logo
18 NİSAN 2025

Globalizmin zorbalığından renklerin zenginliğine

04.03.2018 00:00:00
İktisat ilmi, insanın mutluluğuna, refahına, onuruna hizmet etmelidir.
Kurulmuş veya kurulacak birliktelikler, bireyin refahını göz ardı etmemelidir.
Yenilenebilen ve yenilenemeyen kaynaklar; evrenin var oluşu süresince üzerinde barındırdığı, başta insan olmak üzere her canlıya fazlasıyla yetecek kadar mevcuttur.
İsraf?lüks düşkünü olmak; sadece varlık veya yoklukla izah edilemez. Kaynakların doğru kullanılması başta terbiye ve terbiyeye yardım edecek caydırıcı hukuk düzenlemesiyle engellenebilir. Bu bir medeniyet, eğitim, kültür ve ruh terbiyesi işidir.
Milli Ekonomi Modeli'ndeki insan ihtiyaçlarına getirilen bu orijinal yaklaşım; elindeki kaynakların değerini bilmek ve onlardan istifade etmeyi sağladığı gibi, savaşmadan, diğer ülkelerin kaynaklarına düşmanca göz dikmeden barış içinde yaşamayı öngörmektedir.
Herkese yetecek kadar var olduğunu bildiğimiz herhangi bir şeyi bölüşmek, paylaşmak mümkündür. Kaynakların yeterli olmasına rağmen, sınırlı olduğu yanılgısının kabulüne zorlanmak ise dünyamızı yaşanmaz hale getirmiştir.
Son 50?60 yıla dönüp baktığımızda, istatistiklere bakacak olursak, ülkelerin borçlarının arttığını, devletlerin vergi oranlarını yükseltmek zorunda kaldıklarını, gelir dağılımındaki adaletsizliğin, açlığın insanların ölümüne kadar vardığını, tüketici kesimin (işçi, memur, dar gelirli) alım gücünün insan onurunu ayaklar altına alacak noktaya geldiğini, istihdam sağlayacak üreticinin daha uygun zemin bulmak için ülke dışına yatırımlarını taşımak zorunda kaldığını görürüz.
Buna karşın emek ve üretim dışında yatırımı olanların gelirinin arttığını, paranın kârlılığının emek ve üretimin dışına taşındığını görmekteyiz.
Bugüne kadar kapitalizm tarafından paraya getirilen 'değer saklama' ve 'mübadele aracı' tanımları yetersizdir ve çalışma mekanizmaları yanlış kurulmuştur.
Milli Ekonomi Modeli'nde paraya getirilen iki orijinal tanımla, paranın kârlılığı emek ve üretim alanlarına çekilmiştir.
Bu yaklaşımla, âtıl duran paranın veya para gücünün kullanılmasıyla emek ve üretimin sömürülmesinin önü kesilmiştir.
Paranın serbest dolaşımı sağlanmış, paraya ulaşmadaki yapay engeller kaldırılmıştır.
Paranın, emek ve üretimin karşılığı olduğu gerçeği üzerinde iktisadi mühendislik çalışması yapıldığında, her ülkenin enstrümanlarının, üretilebilir ve emisyonla elde edilecek senyoraj gelirinin matematiği kurulabilir.
Dar gelirliden alınmayan vergiler; talep daralmasını giderir, gelir dağılımının yatay eksene doğru genişlemesini sağlar, doğrudan üretimi tetikleyen bu yaklaşım istihdam açığını kapatır. Ayrıca paranın dolaşım hızı göz önüne alındığında, alınmayan vergini oluşturacağı mal ve hizmet karşılığında, yılsonunda üst gelir grubundan alınacak vergi çok daha yüksek olacaktır. 
Vergi oranı %45 ve Devletin toplam 1000 birim/yıl geliri olsun. 
Vergi geliri 450 birim/yıl olur.
450 birim/yıl vergi gelirinin %20'sini alt gelir gruplarından toplamış olalım. Bu durumda 90 birim/yıl vergi geliri eder.
Biz Milli Ekonomi Modeli'nden hareketle 90 birim/yıl vergi gelirini alt gelir gruplarına emek ve üretimleri karşılığında aktarmış olalım. 
90 birim/yıl x paranın dolaşım hızı= emek ve üretimin parasal değeri/yıl
Dolaşım hızı (dp) 16 olsun, 90x16=1440 birim/yıl eder. (oluşan işlem hacmi).
Almadığımız 90 birim/yıl vergi ekonomiyi 1440 birim/yıl büyütmüş olur.
1440 birim/yıl x Üst Gelir Grubundan alınan Vergi Oranı= Vergi Gelirindeki artış
1440 x % 45 = 648 birim/yıl
648/90=7 kat olur.
Neticede devlet 90 birim/yıl vergi almayarak 7 kat daha fazla vergi geliri elde etmiş olur.
Bu yaklaşım üreticiyi nasıl vergi kaçırırım düşüncesinden veya üretimini ülke dışına taşımaktan kurtaracak, vergi indirimine de imkân sağlayacaktır. 
Emisyonun ekonomideki fonksiyona getirdiği yorum Friedman'a Nobel ödülü kazandırdı. Fakat Friedman'ın, emisyonun borçlanarak realize edilmesi düşüncesi başka bir paradoksu yarattı.
Oysa Milli Ekonomi Modelinde, paraya getirilen yeni orijinal tanım incelendiğinde, sorun kökten çözülmektedir. Devlet, emek ve üretiminin karşılığı olarak kontrollü emisyonla kazandığı senyoraj geliriyle sürekli büyümenin formülünü bize göstermektedir. 
Bütün bunların ışığında eser iyi tahlil edildiğinde Kapitalizmin çözümsüz ve aciz kaldığı borçlanmadan sürekli büyümenin, tam istihdamın ve gelir dağılımındaki adaletin MEM'le kolaylıkla sağlanacağı görülecektir.
Globalizm de MEM ışığı altında yeniden tanımlanmalıdır. Her ülke, her ulus bütün renklerini muhafaza ederek kendi ekonomik bağımsızlığını kazanabileceği ve refah düzeyini yükseltebileceği tanıma kavuşturulmalıdır. 
Bugün uygulanan Globalizm yanlıdır, taraftır ve yanlıştır. Bugün kullanıldığı şekliyle, baskıyla, zorbalıkla, tehditle dünyanın bütün nimetlerini üç beş küresel güce sunmak olmamalıdır.
Milli Ekonomi Modeli'nin öngördüğü anlayış; teknoloji, iletişim ve bilginin getirdiği nimetleri emek ve üretimi oranınca paylaşan, kendi hard?currency 'lerini kendisinin belirleyeceği ve üreteceği, üretim ve emeğin değer kazandığı yeni anlayışın kapısını bize açmaktadır
Kapitalizmin globalizmi kullanarak bütün dünyayı tek renge boyama zorbalığından, renklerin farklılığı, dünya insanının zenginliğidir anlayışına taşıyan Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi tezi, bütün ulusların Kızıl Elma'sı olacağı inancını sizlerle paylaşmak istedim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Harun Kayacı / diğer yazıları
İmamoğlu’ndan Kanal İstanbul uyarısı
‘24 bin konutun inşaatını başlattılar’
ABD Suriye'den asker çekiyor
Yeni planları ne?
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Emanete riayet
CHP'li belediyelere operasyonun yeni adresi İzmir Kemalpaşa
Biri Belediye Başkan Yardımcısı 5 gözaltı
CHP Kurultayı'nın iptali davası başladı
Duruşma 26 Mayıs'a ertelendi
Trump, Avrupa'ya satmak istiyor
Avrupa ise 'iğrenç' diyor
Sürpriz faiz kararı
MB kararını açıkladı
Sırrı Süreyya Önder'in son durumu
'Hayati tehlikesi devam ediyor'
Yüksek bonservisle yurt dışına gitmişlerdi…
Peki, performansları nasıl?
Vergi affı mı geliyor?
Bakanlık noktayı koydu
Rusya'dan Avrupa'ya şok suçlama
Avrupa savaş bitsin istemiyor
'Mümkün değildir
Bahçeli'den CHP'ye kayyum açıklaması
Yunanistan'a 12 mil cevabı
'Uluslararası hukuka aykırıdır'
Suud ile İran'dan dikkat çeken temas
Suudi Bakan Bin Selman, İran'da
Brüksel'in başı evsizlerle dertte!
Son 4 yılda 2'ye katlandı
İmamoğlu’ndan Kanal İstanbul uyarısı
‘24 bin konutun inşaatını başlattılar’
ABD Suriye'den asker çekiyor
Yeni planları ne?
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Emanete riayet
CHP'li belediyelere operasyonun yeni adresi İzmir Kemalpaşa
Biri Belediye Başkan Yardımcısı 5 gözaltı
CHP Kurultayı'nın iptali davası başladı
Duruşma 26 Mayıs'a ertelendi
Trump, Avrupa'ya satmak istiyor
Avrupa ise 'iğrenç' diyor
Sürpriz faiz kararı
MB kararını açıkladı
Sırrı Süreyya Önder'in son durumu
'Hayati tehlikesi devam ediyor'
Yüksek bonservisle yurt dışına gitmişlerdi…
Peki, performansları nasıl?
Vergi affı mı geliyor?
Bakanlık noktayı koydu
Rusya'dan Avrupa'ya şok suçlama
Avrupa savaş bitsin istemiyor
'Mümkün değildir
Bahçeli'den CHP'ye kayyum açıklaması
Yunanistan'a 12 mil cevabı
'Uluslararası hukuka aykırıdır'
Suud ile İran'dan dikkat çeken temas
Suudi Bakan Bin Selman, İran'da
Brüksel'in başı evsizlerle dertte!
Son 4 yılda 2'ye katlandı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.