Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in ''Hz. Fâtıma'' eserinde Fedek'e el konulma sebepleri hakkında şu bilgilere yer veriliyor:
"Hz. Ebu Bekir, Hz. Fâtıma (a.s.) mescide konuşurken, O'na karşılık olarak son derece nazik bir tutum takınmıştır. Ancak Hz. Fâtıma (a.s.) konuşmasını tamamlayarak orayı terk ettiğinde, kendisine karşı halkın galeyanını bastırmak için son derece sert ve hakaret dolu bir konuşma yapmıştır:
"Ebu Bekir Zehra'nın konuşmasının insanlar üzerinde bıraktığı etkiyi görünce, Ömer'e şöyle dedi: 'Ellerin bağlansın. Beni bıraksan olmaz mı? Belki böylece rüzgar diner ve yırtık da kapanmış olur! Böylesi bizim için daha isabetli değil mi?' Hz. Ömer şu karşılığı verdi: 'Eğer ona taviz verirsen, bu otoritenin zayıflaması ve emirlerinin ciddiye alınmaması sonucunu doğurur. Ben sadece sana acıyorum.' Ebu Bekir dedi ki: 'Yazıklar olsun sana! Hz. Muhammed'in kızını ne yapacağız? Bütün insanlar O'nun ne istediğini ve bizim nasıl O'na kalleşlik yaptığımızı biliyorlar.' Hz. Ömer dedi ki: 'Bu suyun kabarması gibi bir şeydir. Biraz sonra çekilir eski mecrasına döner, hiç olmamış gibi olur.' Bunun üzerine Ebu Bekir elini Ömer'in omzuna vurdu ve şöyle dedi: 'Nice sıkıntıları giderdin, ya Ömer!' Sonra insanları cemaat namazına çağırdı. Herkes toplandı.
Ebu Bekir minbere çıktı ve şöyle dedi: 'Ey insanlar! Şu her dedikoduya inanmak da nedir? Bu gibi arzular Resûlullah (s.a.v.) döneminde var mıydı? Bir şey duyan varsa söylesin. Bir şeye tanık olan varsa konuşsun (ama şıracının şahidi bozacı gibi bir durum var ortada). O, şahidi kuyruğu olan tilkiye benzemektedir. O ki, her fitneyi beslemekte ve şöyle demektedir: Yaşlandıktan sonra bir daha onu (fitneyi) gençleştirin! Zayıflardan yardım isteyin. Kadınların arkasına sığınıyorlar. Tıpkı Ümmü Tıhal gibi! Onun için ailesinin en sevimlisi azgınlıktır. Haberiniz olsun! Eğer ben istersem konuşurum. Eğer konuşursam açık seçik söylerim. Ama bana karışılmadığı sürece de susarım.' Sonra Ensar'a döndü ve şöyle dedi: Ey Ensar topluluğu! Sizden bazı beyinsizlerin sözlerini duydum. Herkesten daha çok siz Resûlullah (s.a.v.) dönemindeki gibi davranmaya layıksınız. Çünkü Resûlullah (s.a.v.) size geldi ve siz de O'nu barındırdınız. O'na yardım ettiniz. Haberiniz olsun! Ben, içimizde bunu hak etmeyenlere elimi ve dilimi uzatacak değilim! Ardından minberden indi." (Delalilu'l-İmame, Taberî, s. 39).
Bu konuşmada dikkat edilirse, Hz. Fâtıma'nın (a.s.) yaptığı konuşmaya bir cevap olmasına rağmen, miras konusuna hiç girilmemiştir. Ebu Bekir ve Ömer, esas meselenin halifelik seçiminde yaptıkları oldu bitti ile ilgili olduğunun farkındadırlar. Hz. Ali'yi üstü kapalı olarak suçlamaları da ileride meydana gelecek gelişmelerin önünü kesmek içindir. Halifeliği kaybetmemek için masum Fâtıma'yı (a.s.) tilki kuyruğuna, Hz. Ali'yi (a.s.) ise, tilkiye benzetebilmişlerdir."
(devam edecek…)
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020