Fotoğraflarla yönetilen devlet

II. Abdülhamit'in 170. doğum yıldönümü dolayısıyla düzenlenen programda Doç. Dr. Afyoncu, II. Abdülhamit'in devleti fotoğraflarla yönettiğini söyledi. Abdülhamit'in hiç gündemde olmadığı bir dönemde padişah olduğuna dikkat çeken Afyoncu, "V. Murat tahttan indirilince, padişah oldu. Abdülaziz'in yurt dışı gezisine katılmış ve Batı Medeniyeti'ni gözleme imkanı bulmuş, halkın içinde olan bir padişahtı. Ancak Ali Suavi isimli bir ihtilalcinin etrafına topladığı göçmenlerle Çırağan Sarayı'nı basması Abdülhamit'in hayatındaki önemli dönüm noktalarından biridir. Abdülhamit büyük bir şok yaşamış ve bu şok onun Yıldız Sarayı'na kapanmasına sebep olmuştur. Ondan sonra Abdülhamit artık Yıldız yokuşundan aşağı bile inmeyecektir. Devleti, Beşiktaş'taki Yıldız Sarayı'ndan idare edecektir. Bu boşuna bir korku değildir. İlginç bir şey yapıyor ve fotoğraflar kullanıyor. İmparatorluğun ve dünyanın değişik yerlerinden devamlı fotoğraflar getirtmiştir. O bölgeyi fotoğraflarla yönetmiştir. Onun sayesinde biz on binlerce fotoğrafa sahibiz" dedi.
Abdülhamit'in Kanuni'den sonra gelen en önemli padişah olduğunu ifade eden Afyoncu, Abdülhamit'in en önemli icraatının başında modern tarzda açtığı eğitim kurumları olduğunu belirtti. Cumhuriyet'i kuran ekibin önemli bir kısmının Abdülhamit'in açtığı okullardan yetiştiğini hatırlatan Afyoncu, "Bir taraftan eğitimi modernleştirirken bir taraftan bu okullar Abdülhamit'e karşı muhalefetin merkezi haline geldi" dedi.
Abdülhamit'in tahta çıkış yıllarını ve Kanuni Esasi'nin hazırlanıp Meşrutiyet'in ilan edilme sürecini de anlatan Afyoncu, "O dönemde de resmi dil tartışmaları yaşandı. Ama Abdülhamit devletin resmi dilinin Türkçe olduğunu Anayasa'ya koydurtmuştur" diye konuştu. Devletin gücünü göstermek için Selanik'ten Hicaz'a imparatorluğun her köşesine görkemli eserler yaptırdığını anlatan Afyoncu, "Gördüğümüz saat kuleleri Abdülhamit'in tahta çıkışının 25. yıldönümü dolayısıyla diktirildi" şeklinde konuştu.
Afyoncu, konferansın ardından dinleyicilerin sorularına da cevap verdi. Bir dinleyicinin, "Muhteşem Yüzyıl" dizisinin danışmanlığından niçin ayrıldığına dair sorusuna Afyoncu, "Belli bir süre sonra yoruluyorsunuz. Önce senaryo ekibine laf anlatmakta yoruluyorsunuz, iki, yapımcılara laf anlatmakta yoruluyorsunuz, üç, kamuoyuna laf anlatmakta yoruluyorsunuz. Ben yorulduğum için bıraktım. Çünkü benim diziye girerken ki amacım şuydu: Çok kişi tarafından izleneceğini benim tahmin ettiğim bir diziydi. Tamamının sizin istediğiniz gibi olması hiçbir zaman mümkün değildir. Ama dizinin içerisinde 3-5 tane bile büyük yanlışı düzeltseniz bile o çok önemli bir noktadır. Ama belli bir aşamadan sonra beni yordu. Şunu düzelt, bunu düzelt demekten yoruldum ve bıraktım" yanıtını verdi. (İHA)