlar. Çukurova'nın sıcağında pamuk toplarken memleketlerindeki öğretmenlerine mesaj gönderen ilköğretim çağındaki çocuklar, "Mazeretimiz var öğretmenim. Ancak, hasat biter bitmez oradayız" dediler.
"Çalışmazsak aç kalırız"
Örgülü saçları, "3 etek" diye tabir ettikleri giysileri ve bellerine bağladıkları pamuk torbalarıyla adeta bir makine gibi çalışan tarım işçisi çocuklardan Zara Kurtboğan (14), Şanlıurfa Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu 8'inci sınıf öğrencisi olduğunu belirterek, "Okula geç başlasam da her yıl onur belgesiyle sınıfımı geçiyorum" dedi. Zara'nın en büyük üzüntüsü ise ilköğretimden sonra okula gidemeyecek olması. Baba İbrahim Kurtboğan ise 8 çocuğu olduğunu belirterek, "Çalışmak zorundalar yoksa karnımız doymaz. Bu kadar nüfusu tek başıma geçindiremem" diye konuştu.
Yaz mevsiminin birçok yörede yerini serin havaya bıraktığı şu günlerde kavurucu sıcakların sürdüğü Çukurova, tarım işçilerini ağırlamayı sürdürüyor. Pamuk hasadının yoğunlaştığı Ağustos ayı sonundan itibaren Çukurova'ya gelip, derme çatma çadırlarda yaşayarak kendilerini "ağa"ya götürecek aracı kişileri bekleyen tarım işçileri, çalışacak tarla buldukları gün daha sonraki birkaç gün daha ihtiyaçlarını giderebilecekleri umudunu yaşıyorlar. Çocuklarının yanı sıra hasta ve yaşlılarını da beraberlerinde getirmek zorunda kalan tarım işçileri, gün doğuşuyla birlikte pamuk tarlalarının yolunu tutuyorlar.
10 milyon kazanıyorlar
Gün batımına kadar tarlada büyüklerinin yanında çalışan minik tarım işçileri ise yaşıtları gibi yeni eğitim-öğretim yılının ilk günlerinin heyecanını yaşayamıyorlar. Onlar için, varsa yoksa gün boyunca daha fazla pamuk toplamak... Çünkü, o günkü ücretlerini topladıkları pamuğun kilo hesabıyla alıyorlar. Yetişkin bir tarım işçisi günde 100 kilo kadar pamuk toplayıp, karşılığında kilosu 125 bin liradan 12 milyon 500 bin lira kazanıyor. Çocuklar ise büyüklerine yetişme çabasına rağmen kazandıkları para 10 milyon lirayı bile bulmuyor.
Okul heyecanını
yaşayamıyorlar
Eğitim-öğretim yılı başlamadan günlerce önce eğitim-öğretime başlama heyecanı yaşayan, tarım işçilerinin "şehirli" diye tabir ettiği, maddi durumu iyi aile çocukları okullarının yolunun tutarken, çadırlarda kalan minikler ise pamuk hasadının bitmesini bekliyorlar. Çukurova'nın sıcağında pamuk toplarken memleketlerindeki öğretmenlerine mesaj gönderen ilköğretim çağındaki çocuklar, "Mazeretimiz var öğretmenim. Ancak, hasat biter bitmez oradayız" dediler.
"Çalışmazsak aç kalırız"
Örgülü saçları, "3 etek" diye tabir ettikleri giysileri ve bellerine bağladıkları pamuk torbalarıyla adeta bir makine gibi çalışan tarım işçisi çocuklardan Zara Kurtboğan (14), Şanlıurfa Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu 8'inci sınıf öğrencisi olduğunu belirterek, "Okula geç başlasam da her yıl onur belgesiyle sınıfımı geçiyorum" dedi. Zara'nın en büyük üzüntüsü ise ilköğretimden sonra okula gidemeyecek olması. Baba İbrahim Kurtboğan ise 8 çocuğu olduğunu belirterek, "Çalışmak zorundalar yoksa karnımız doymaz. Bu kadar nüfusu tek başıma geçindiremem" diye konuştu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.