Sivasî Abdülmecid Efendi
Abdülmecid Sivasi hazretlerinin birçok kerametleri ve halleri görülmüştür. Lütfi Efendi, Hediyyetü'l-İhvan adlı eserinde bildiriyor ki: Lemezat kitabı sahibi Hulvi Mahmud Efendi şöyle nakletti: "Kocamustafapaşa Dergahı'nda irşadla vazifeli olan hocam Necmeddin Hasan Efendi ikinci defa hacca gittiklerinde veda edecekleri zaman bana: "Hulvi Çelebi! Olgun ve olgunlaştırabilen kardeşlerimizden kime kalbin meylederse ondan tasavvuf yolculuğunu tamamla!" deyince, kalbimde Sivasi Abdülmecid Efendiye karşı bir meyil ve muhabbet peyda oldu. Bilahare Adülmecid Sivasi'nin huzuruna varıp halimi arz ettim. Bana tasavvuf yolunun terbiye usülüne göre zikir telkin etti ve "teveccüh et" buyurdu. Onun bildirdiği şeklide zikirle meşgul oldum. 1610 senesi Rebiulevvel ayının on beşinci günü tekrar huzuruna vardığımda zikir telkininde bulunduktan sonra bana: "Bundan sonra bize teveccüh et!" dedi. Ben, kendi kendime, her defasında "hocana teveccüh et" diyordu bunda ise, "Bize teveccüh et" dedi. Bunun bir hikmeti vardır. Diye düşündüm. Aradan bir müddet geçince, hocam Necmeddin Hasan Efendi'yle hacca gidenler döndü. Fakat hocamı onlar arasında göremedim. Sorduğumda, Necmeddin Hasan Efendi'nin, Abdülmecid Sivasi Hazretleri'nin, "Bize tececcüh edin" buyurduğu zaman Yemen'de vefat ettiğini öğrendim. Abdülmecid Sivasi Hazretleri'nin huzuruna girip: "Sultanım bu ne büyük keramettir" dediğimde: "Hulvi Efendi! Görünen keramete itibar edilmez. Asıl keramet manevi keramet olup İsamiyet'in emir ve yasaklarına uymaktır" buyurdu.
Zahiri ve batıni ilimlerde yüksek derece sahibi olan Abdülmecid Sivasi, güzel ahlak ile ahlaklanmıştı. Birinci Ahmed Han'a sunduğu manzum şikayetnamede memleketin ve milletin içinde bulunduğu hali anlatmış, muvaffakiyet için kendisine adalet ve meşveret tavsiye etmişti.
Abdülmecid Sivasi hazretlerinin birçok kerametleri ve halleri görülmüştür. Lütfi Efendi, Hediyyetü'l-İhvan adlı eserinde bildiriyor ki: Lemezat kitabı sahibi Hulvi Mahmud Efendi şöyle nakletti: "Kocamustafapaşa Dergahı'nda irşadla vazifeli olan hocam Necmeddin Hasan Efendi ikinci defa hacca gittiklerinde veda edecekleri zaman bana: "Hulvi Çelebi! Olgun ve olgunlaştırabilen kardeşlerimizden kime kalbin meylederse ondan tasavvuf yolculuğunu tamamla!" deyince, kalbimde Sivasi Abdülmecid Efendiye karşı bir meyil ve muhabbet peyda oldu. Bilahare Adülmecid Sivasi'nin huzuruna varıp halimi arz ettim. Bana tasavvuf yolunun terbiye usülüne göre zikir telkin etti ve "teveccüh et" buyurdu. Onun bildirdiği şeklide zikirle meşgul oldum. 1610 senesi Rebiulevvel ayının on beşinci günü tekrar huzuruna vardığımda zikir telkininde bulunduktan sonra bana: "Bundan sonra bize teveccüh et!" dedi. Ben, kendi kendime, her defasında "hocana teveccüh et" diyordu bunda ise, "Bize teveccüh et" dedi. Bunun bir hikmeti vardır. Diye düşündüm. Aradan bir müddet geçince, hocam Necmeddin Hasan Efendi'yle hacca gidenler döndü. Fakat hocamı onlar arasında göremedim. Sorduğumda, Necmeddin Hasan Efendi'nin, Abdülmecid Sivasi Hazretleri'nin, "Bize tececcüh edin" buyurduğu zaman Yemen'de vefat ettiğini öğrendim. Abdülmecid Sivasi Hazretleri'nin huzuruna girip: "Sultanım bu ne büyük keramettir" dediğimde: "Hulvi Efendi! Görünen keramete itibar edilmez. Asıl keramet manevi keramet olup İsamiyet'in emir ve yasaklarına uymaktır" buyurdu.
Zahiri ve batıni ilimlerde yüksek derece sahibi olan Abdülmecid Sivasi, güzel ahlak ile ahlaklanmıştı. Birinci Ahmed Han'a sunduğu manzum şikayetnamede memleketin ve milletin içinde bulunduğu hali anlatmış, muvaffakiyet için kendisine adalet ve meşveret tavsiye etmişti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.