Gadir-i Hum’da velayet ve hilafet ilanı -2-
Gadir hutbesinin 6 yerinde imamlığın Hz. Ali’nin olduğu bildirilmiştir
05.10.2024 18:43:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
![Gadir-i Hum’da velayet ve hilafet ilanı -2-](resimler/haberler/24/gadir-i-humda-velayet-ve-hilafet-ilani-2-H1543434-11.webp)
![](temalar/resimler/bos.gif)
![Gadir-i Hum’da velayet ve hilafet ilanı -2-](resimler/haberler/24/gadir-i-humda-velayet-ve-hilafet-ilani-2-H1543434-12.webp)
![](temalar/resimler/bos.gif)
![](temalar/resimler/bos.gif)
Gadir hutbesinin 6 yerinde imamlığın Hz. Ali'nin olduğu bildirilmiştir.
1- "Ali b. Tâlib, Benim kardeşimdir, vasimdir, halifemdir ve Benden sonraki halifemdir."
2- "Allah Resûlünün (s.a.a.) halifesi odur. Mü'minlerin emiri odur. Allah tarafından tayin edilen hidayet imamı odur."
3- "Ey insanlar! Bu Ali'dir! O Benim kardeşimdir, vasîm, ilmimi toplayan ve ümmetim arasında iman eden kimseler üzerindeki halifemdir."
4- "Ey insanlar! Ben hilafet emrini kıyamet gününe kadar imamet veraseti olarak neslime emanet ediyorum."
5- "Ali, Allah tarafından tayin edilen imamdır."
6- "Benden sonra Ali, Allah'ın emri ile sizin veliniz ve imamınızdır.
İmamet makamı ondan sonra da Allah ve Resûlü ile görüşeceğiniz güne kadar onun evlatlarından olan Benim neslimin hakkıdır."
Hz. Ali'nin imamet ilanından sonra henüz insanlar dağılmadan Maide 3. ayet nâzil oldu: "Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, size nimetlerimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçtim."
Resûlullah (s.a.a.); "Allahuekber! Din kemâle erdirildi. Nimet tamamlandı. Yüce Allah Benim risaletime, Ali'nin velayetine razı oldu" buyurdu.
Yani, Hz. Ali'nin imametinin bilinmesi ile İslam dini tamamlanmıştır ve bu Allah'ın emridir.
Maide 3. ayetin, Hz. Ali'nin hilafet ilanından sonra nâzil olduğu İmam Ahmed b. Hanbel'in Müsned'inde (c.1 s.241 (s.262), 950 (s.340) 964 (s.344); 7/23959 (s.779-780); 6/18671 (s.305-306), 19494 (s.528), 19518 (s.534), 19540 (s.538539), 19543 (s.539), Taberî'de, Celaleddin Suyutî Tefsirinde, İmam Fahri Razi Tefsirinde, İmam Gazalî'nin İhya'sında, İbn-i Ebi'l-Hadid'in Nehcü'l-Belağa Şerhi'nde, Menâkıb-ı Harezmî'de (s.25) yer almaktadır.
Sahih rivayetlere göre, Gadir-i Hum günü, Hz. Peygamberin Hz. Ali Efendimizi yerine halife ve vasi olarak tayininden sonra "ikmal ayeti" olarak bilinen Maide 3'ün nâzil olduğu pek çok Sünnî eserde yer alır.
Bu açıdan değerlendirildiğinde Hz. Ali'nin imametini reddetmek, Allah'ın emrine karşı gelmektir.
Maide Suresi'nin 3. ayetinin Hz. Ali'nin velayeti hakkında olduğunu rivayet eden râviler şöyledir:
Hz. Ali (a.s.), Abdullah b. Abbas, Ebu Said elHudrî, Bera b. Azib, Ammar b. Yasir, Mikdad b. Esved, Zeyd b. Erkam, Selman-ı Farisi, Ebu Zer Gifari. Müslim, Sahih, Fedailü's-Sahabe, 44/36,6175,6176,6177; Nesâî, Hasais-i Ali, H.no: 8,76,82,83,85,90,95,96; İbn Mace, Sünen, Mukaddime, Fazlu Aliyy İbn Ebi Tâlib, 29/116; Tirmizî, Sünen, Menâkıb, 30,36,50-3716; İbn Ebi Şeybe, Musannaf, VII.495,R.9,10; Hakim, Müstedrek, II/129,III,109,116; Kenz, R.31662,32904,32946; Heytemî, Savaik, 120-124; Münavi, Feyzu'l-Kadir, III/had no:2631, s.433-434, VII/had. No.9000, s.253-254; Sıbt b. Cevzî, Tezkiretü'lHavvas, s.30; Hatib el-Bağdadî, et-Tarih, VII/289.
MAİDE 67. AYET İMAM ALİ EFENDİMİZİN HALİFE İLANINI EMREDER
Yüce Allah, Maide 67. ayet-i kerime ile Hz. Peygamber'e bir ilan ve tebliğ görevi vermektedir. Âyet-i kerime şöyledir:
"Ey Peygamber! Rabbinden Sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan, O'nun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah, Seni insanlardan korur. Şüphesiz Allah, kâfirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir."
Buradaki tebliğ ve ilanın Hz. Ali Efendimizin halife tayini ile ilgili olduğu pek çok Sünnî âlim tarafından ifade edilir:
Büyük müfessir ve muhaddis İmam es-Suyutî şunları kaydetmektedir:
"İbn Ebi Hatim, İbn Merdûye ve İbn Asakir'in bildirdiğine göre, Ebu Said el-Hudrî, 'Ey Peygamber, Rabbinden Sana indirileni tebliğ et…' ayeti, Gadir-i Hum günü, Ali bin Ebi Tâlib hakkında nâzil olmuştur' demiştir.
İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre, İbn Mes'ud der ki: 'Biz, Resûlullah (s.a.a.) zamanında, 'Ey Peygamber, Rabbinden Sana indirileni tebliğ et…' âyetini okur ve 'Ali bütün mü'minlerin velisidir, idarecisidir (mevla)' ifadesini eklerdik. Sonra, 'Eğer bunu yapmazsan, O'nun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah, Seni insanlardan korur' şeklinde devam ederdik.'"
Tefsir ilminin Sünnî temel kaynaklarından olan Vahidî'nin Esbab-ı Nüzul'ünde ise söz konusu Maide 67. âyet-i kerimesinin nüzul sebebi şöyle nakledilmektedir:
"… İbn Atıyye'den, o da Ebu Said el-Hudrî'den (r.a.) rivayet etmektedir. (Ebu Said el-Hudrî) dedi ki: 'Ey Peygamber, Rabbinden Sana indirileni tebliğ et…' âyeti, Gadir-i Hum günü Ali bin Ebi Tâlib (r.a) hakkında nâzil olmuştur.'"
Nişabur tefsir ekolünün öncülerinden büyük müfessir es-Sa'lebî, söz konusu ayet-i kerimenin manasını şöyle kaydetmektedir:
"Ebu Ca'fer Muhammed b. Ali dedi ki; bunun manası şudur: (Muhammed'im) Ali'nin (r.a) fazileti hususunda Sana indirileni tebliğ et. Nitekim bu ayet nazil olduğunda Resûlullah (s.a.a), Ali'nin (r.a) elini tutup kaldırdı ve 'Ben kimin velisi-idarecisi isem, Ali de onun velisi-idarecisidir' buyurdu."
Adiyy b. Sabit'in Hz. Bera'dan (r.a.) rivayeti ise şöyledir:
Resûlullah ile birlikte Veda Haccı'ndan dönüşte, Gadir-i Hum'daydık. Namaza toplanın diye nida etti. İki ağacın gölgesi altında iken, Ali'nin (r.a.) elinden tutup kaldırarak şöyle buyurdu: "Ben, bütün mü'minlere kendi canlarından daha önde, daha yüce değil miyim?"
Ashab, "Şüphesiz öylesin ya Resûlallah" dediler.
Bunun üzerine tekrar "Ben, her bir mü'mine kendi nefsinden daha önde, daha evla değil miyim?" buyurdu.
Ashab da yine, "Şüphesiz öylesin ya Resûlallah" dediler.
Bunun üzerine Resûlullah şöyle hitap buyurdu: "Ben kimin velisi-idarecisi isem, işte bu (Ali) de onların velisi-idarecisidir. Allah'ım, onu veli kabul edip dost olana dost ol; ona düşmanlık yapana da düşman ol."
Ömer (r.a.) onunla karşılaştığında; "Gözün aydın olsun ey Ebu Tâlib'in oğlu, sen gece-gündüz (her an) her bir mü'min erkek ve mü'mine hanımın velisi-idarecisi oldun" diye tebrik etti." Müfessir Âlusî ise, Maide 67. âyetin bağlamında Sünnîlerin genel görüşünü de beyan ettiği tefsirinde şunları kaydetmiştir:
"İbn Abbas'ın şöyle dediği rivayet edilmektedir: Bu ayet, Ali (k.vehce) hakkında nâzil oldu. Yüce Allah, Hz. Peygambere onun (Ali) velayetini insanlara ilan etmesini emrettiğinde; Resûlullah, insanların kendisine 'amcasının oğlunu başımıza geçirdi' deyip kendisini kınamalarından (ta'n etmelerinden) oldukça korktu.
Bunun üzerine Allah, bu ayeti indirdi; o da Gadir-i Hum'da Ali'nin velayetini ikame etti. Onun elini tutup kaldırarak şöyle buyurdu: Ben kimin velisi-idarecisi isem, işte bu (Ali) de onların velisi-idarecisidir. Allah'ım, onu veli kabul edip dost olana dost ol; ona düşmanlık yapana da düşman ol."
Celaleddin Suyutî de, ed-Dürrü'l-Mensur'unda; Ebi Hatim, İbn Murdeveyh, İbn Asakir ve Ebu Said el-Hudrî'den naklen böyle tahric etti.
Temel İslam kaynaklarında nakledilen İmam Ali'nin velayeti ve Gadir-i Hum gerçeğinin ısrarla gizlenmesi ve üstünün örtülmesi, elbette sorgulanması gereken ilmî ve imanî bir görev olsa gerektir." (Prof. Dr. Haydar Baş Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt eserinden)
1- "Ali b. Tâlib, Benim kardeşimdir, vasimdir, halifemdir ve Benden sonraki halifemdir."
2- "Allah Resûlünün (s.a.a.) halifesi odur. Mü'minlerin emiri odur. Allah tarafından tayin edilen hidayet imamı odur."
3- "Ey insanlar! Bu Ali'dir! O Benim kardeşimdir, vasîm, ilmimi toplayan ve ümmetim arasında iman eden kimseler üzerindeki halifemdir."
4- "Ey insanlar! Ben hilafet emrini kıyamet gününe kadar imamet veraseti olarak neslime emanet ediyorum."
5- "Ali, Allah tarafından tayin edilen imamdır."
6- "Benden sonra Ali, Allah'ın emri ile sizin veliniz ve imamınızdır.
İmamet makamı ondan sonra da Allah ve Resûlü ile görüşeceğiniz güne kadar onun evlatlarından olan Benim neslimin hakkıdır."
Hz. Ali'nin imamet ilanından sonra henüz insanlar dağılmadan Maide 3. ayet nâzil oldu: "Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, size nimetlerimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçtim."
Resûlullah (s.a.a.); "Allahuekber! Din kemâle erdirildi. Nimet tamamlandı. Yüce Allah Benim risaletime, Ali'nin velayetine razı oldu" buyurdu.
Yani, Hz. Ali'nin imametinin bilinmesi ile İslam dini tamamlanmıştır ve bu Allah'ın emridir.
Maide 3. ayetin, Hz. Ali'nin hilafet ilanından sonra nâzil olduğu İmam Ahmed b. Hanbel'in Müsned'inde (c.1 s.241 (s.262), 950 (s.340) 964 (s.344); 7/23959 (s.779-780); 6/18671 (s.305-306), 19494 (s.528), 19518 (s.534), 19540 (s.538539), 19543 (s.539), Taberî'de, Celaleddin Suyutî Tefsirinde, İmam Fahri Razi Tefsirinde, İmam Gazalî'nin İhya'sında, İbn-i Ebi'l-Hadid'in Nehcü'l-Belağa Şerhi'nde, Menâkıb-ı Harezmî'de (s.25) yer almaktadır.
Sahih rivayetlere göre, Gadir-i Hum günü, Hz. Peygamberin Hz. Ali Efendimizi yerine halife ve vasi olarak tayininden sonra "ikmal ayeti" olarak bilinen Maide 3'ün nâzil olduğu pek çok Sünnî eserde yer alır.
Bu açıdan değerlendirildiğinde Hz. Ali'nin imametini reddetmek, Allah'ın emrine karşı gelmektir.
Maide Suresi'nin 3. ayetinin Hz. Ali'nin velayeti hakkında olduğunu rivayet eden râviler şöyledir:
Hz. Ali (a.s.), Abdullah b. Abbas, Ebu Said elHudrî, Bera b. Azib, Ammar b. Yasir, Mikdad b. Esved, Zeyd b. Erkam, Selman-ı Farisi, Ebu Zer Gifari. Müslim, Sahih, Fedailü's-Sahabe, 44/36,6175,6176,6177; Nesâî, Hasais-i Ali, H.no: 8,76,82,83,85,90,95,96; İbn Mace, Sünen, Mukaddime, Fazlu Aliyy İbn Ebi Tâlib, 29/116; Tirmizî, Sünen, Menâkıb, 30,36,50-3716; İbn Ebi Şeybe, Musannaf, VII.495,R.9,10; Hakim, Müstedrek, II/129,III,109,116; Kenz, R.31662,32904,32946; Heytemî, Savaik, 120-124; Münavi, Feyzu'l-Kadir, III/had no:2631, s.433-434, VII/had. No.9000, s.253-254; Sıbt b. Cevzî, Tezkiretü'lHavvas, s.30; Hatib el-Bağdadî, et-Tarih, VII/289.
MAİDE 67. AYET İMAM ALİ EFENDİMİZİN HALİFE İLANINI EMREDER
Yüce Allah, Maide 67. ayet-i kerime ile Hz. Peygamber'e bir ilan ve tebliğ görevi vermektedir. Âyet-i kerime şöyledir:
"Ey Peygamber! Rabbinden Sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan, O'nun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah, Seni insanlardan korur. Şüphesiz Allah, kâfirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir."
Buradaki tebliğ ve ilanın Hz. Ali Efendimizin halife tayini ile ilgili olduğu pek çok Sünnî âlim tarafından ifade edilir:
Büyük müfessir ve muhaddis İmam es-Suyutî şunları kaydetmektedir:
"İbn Ebi Hatim, İbn Merdûye ve İbn Asakir'in bildirdiğine göre, Ebu Said el-Hudrî, 'Ey Peygamber, Rabbinden Sana indirileni tebliğ et…' ayeti, Gadir-i Hum günü, Ali bin Ebi Tâlib hakkında nâzil olmuştur' demiştir.
İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre, İbn Mes'ud der ki: 'Biz, Resûlullah (s.a.a.) zamanında, 'Ey Peygamber, Rabbinden Sana indirileni tebliğ et…' âyetini okur ve 'Ali bütün mü'minlerin velisidir, idarecisidir (mevla)' ifadesini eklerdik. Sonra, 'Eğer bunu yapmazsan, O'nun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah, Seni insanlardan korur' şeklinde devam ederdik.'"
Tefsir ilminin Sünnî temel kaynaklarından olan Vahidî'nin Esbab-ı Nüzul'ünde ise söz konusu Maide 67. âyet-i kerimesinin nüzul sebebi şöyle nakledilmektedir:
"… İbn Atıyye'den, o da Ebu Said el-Hudrî'den (r.a.) rivayet etmektedir. (Ebu Said el-Hudrî) dedi ki: 'Ey Peygamber, Rabbinden Sana indirileni tebliğ et…' âyeti, Gadir-i Hum günü Ali bin Ebi Tâlib (r.a) hakkında nâzil olmuştur.'"
Nişabur tefsir ekolünün öncülerinden büyük müfessir es-Sa'lebî, söz konusu ayet-i kerimenin manasını şöyle kaydetmektedir:
"Ebu Ca'fer Muhammed b. Ali dedi ki; bunun manası şudur: (Muhammed'im) Ali'nin (r.a) fazileti hususunda Sana indirileni tebliğ et. Nitekim bu ayet nazil olduğunda Resûlullah (s.a.a), Ali'nin (r.a) elini tutup kaldırdı ve 'Ben kimin velisi-idarecisi isem, Ali de onun velisi-idarecisidir' buyurdu."
Adiyy b. Sabit'in Hz. Bera'dan (r.a.) rivayeti ise şöyledir:
Resûlullah ile birlikte Veda Haccı'ndan dönüşte, Gadir-i Hum'daydık. Namaza toplanın diye nida etti. İki ağacın gölgesi altında iken, Ali'nin (r.a.) elinden tutup kaldırarak şöyle buyurdu: "Ben, bütün mü'minlere kendi canlarından daha önde, daha yüce değil miyim?"
Ashab, "Şüphesiz öylesin ya Resûlallah" dediler.
Bunun üzerine tekrar "Ben, her bir mü'mine kendi nefsinden daha önde, daha evla değil miyim?" buyurdu.
Ashab da yine, "Şüphesiz öylesin ya Resûlallah" dediler.
Bunun üzerine Resûlullah şöyle hitap buyurdu: "Ben kimin velisi-idarecisi isem, işte bu (Ali) de onların velisi-idarecisidir. Allah'ım, onu veli kabul edip dost olana dost ol; ona düşmanlık yapana da düşman ol."
Ömer (r.a.) onunla karşılaştığında; "Gözün aydın olsun ey Ebu Tâlib'in oğlu, sen gece-gündüz (her an) her bir mü'min erkek ve mü'mine hanımın velisi-idarecisi oldun" diye tebrik etti." Müfessir Âlusî ise, Maide 67. âyetin bağlamında Sünnîlerin genel görüşünü de beyan ettiği tefsirinde şunları kaydetmiştir:
"İbn Abbas'ın şöyle dediği rivayet edilmektedir: Bu ayet, Ali (k.vehce) hakkında nâzil oldu. Yüce Allah, Hz. Peygambere onun (Ali) velayetini insanlara ilan etmesini emrettiğinde; Resûlullah, insanların kendisine 'amcasının oğlunu başımıza geçirdi' deyip kendisini kınamalarından (ta'n etmelerinden) oldukça korktu.
Bunun üzerine Allah, bu ayeti indirdi; o da Gadir-i Hum'da Ali'nin velayetini ikame etti. Onun elini tutup kaldırarak şöyle buyurdu: Ben kimin velisi-idarecisi isem, işte bu (Ali) de onların velisi-idarecisidir. Allah'ım, onu veli kabul edip dost olana dost ol; ona düşmanlık yapana da düşman ol."
Celaleddin Suyutî de, ed-Dürrü'l-Mensur'unda; Ebi Hatim, İbn Murdeveyh, İbn Asakir ve Ebu Said el-Hudrî'den naklen böyle tahric etti.
Temel İslam kaynaklarında nakledilen İmam Ali'nin velayeti ve Gadir-i Hum gerçeğinin ısrarla gizlenmesi ve üstünün örtülmesi, elbette sorgulanması gereken ilmî ve imanî bir görev olsa gerektir." (Prof. Dr. Haydar Baş Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.