Gençler daha yalnız
İstanbul'da düzenlenen Uluslararası Yalnızlık Sempozyumu’nda 'yalnızlık' çok boyutlu bir şekilde ele alındı. Yapılan sunumlarda gençlerin daha yalnız olduğunun altı çizildi, engellilik ve sağlık sorunları olan kişilerin daha fazla yalnızlık hissettiği dile getirildi
08.12.2019 20:50:00





ŞEVKET TEPETAŞ / İSTANBUL
Üsküdar Üniversitesi tarafından "21. Yüzyılda Birey, Toplum ve Yalnızlık" başlığı ile düzenlenen Uluslararası Yalnızlık Sempozyumu'nda 'yalnızlık' çok boyutlu bir şekilde ele alındı. Sempozyumdaki sunumlarda dijital bağımlılığın da yalnızlığın sebeplerinden biri olduğuna işaret edildi. Dünyada yapılan çalışmalarda gençler arasındaki yalnızlık oranlarının yaşlılara oranla yüksek çıktığını belirten uzmanlar, "Genellikle beklenenin yalnızlığın yaşlanınca artmasıdır. Ancak bütün ezberler bozuldu. Gençlik ve ergenlik dönemi sosyalleşme dönemidir. Bu dönemde genç kendini yalnız hissediyor. Bu durum insanlığın geleceği açısından risk oluşturuyor" görüşünü savundu.
Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı ve sempozyum koordinatörü Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, yalnızlığın çağdaş dünyada sıkça görüldüğünü belirterek, "Hatta bazı mekânsal ve kültürel yapılar açısından oldukça sıradanlaşan bir olguya dönüşüyor. Yüz yüze ilişkilerin oldukça zayıfladığı, tahammülsüzlüğün arttığı, toplumsal güvenin azaldığı, egoların şişirildiği bu dönemde artan depresif yalnızlık olgusu hem bireysel hem de toplumsal bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bilimsel araştırmalar yalnızlık durumunun başta ruh sağlığı olmak üzere fiziksel ve zihinsel sağlık açısından ciddi bir risk olduğunu gösteriyor" dedi.
Sempozyumdaki sunumlarda öne çıkan bazı görüşler şöyle:
• Büyük evler, küçük aileler; yüksek zekâ daha az ilişki; sosyal medyada yüzlerce arkadaşa rağmen gerçek bir dosta sahip olunamaması bugünün gerçeği olarak karşımıza çıkıyor. Sosyal ve ekonomik anlamda hareketlilik olmasına karşın toplumun büyük kesimi yalnızlık yaşıyor.
• İngiltere'de 8.5 milyon insanın yalnız yaşaması üzerine ülkede 'Yalnızlık Bakanlığı' kurulması ile ilgili çalışmalar sürüyor.
• İngiltere'de 55 bin üzerinde kişinin katılımıyla gerçekleşen çalışmaya göre, 16-24 yaş arasında yalnızlık oranı yüzde 40 olarak tespit edilmiş. İleri yaşlarda bu oran yüzde 27. Beklenenin tersi bir oran çıktı. Bu durum insanlığın geleceği açısından risk oluşturuyor. Bu kişiler 40-50 yıl sonra daha da yalnız hissedecek. Bu kişiler arasında intihar oranları daha yüksek.
• Engellilik ve sağlık sorunları olan kişiler daha fazla yalnızlık hissediyor.
• 'Ben yalnızım benimle ilgilenin' diyen insan yalnız kalır. Ama kişi, 'Yalnız kim var onunla ilgileneyim' derse çok dost bulur. Yalnızlığa çözüm de bunun içerisinde. Yalnız insanlara nasıl yardım ederim diye rastgele iyilik projeleri yapmamız lazım. Rastgele iyilik projeleri diğer insanların yalnızlığını giderir. Bencil insanlardan uzak durmak, sosyal kulüplere girmek yararlı olabilir. Hedef arkadaşın olsun. İnsanları özellikle yakın çevreni dost kabul et.
• Yalnızlığın bir duygu olduğunu akılda tutmak önemlidir çünkü çoğu zaman diğer fenomenlerle, özellikle tek başınalıkla karıştırılır. Ancak yalnız olmak ve tek başına olmak iki ayrı olaydır. Her ikisi de mantıksal ve deneyim açısından birbirlerinden bağımsızdır. Yalnızlığı sosyal bir geri çekilme olarak tanımlayabiliriz: İlişkilere olan ihtiyacımızın karşılanmadığını bize bildiren bir rahatsızlık hissi. Bunu sosyal bir acı olarak da tanımlayabiliriz.
Doğu Avrupa ve Kuzey Avrupa en yalnız olanlar
Norveç Bergen Üniversitesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Lars Fredrik Svendsen, 'Güven ve Yalnızlığın Politikası' başlıklı sunumunda yalnızlık konusunda gençler, 16-24 yaşları arasındakiler, yaşlılar, göçmenler ve engelliler gibi bazı grupların diğerlerine göre daha çok risk taşıdığını belirterek, "Bireyin ne dereceye kadar yalnız hissettiği noktasında anahtar faktörlerden biri bireyin ikamet ettiği ülkedir. Avrupa'da, Doğu Avrupa vatandaşları net olarak en çok yalnız olanlardır; öte yandan Kuzey Avrupalılar en az yalnız olanlardır. Ayrıca İtalya, Yunanistan ve Portekiz gibi Güney Avrupa ülkelerinde de yüksek oran vardır ancak bu oran Doğu Avrupa kadar yüksek değildir" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.