logo
17 NİSAN 2025

Hak ve adaletin tesisine dair

07.05.2005 00:00:00
Adalet kavramı; kişi ya da kuruluşların, toplum içerisinde hak ettiklerini elde etmesi ile başlar. Kişi veya kurumların; "toplumsal yaşayış esnasında, haklarını alabilmesi, hak etmedikleri davranışlarla karşılaşmaması" diye tarif edilen adalet kuralı, "hakkın tesis edilmesi, haksızlığın giderilmesi prensibidir". Bir toplumda kişi ya da kurumlar, hak ettiklerini alamıyorlarsa, ya da hak etmedikleri bir davranıştan dolayı zarar görüyorlarsa, orada adaletin varlığından söz edilemez. Hakkını alamamak, ya da haksızlığa uğramak, muhatabının adalet anlayışına sekte vuracağından, bireysel hak aramak şekli ortaya çıkar ki; bu da başkaldırı ya da kaostur. Bireysel hak aramak; hakkını alamayan ya da haksızlığa uğrayan kişi veya kurumları toplum kurallarını ihlal ederek, bildiğince adalet aramaya yöneltir. Ortaya, hayal kırıklığı, dışlanmışlık hissi ve bunlara bağlı olarak, devletine güvenmeme durumu çıkar. Adaletin mağdur tarafından tesis edilmesi, illegal bir davranış biçimidir ki; toplumda, başıbozukluk, kuralsızlık, kaba kuvvettin hakim davranış olarak yer almasının temel sebebi olur. Yani "ihkakı-hak" (hak ettiğini zorla almak) kavramı, suç unsurunun ortaya çıkmasının temelini oluşturur. Devlet ve kurumlarının görevi, suç fiilinin oluşmasında önleyici olmaktır. Devletin babalık görevi suça teşvik edecek eylem ve söylemlerden şiddetle kaçınmaktır. Saydığımız sebeplerden dolayı, devlet olmak; adaletin, toplumun bütün bireylerine eşit olarak dağıtılmasını gerektirir. Herhangi bir kişi ve kuruma, hak veya haksızlık kavramlarının eşitlik ilkesine riayet edilmeden tatbik edilmesi, güven duygusunun sarsılmasını ortaya çıkarır. Devletine, onun hak ve adalet dağıtımına şüpheyle bakan birey ya da kurumların, güvenecekleri mevhum, yasa dışılık olacaktır. Bu açıdan adalet kavramı, en hassas deyimiyle; "Mizan Terazisi" ile ölçülür. Eşitlik ilkesinin ihlal edilmesi, adalet kavramının sekteye uğradığının en belirgin göstergesidir. Adalet, kişi, kurum ve sınıf farkı gözetilmeden tam zamanında gerçekleştirilmelidir. Geciken adalet, adalet değildir.

Türkiye süper liginde; 30 Nisan 2005 tarihinde, İstanbul Ş. Saraçoğlu stadyumunda, Fenerbahçe ve Trabzonspor futbol takımları arasında oynanan müsabakada görülmüştür ki; T.C. Futbol Federasyonu Hak ve Adaletin tesisini gerçekleştirememiştir. Müsabaka sonucu, FB. lehine, hakem triyosu tarafından, TS'un hakkı gasp edilmek suretiyle belirlenmiştir. O kadar bariz hatalar yapılmıştır ki; adeta denilebilir ki "aslan kediye boğdurulmuştur"? Oyun içerisinde hiçbir olumlu organizasyona imza atamayan FB futbol takımı, olmayan bir faul atışından doğan serbest vuruştan, tamamen aktif alan içerisinde, ofsayt bir golle öne geçmiştir. Oyun ve pozisyon üstünlüğünü hakeme rağmen koruyan, TS'un iki net penaltısı verilmemesine karşın, Fatih Tekke ile muhteşem bir gol atarak, skora denge getirmiştir. Tekrar sahneye çıkan, hakem Cem Papila; kargaları bile güldürecek,kararları ile sahaya yüreklerini koyan TS.lu futbolcuların emeklerini çalmıştır.Fatih Tekkenin ofsayt olmayan pozisyonda,kaleci tarafından düşürülmesi, hem penaltı hem de Rüştü'nün, son adam kuralınca oyundan ihracını gerektirirken, hakem buna riayet etmeyerek, müsabaka sonucunu direkt etkilemiştir. FB lehine olmayan bir penaltıya hükmederek, görevini yurt gerçekleri doğrultusunda en iyi şekilde ifa etmiştir. Hakem triyosunun verdiği bütün kararlar ve kalkan bayraklar hep TS aleyhine olmuştur. O kadarki TV ekranlarında yorum yapan en tarafgir hakem eskisi sözde yorumcular bile TS. hakkının yendiği konusunda hem fikir olmak gerekliliğini duymuşlardır. Merkez hakem kurulu başkanı, Sabri Çelik bu durumu itiraf etmek zorunda kalmıştır.

Bu müsabaka göstermiştir ki, arkalarında karanlık güçlerin bulunduğu üç İstanbul takımı, hak ve adalet dağıtımında kayrılarak, eşitlik ilkesi çiğnenmiştir. Bu geçmişten bu güne kadar da hep böyle olmuştur. Üç İstanbul takımının şampiyonluklarında, her zaman TS aleyhine bir haksızlık bulmak mümkündür. TS. taraftarları ve olaya objektif bakanların, Türkiye Cumhuriyeti Futbol Federasyonu ve onun kurumlarına olan güvenleri, onarılmaz şekilde sarsılmıştır. Yıllardan beri sahnelenen oyun, bir defa daha vizyona sokularak, sözde büyüklerden birine daha bir şampiyonluk hediye edilmiştir? Filmin devamı bellidir. Havaya savrulacak milyonlarca dolarlar. Matbuatı Bab-ı Alinin sözde spor yazarı etiketli goygoycuların, dalkavukluk ve yağcılıkları ile perdelenecek, hezimetler? Avrupa'nın adı sanı duyulmamış, (Sigma Olomouk gibi) ya da marka olmuş ekiplerinden yenilecek, düzünelerce gol. Alınacak şerefli mağlubiyetler? Ekranlarda; Ziya, Gökmen, Kazım, Engin, Can, Bican, Üstel falan, fişmekan arasındaki kayıkçı kavgaları? "Üzülme Fenerim inşallah seneye" nakaratları. Bir düzüne haksızlık ve adaletsizliğin sahne alacağı yeni bir sezon, yalan, dolan, yağcılık. Alın size hak ve adalet. Düzen bu, yerseniz?

Emek ve hakkın gasp edilmesi olan bu durum;hak ve adalet kavramlarının negatif dağıtılmak suretiyle, toplumun ve kurumlarının zaafa uğratılmasıdır. Bu halkın bir bölümünün, hayal kırıklığı oluşturulmak suretiyle, devletine olan güveninin, ortadan kalkmasına yönelik bir harekettir ki; hiçbir kurum, kişi yada kuruluşun buna hakkı yoktur. Birilerini memnun eden iltimas, toplumun diğer kesimini derinden yaralamaktadır. Milletine, devletine, vatanına karşı iman derecesinde, ölümüne bağlı olan Trabzonluya ve TS'luya bunu yapmaya kimsenin hakkı yoktur. Türk milletinin arasına bu fitneyi sokmak, hiç kimseye bir şey kazandırmayacağı gibi, aksine ülkemiz çok şey kaybedecektir? Kokainmanları baş tacı yapan medya maymunlarının, Türk futbolunu ulaşabildiği en yüksek noktaya taşıyan, Şenol Güneş ve Trabzon camiasını rencide etmeye hakkı yoktur.

Atay Başkan ve diğer TS yöneticilerinin ayakları yere basan kararlı tutumlarına yansıyan demeçleri, aslında Türk milletinin birlik ve beraberliğinin korunması adına yapılan ve saygıyı en üst dereceden hak eden bir davranış olarak dimağlardan silinmeyecektir. Hıristiyan batı dünyasında "sözde Ermeni Soykırım" yalanı ile aynı paralellikte olan bu çifte standart ve haksız davranışın, TS'a layık görülmesi son derece manidar olsa gerek. Bu davranışınızın, Ermeni Diasporasının yalanlarının bile bile uygulayıcısı olan, başta Fransa olmak üzere Avrupalı devletlerin, haksız söylem ve eylemlerinden ne farkı var. Avrupa Müslüman Türk'e karşı nasıl peşin hükümlü ise, Matbuat-ı Bab-ı Ali de aynı marazi hastalığa tutulmuştur. Oluşturduğunuz bu bozuk düzenin rüzgarı, ülkemizde hak ve adalet adına pozitif olan ne varsa, önüne katmış sürüklemektedir. Bir defa olsun adalet kavramını zedelemeyin. Unutmayınız ki adaletin tesis edilemediği bir düzen önce sizleri boğacaktır. Gün gelir adalete muhtaç olursunuz. İşte o gün adalet istemeye yüzünüz olsun?

Bir sözümde böyle bir şampiyonluğu başarı olarak kabullenecek,başkan ve adamlarına; herhalde bu durumu hazmetmek için ameliyatla onurunuzu aldırıp, kibrinizle baş başa kaldınız. O zaman böyle bir şampiyonluk size çok yakışacaktır. Hayırlı olsun?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Mustafa Bekaroğlu / diğer yazıları
Trump, Avrupa'ya satmak istiyor
Avrupa ise 'iğrenç' diyor
Sürpriz faiz kararı
MB kararını açıkladı
Sırrı Süreyya Önder'in son durumu
'Hayati tehlikesi devam ediyor'
Yüksek bonservisle yurt dışına gitmişlerdi…
Peki, performansları nasıl?
Vergi affı mı geliyor?
Bakanlık noktayı koydu
Rusya'dan Avrupa'ya şok suçlama
Avrupa savaş bitsin istemiyor
'Mümkün değildir
Bahçeli'den CHP'ye kayyum açıklaması
Yunanistan'a 12 mil cevabı
'Uluslararası hukuka aykırıdır'
Suud ile İran'dan dikkat çeken temas
Suudi Bakan Bin Selman, İran'da
Brüksel'in başı evsizlerle dertte!
Son 4 yılda 2'ye katlandı
İki ayda milyonerlere binlerce kişi eklendi
2.1 milyon tane milyonerimiz var
Soykırım sürüyor
Can kaybı 51 bin 65'e yükseldi
İzmir'de Gelecek Partisi'nden BTP'ye büyük katılım
BTP ilgi odağı olmaya devam ediyor
Yaptığı paylaşım ROK'u rezil etti
Rasim Ozan Kütahyalı'ya gözaltı kararı
İstanbul Havalimanı'nda bir ilk
Üçlü operasyon bugün başladı
Trump, Avrupa'ya satmak istiyor
Avrupa ise 'iğrenç' diyor
Sürpriz faiz kararı
MB kararını açıkladı
Sırrı Süreyya Önder'in son durumu
'Hayati tehlikesi devam ediyor'
Yüksek bonservisle yurt dışına gitmişlerdi…
Peki, performansları nasıl?
Vergi affı mı geliyor?
Bakanlık noktayı koydu
Rusya'dan Avrupa'ya şok suçlama
Avrupa savaş bitsin istemiyor
'Mümkün değildir
Bahçeli'den CHP'ye kayyum açıklaması
Yunanistan'a 12 mil cevabı
'Uluslararası hukuka aykırıdır'
Suud ile İran'dan dikkat çeken temas
Suudi Bakan Bin Selman, İran'da
Brüksel'in başı evsizlerle dertte!
Son 4 yılda 2'ye katlandı
İki ayda milyonerlere binlerce kişi eklendi
2.1 milyon tane milyonerimiz var
Soykırım sürüyor
Can kaybı 51 bin 65'e yükseldi
İzmir'de Gelecek Partisi'nden BTP'ye büyük katılım
BTP ilgi odağı olmaya devam ediyor
Yaptığı paylaşım ROK'u rezil etti
Rasim Ozan Kütahyalı'ya gözaltı kararı
İstanbul Havalimanı'nda bir ilk
Üçlü operasyon bugün başladı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.