Yerden göğe kadar haklısın. Ben, suçluyum!
Suçluyum; çünkü hasbahçenin en güzel güllerini sevdim. Elime diken batsa da, ayaklarım çamur olsa da vazgeçmedim.
Kan kırmızı gülü sevdim. Rengini, şehitlerin al kanlarından almıştır, diye. Elbisesi, bayrağımın renginden biçilmiştir, diye. Gün batımında güneşin kızıllığına bürünmüştür, diye. Belki de içine düştüğü sevda yangınından kor olmuştur, diye en kırmızı gülü sevdim.
Bir pembe gülü sevdim. Ömür boyu hicabından vazgeçmez diye. Engin ufuklardan nazlı bir süzülüş diye. Sevdanın dudağında gizli bir gülüş diye. Dilara'nın yüzündeki mahcup iz diye. Belki de en saf en manalı söz diye, en pembe gülü sevdim.
Bir sarı gülü sevdim. Ayrılık rüzgarıyla sararıp solmuş, diye. Sevdasıyla ömür boyu yanıp kül olmuş, diye. Hasret çeken gönlümü en iyi o anlar, diye. Yunus ile sohbet eylemişken belki beni de Yunus'a dost kılar, diye; benzi sarı gülü sevdim.
Bir beyaz gülü sevdim. En masum duygulardan en derin gönüllerden, sonsuz letafetten iz taşır, diye. Her bakan göz, güzelliğinden kamaşır diye. Belki de hasbahçenin sahibinden öz taşır, diye bembeyaz gülü sevdim.
Ben bu bahçenin bütün güllerini sevdim. Sadece güller mi? Dikenlerini dahi sevdim. Taşını, toprağını, otunu, yaprağını her şeyini sevdim.
Suçluyum! Ama sevmekten hüküm giymedim. Ben, bu bahçenin gülleri gibi olamadığım için suçluyum. Ben, güllerdeki gerçek manaya varamadığım için suçluyum. Ben, bu güzel bahçede kök salamadığım için suçluyum. Ben, kırmızı gülün muhabbetinden, pembe gülün hicabından, sarı gülün hasretinden, beyaz gülün letafetinden pay alamadığım için suçluyum. Hiç değilse, gül bitiren toprak olamadığım için suçluyum.
Yerden göğe kadar haklısın. Ben, suçluyum! Ama dünyanın en masum suçunu işledim. Hasbahçenin en güzel güllerini sevdim. Cezama razıyım. Pişman değilim!
Suçluyum; çünkü hasbahçenin en güzel güllerini sevdim. Elime diken batsa da, ayaklarım çamur olsa da vazgeçmedim.
Kan kırmızı gülü sevdim. Rengini, şehitlerin al kanlarından almıştır, diye. Elbisesi, bayrağımın renginden biçilmiştir, diye. Gün batımında güneşin kızıllığına bürünmüştür, diye. Belki de içine düştüğü sevda yangınından kor olmuştur, diye en kırmızı gülü sevdim.
Bir pembe gülü sevdim. Ömür boyu hicabından vazgeçmez diye. Engin ufuklardan nazlı bir süzülüş diye. Sevdanın dudağında gizli bir gülüş diye. Dilara'nın yüzündeki mahcup iz diye. Belki de en saf en manalı söz diye, en pembe gülü sevdim.
Bir sarı gülü sevdim. Ayrılık rüzgarıyla sararıp solmuş, diye. Sevdasıyla ömür boyu yanıp kül olmuş, diye. Hasret çeken gönlümü en iyi o anlar, diye. Yunus ile sohbet eylemişken belki beni de Yunus'a dost kılar, diye; benzi sarı gülü sevdim.
Bir beyaz gülü sevdim. En masum duygulardan en derin gönüllerden, sonsuz letafetten iz taşır, diye. Her bakan göz, güzelliğinden kamaşır diye. Belki de hasbahçenin sahibinden öz taşır, diye bembeyaz gülü sevdim.
Ben bu bahçenin bütün güllerini sevdim. Sadece güller mi? Dikenlerini dahi sevdim. Taşını, toprağını, otunu, yaprağını her şeyini sevdim.
Suçluyum! Ama sevmekten hüküm giymedim. Ben, bu bahçenin gülleri gibi olamadığım için suçluyum. Ben, güllerdeki gerçek manaya varamadığım için suçluyum. Ben, bu güzel bahçede kök salamadığım için suçluyum. Ben, kırmızı gülün muhabbetinden, pembe gülün hicabından, sarı gülün hasretinden, beyaz gülün letafetinden pay alamadığım için suçluyum. Hiç değilse, gül bitiren toprak olamadığım için suçluyum.
Yerden göğe kadar haklısın. Ben, suçluyum! Ama dünyanın en masum suçunu işledim. Hasbahçenin en güzel güllerini sevdim. Cezama razıyım. Pişman değilim!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.