‘Gerçek kardeş, daima seninle olur’
Hz. Ali (r.a.) şöyle buyurur: “Senin gerçek kardeşin odur ki, daima seninle olur. İcabında nefsini feda eder, seni korur. Zaman olur işlerin bozulursa, senin uğruna toplu işlerini dağıtır, senin işini yola koyar”
23.06.2023 21:00:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş





İmam Gazali Hazretleri arkadaşlık konusunda buyurdu ki:
Hz. Ali (r.a.) şöyle buyurur: "Cahille arkadaş olma, sakın, kendini çek sakın. Birçok cahil arkadaş, uysal halim arkadaşını azdırdı. Arkadaş, arkadaş olduğu kimseyle ölçülür. İnsan ancak arzu ettiği kadar olur. Herhangi bir şey, neyle kıyas ediliyor ve benzetiliyorsa o kadar olur. Bir kalp, diğeri ile karşılaşınca arada delil çıkar; yol bulur."
Ahmak arkadaşın vasfını tarife hacet yok. O sana iyilik etmek isterken zarar verir...
Bazı zatlar şöyle demiş: "Akıllı düşmandan eminim. Aklına ziyan olan dosttan korkarım. Aklı olanın tek yolu vardır, anlayabilirim; dikkat ederim. Deliliğin sayısız hilesi var, gözetilmesi de imkânsız."
Bazı zatlar diyor ki: "Ahmaktan uzak durmak, Allah'a yakınlıktır."
Fasık kişinin arkadaşlığında fayda yoktur. O Allah'tan korkmuyor demektir. Çünkü Allah'tan korkan büyük günahları işlemekte ısrar etmez. Fasık kimselerden ayrı olmak için Allah Teâlâ, Peygamber Efendimize şöyle buyurur: "Kalbinden zikrimizi aldığımıza uyma, o boş arzularına uydu." (Kehf, 28).
Tabiat daima aşılanır. Bir kişi ile olunca onun huyundan çalar.
Biraz da iyi huydan anlatalım... Alkame Hz. oğluna yazdığı vasiyetinde bu hususu oldukça güzel anlatmış:
"Yavrucuğum, bir kimse ile sohbet etmek, arkadaş olmak ihtiyacını duyarsan, kendisine hizmet ettiğinde, esirgeyen biri olsun. Arkadaş olduğun kimse, seni süsleyebilsin. Yanında emniyet için oturunca, seni emin kılacak bir duruma sahip olsun. Elini hayır dileği ile uzatınca, hayrı uzatsın. Senden bir iyilik görünce sayabilsin; unutmasın. Bir kötülüğünü görünce mani olabilsin."
Dileğini verenle arkadaş ol. Sustuğun zaman daha önce sözü açanla sohbet et. Başına bir iş gelince hemen kendini öne atanla ol... Sözünü tasdik edenle arkadaş ol. Bir iş buyurunca emrini dinleyenle dost ol... Çekişme anında seni üstün tutanı ara... Hz. Ali (r.a.) ise şöyle buyurur: "Senin gerçek kardeşin odur ki, daima seninle olur. İcabında nefsini feda eder, seni korur. Zaman olur işlerin bozulursa, senin uğruna toplu İşlerini dağıtır, senin işini yola koyar." Geçmişte büyük zatlar, arkadaşlık hakkına çok riayet ederlerdi. Onların içinde öylesi vardı ki, ölen kardeşinin çoluk çocuğuna bakardı. O büyüklerden bir zatın, kardeş olduğu biri vardı.
Vefat etti; kırk yıl onun çocuklarına baktı. Her gün uğradı. Bütün ihtiyaçlarını temin etti. Onlar sanki aile reislerini kaybetmemiş gibi idiler.
Aile reislerinden göremedikleri iyiliği ondan gördüler. İnsanın arkadaşlık ettiği kimse, şüpheli işlere yakın olmamakla beraber, ilim sahibi biri olmalı ki ondan bilgi yönünden de fayda temin ede... Lokman Hekim, oğluna öğüt verirken der ki: "Yavrum, ahde vefa iman icabı, verilen ahdi yerine getirmek ise, dinin gereği olduğunu bilesin.
İyiliği, fazileti, daima arkadaş larına vermeli ve nefsine bir pay çıkarmamalısın." Bazı zatlar bu hususta şöyle demiş: "Kendini ezik gör... Bir kimseye engin gönül gösterirsen bu senin iyiliğin icabı sayılır.
Akılsızlık olmaz. Arkadaşlar arasında fazlı ve iyiliği ile tanınan kimseye doğrulukta tam ol."
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den...)
Hz. Ali (r.a.) şöyle buyurur: "Cahille arkadaş olma, sakın, kendini çek sakın. Birçok cahil arkadaş, uysal halim arkadaşını azdırdı. Arkadaş, arkadaş olduğu kimseyle ölçülür. İnsan ancak arzu ettiği kadar olur. Herhangi bir şey, neyle kıyas ediliyor ve benzetiliyorsa o kadar olur. Bir kalp, diğeri ile karşılaşınca arada delil çıkar; yol bulur."
Ahmak arkadaşın vasfını tarife hacet yok. O sana iyilik etmek isterken zarar verir...
Bazı zatlar şöyle demiş: "Akıllı düşmandan eminim. Aklına ziyan olan dosttan korkarım. Aklı olanın tek yolu vardır, anlayabilirim; dikkat ederim. Deliliğin sayısız hilesi var, gözetilmesi de imkânsız."
Bazı zatlar diyor ki: "Ahmaktan uzak durmak, Allah'a yakınlıktır."
Fasık kişinin arkadaşlığında fayda yoktur. O Allah'tan korkmuyor demektir. Çünkü Allah'tan korkan büyük günahları işlemekte ısrar etmez. Fasık kimselerden ayrı olmak için Allah Teâlâ, Peygamber Efendimize şöyle buyurur: "Kalbinden zikrimizi aldığımıza uyma, o boş arzularına uydu." (Kehf, 28).
Tabiat daima aşılanır. Bir kişi ile olunca onun huyundan çalar.
Biraz da iyi huydan anlatalım... Alkame Hz. oğluna yazdığı vasiyetinde bu hususu oldukça güzel anlatmış:
"Yavrucuğum, bir kimse ile sohbet etmek, arkadaş olmak ihtiyacını duyarsan, kendisine hizmet ettiğinde, esirgeyen biri olsun. Arkadaş olduğun kimse, seni süsleyebilsin. Yanında emniyet için oturunca, seni emin kılacak bir duruma sahip olsun. Elini hayır dileği ile uzatınca, hayrı uzatsın. Senden bir iyilik görünce sayabilsin; unutmasın. Bir kötülüğünü görünce mani olabilsin."
Dileğini verenle arkadaş ol. Sustuğun zaman daha önce sözü açanla sohbet et. Başına bir iş gelince hemen kendini öne atanla ol... Sözünü tasdik edenle arkadaş ol. Bir iş buyurunca emrini dinleyenle dost ol... Çekişme anında seni üstün tutanı ara... Hz. Ali (r.a.) ise şöyle buyurur: "Senin gerçek kardeşin odur ki, daima seninle olur. İcabında nefsini feda eder, seni korur. Zaman olur işlerin bozulursa, senin uğruna toplu İşlerini dağıtır, senin işini yola koyar." Geçmişte büyük zatlar, arkadaşlık hakkına çok riayet ederlerdi. Onların içinde öylesi vardı ki, ölen kardeşinin çoluk çocuğuna bakardı. O büyüklerden bir zatın, kardeş olduğu biri vardı.
Vefat etti; kırk yıl onun çocuklarına baktı. Her gün uğradı. Bütün ihtiyaçlarını temin etti. Onlar sanki aile reislerini kaybetmemiş gibi idiler.
Aile reislerinden göremedikleri iyiliği ondan gördüler. İnsanın arkadaşlık ettiği kimse, şüpheli işlere yakın olmamakla beraber, ilim sahibi biri olmalı ki ondan bilgi yönünden de fayda temin ede... Lokman Hekim, oğluna öğüt verirken der ki: "Yavrum, ahde vefa iman icabı, verilen ahdi yerine getirmek ise, dinin gereği olduğunu bilesin.
İyiliği, fazileti, daima arkadaş larına vermeli ve nefsine bir pay çıkarmamalısın." Bazı zatlar bu hususta şöyle demiş: "Kendini ezik gör... Bir kimseye engin gönül gösterirsen bu senin iyiliğin icabı sayılır.
Akılsızlık olmaz. Arkadaşlar arasında fazlı ve iyiliği ile tanınan kimseye doğrulukta tam ol."
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den...)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.