Gizli şeker çok riskli
Türk Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz, Türkiye'de diyabetli sayısının son 10 yılda 4 milyon artarak 12 milyona ulaştığına işaret ederek, "40 yaş altı erkeklerde görülen kalp krizinin temel nedeni gizli şeker" dedi.
22.11.2021 14:45:00





RECEP BAHAR / ÖZEL HABER
Türk Diyabet Vakfı yönetimi Türkiye'de diyabet hastası sayısını yansıtan "D 2020: Vizyon ve Hedefler Programı Sonuç Raporu'nu" İstanbul'da basınla paylaştı. İlaç firmalarının desteği olmadan yapılan toplantıya Türk Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz'ın yanı sıra Prof. Dr. Oğuzhan Deyneli, Prof. Dr. Mehmet Sargın, Prof. Dr. Kemal Balcı, Prof. Dr. Şehnaz Karadeniz, Prof. Dr. Selçuk Dağdelen katıldı.
Türk Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz, Türkiye'de diyabet artış hızının dünyadan iki kat, Avrupa'dan ise 3 kat daha yüksek olduğuna işaret ederek, "2010 yılına göre ülkemizde diyabetli sayısı 4 milyon kişi daha artarak 12 milyona yükseldi" dedi. Yılmaz, diyabetin neden arttığına ilişkin şunları söyledi: "Diyabeti kontrolde ülke olarak başarılı değiliz. Hastalık ortaya çıkınca, tedavi maliyeti artıyor. Peki Türkiye'de neden diyabetli sayısı artıyor?
1. İnsanlar ekran bağımlısı oldu.
2. Çalışma hayatı tam güne yayıldı ve hızlandı.
3. Beslenme düzeni değişti, posası olamayan hazır gıdalar yaygınlaştı, hızlı yemek öne çıktı.
4. Hareketsizlik arttı.
5. Yoğun stres altındayız.
6. Arkadaş grupları azaldı, toplumsal depresyon artış gösterdi.
7. Köyler boşaldı. Kötü şehirleşme aktivite alanı bırakmadı.
Bunları 2010 yılında da sıraladık. Değişen bir şey olmadı. Maalesef devletimiz hastalıkları ilaçla tedavi etmeye çalışıyor. Önleyici tedavi yok!"
Yeni ilaçlar Türkiye'ye gelmedi, GELMİYOR!
Diyabetin hastalıklar açısından kavşak noktası olduğuna işaret eden Yılmaz, "Diyabet inmede, hipertansiyonda, trafik kazalarında etkili oluyor. Direkt maliyeti olarak işgücü kaybını söyleyebiliriz. Diyabetin yol açtığı organ hasarları sağlık bütçesinin dörtte birini götürüyor. Diyabetlilerin ilaca ulaşmasında ciddi sorunlar var. Bir bölüm hasta ise ilacı israf düzeyinde kullanıyor! İlaç dağılımındaki adaletsizliğin en önemli nedeni kuralların olmaması... Gereksiz ilaç kullanımı insan hayatını tehdit ediyor. Hasta sayısı çok, doktorların elinde ise sınırsız ilaç yazma yetkisi var! Devlet bu nedenle yeni çıkan ilaçlara erişime önemli kısıtlamalar getiriyor. Türkiye diyabet tedavisinde geliştirilen yeni ilaçların giremediği bir kaç ülkeden biri konumunda" şeklinde konuştu.
Karadeniz ilk sırada
Yılmaz, Yeni Mesaj'ın sorusu üzerine yöresel beslenme alışkanlıklarıyla diyabet arasında doğrudan ilişki olduğunu ifade ederek, "Nüfusa oranla en yüksek diyabetli Karadeniz Bölgesi'nde... Ege'de daha düşük... Bizim fastfood kültürümüz Güneydoğu mutfağından kaynaklanıyor. Ekmek arası döner, lahmacun vesaire" dedi. Türkiye'de diyabet tanısı almamış yüzde 50'lik bir kesim olduğunu söyleyen Yılmaz, "Bunları özel çalışmalarla tespit ediyoruz. Kalp krizi geçirdiğinde, ayaklarında sorun yaşadığında ortaya çıkıyor" diye konuştu.
Genç yaşta ölümlerin nedeni gizli şeker
Türk Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz, Türkiye'de 40 yaş altı kalp krizinden ölümlerin hızla arttığına işaret ederek, "Bunun altında gizli şeker yatıyor" dedi. Yılmaz, şunları söyledi: "Diyabet, hızlandırılmış damar sertliğidir. Açlık kan şekeri az yükseldiğinde, kardiyovasküler riskler artmaya başlıyor. Kadınları kısmen östrojen hormonu koruyor."
Toplantıda konuşan Prof. Dr. Kemal Balcı ise hastanın mutlaka diyabet tedavisinde aktif olarak yer alması gerektiğini kaydetti. Prof. Dr. Oğuzhan Deyneli ise tedavi rehberlerinin ilaçlarla doldurulduğuna işaret ederek, "Artık yaşam tarzı değişikliği öne çıkmalı. Aktivite alanları oluşturma noktasında belediyelere büyük görev düşüyor" şeklinde konuştu. Prof. Dr. Şehnaz Karadeniz ise diyabetin böbrek, göz ve kalpte yol açtığı hasarlar konusunda çalışma yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Sensör ve pompalara erişim kolaylaşmalı
Basın etkinliğinde konuşan Prof. Dr. Selçuk Dağdelen ise yeni tedavi yöntemlerinden sensör ve pompaların erişilebilir olması gerektiğini söyledi. Dağdelen, şunları söyledi: "Tedavide çağın çok gerisindeyiz. İmkânı olan hastalar sensörleri kendileri alıyor. Sensörler esnek şekilde hastanın doz ayarlamasını yapıyor. Maliyeti yüksek elbette. Artık parmak delmek ilkel bir yöntem. Özellikle çocuk diyabetlilerin sensör ihtiyacı SGK tarafından karşılanmalı." Prof. Dr. Mehmet Sargın ise Türkiye'de 25 bin civarında diyabetli çocuk olduğunu, çocuklarda obezitenin yüksek olduğunu kaydetti.
Tıp fakültelerinde eğitim kalitesi düştü
Türk Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz, diyabeti önlemede başarısızlığın arkasında birçok etmenin yer aldığına işaret ederek, "Tıp fakültelerinde eğitim kalitesinin düşmesi ve mezuniyet sonrası eğitimin zayıf olması da başka bir sorun. Mezuniyet sonrası eğitim ilaç şirketlerinin kontrolünde!" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.