Yeni Çağ'dan Arslan Bulut, Kalvinizm tartışmalarını irdeliyor. Yazıda 'dinlerarası diyalog' bağlantılı enteresan alıntılar var
Fethullah Gülen, bizim de biraz değindiğimiz ve 'Doğru' dediğimiz, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök''ün "Kalvinist Müslüman hareketin lideri Fethullah Gülen'dir" tespiti üzerine bir açıklama yaptı. Dolayısıyla bu açıklamaya yer vermemiz gerekir. Gülen "Ne Calvinist'im ne de herhangi bir reformist. Hayatım boyunca bu anlama gelecek ne bir beyanım ne de îmâm olmuştur" dedi. Kendisiyle çelişiyorZiya Paşa'nın ünlü sözünde olduğu gibi, "Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz." Defalarca gündeme getirdiğimiz gibi, Vatikan'ın Müslüman olmayanlara Hıristiyanlığı sevdirme projesi olarak açıkladığı Dinlerarası Diyalog misyonunun takipçisi olduğunu Papa'nın huzurunda açıklayan ve gereğini yapan Fethullah Gülen'dir. Bu durumda, hangi geleneğe bağlı oluyor ve nasıl sade, basit ve mütevazı bir Müslüman olduğunu iddia edebiliyor? "Mütevazı Müslüman" ise niçin 6 yıldır ABD'de yaşıyor?Said-i Nursi''ye göre Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Yahudiler arasındaki ilişkilerde kimin yönetip kimin yönetildiğinin önemi yoktur. Beraber yaşama şekillerinin belirlenmesi gerekir. (Said-i Nursi, Şualar, 14.Şua, 212-213; Münazarat, 1945, Nakleden Prof. Dr. Yümni Sezen) Müslüman olup olmamasına bakılmaksızın devlet memurluğuna girme hakkı, Kanun-i Esasi'de tanınınca "Ermenilerin nasıl kaymakam ve vali olacakları?" sorusuna Said-i Nursi, pekala olabilecekleri şeklinde cevap vermiştir. Oysa Yümni Sezen'in hatırlattığı gibi, bu tür fetvalar İslami prensiplere de sosyal ve kültürel kanunlara da aykırıdır. Said-i Nursi'nin "hatta mazlumlar kafir bile olsa, çektikleri belalardan dolayı ahirette ilahi rahmet hazinesinden mükafatları vardır, ne dinden olurlarsa olsunlar bir çeşit şehit hükmündedirler" fetvasını hatırlatan Sezen; "Aynı mantık bugün Irak'ta ölen Amerikan askerleri için de söylenebilir! Çanakkale''de Müslüman Türkleri yok etmek için Avustralya'dan, İngiltere''den, Avrupa''dan kalkıp gelmiş ve savaşta ölmüş Hıristiyanlar da şehit midir?" diye sormaktadır. Misyonerlik bağlantısıDiğer taraftan, Louis Massignon'un misyonerlere meşhur tavsiyesini de unutmamak gerekir. "Müslümanların milli ve manevi değerlerini Batı medeniyeti potasında eriterek, onları kendimize benzettik, derin bir boşluğa düşürdük. Bundan sonra biz misyonerlerin işi daha kolaylaştı. Maaş bağlayarak, vize vererek, yurt dışında iş imkanı ile hatta cinselliği kullanarak Müslümanları Hıristiyan yapınız!" diyen Massignon, "İbrahimi dinler", "üç büyük din" ve bu üç büyük dinin bütünlüğü anlayışının da mimarıdır. Sezen bunları hatırlattıktan sonra "Massignon, Karl Rahner ve benzerlerinin telkin ve tavsiyeleriyle Vatikan, metot değişikliğine ihtiyaç duymuş, resmi diyalog sürecini başlatmıştır. Diyalog bugün Katolik kilisesinin resmi politikasıdır. Protestanlar da başta buna karşı çıkmalarına rağmen, meseleyi benimseyip, bunu hem dini hem siyasi bir küreselcilik programı haline getirmişlerdir" diyor. Öyle olmasaydı, Katolik Vatikan'ın resmi politikasının takipçisi olan Fethullah Gülen, Protestan Amerika Birleşik Devletleri tarafından koruma altında tutulur muydu? Öyle olmasaydı Fethullah Gülen "İbrahimi dinler" sloganı ile Harran''da "üç büyük dinin üniversitesini kuralım" diye Papa''ya öneride bulunur muydu? Bütün Türk-İslam dünyasında okullar açmış ve bu okullar üzerinden ticari organizasyon da yapabilen bir kişinin "Mütevazı bir Müslüman" olduğunu söylemesine kim inanır?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.